“Mağrur olma Padişahım, senden büyük ALLAH var!”

82

Osmanlı’da, muhtemelen Yavuz Sultan Selim döneminden itibaren gelenekselleşen,cülus törenlerinde ve Cuma selamlığında padişaha etrafındaki devlet erkanın söylediği bir sözdür yazımın başlığı.

İktidar gücünü elinde bulundurmak insan nefsi için en önemli sınavlardan biridir. Çünkü bu güç insanı kibre ve adaletsizliğe sürükleyebilecek faktörlerin başında gelir.

İşte ecdadımızın gelenekselleşmiş bu güzel sözü, iktidar sahiplerine ölümlü olduklarının hatırlatılması ve hesap verecekleri makamla ilgili ikaz edilmeleri açısından son derece önemlidir.

Ecdadımız kendi iktidarlarının temelini fütuhat siyasetine dayandırmıştır. Yani kendilerini Allah’ın yeryüzündeki kılıcı olarak tanımlamış ve yayılmacı siyasetini İslam’daki cihad ülküsüne bağlamıştır.

Adaletin de yönetimi devam ettiren temel mekanizma olmasına dikkat etmeye çalışmışlardır.

İslam adına yapılan her şeyin maddî – manevî sorumluluğu da büyüktür. Çünkü dinin koruyucusu Yüce Allah’tır.

Dolayısıyla Allah adına bir şeyler yapmaya kalkıp bunu istismar ederseniz, yaptığınızın cezasının Allah tarafından çok kötü bir şekilde kesileceğini dinimiz açıkça ortaya koymaktadır.

Öyle görünüyor ki iktidar sahibi dedelerimiz, adaletten ayrılmamak ve Allah’ın gazabını üzerlerine çekmemek için “mağrur olma padişahım senden büyük Allah var!” sözünün her daim kendilerine hatırlatılmasını istemiştir.

Böyle bir geleneğin mensuplarının da günümüzde bu sözü sık sık hatırlamalarında fayda olduğu kanısındayım.

Özellikle de makam ve iktidar sahibi olan kişilerin.

Hele ki bu kişiler kendilerini İslamî argümanlarla açıklıyorlarsa bu sözü hayatlarına daha da etkili biçimde geçirmeleri beklenir.

Dolayısıyla İslam’ın temel ilkesi adaletten de şaşmamaları gerekir.

Zor durumda kalınca Allah’ın adını ananların,Allah’ın yarattığı her kula eşit mesafede olup onları ötekileştirmemeleri gerekir.

Ayrıca büyüklenmenin “Allah”tan başka kimsenin haddi olmayacağını bilmeleri ve bunu unutup kibre kapılanların hazin sonlarının ne olduğunu hatırlamaları gerekir.

Yani “ne oldum değil ne olacağım” demeyi unutmamaları gerekir ki kibir kendilerini helak etmesin…

Saygılarımla…