Yüce dinimiz İslam’ın hedefi, en güzel surette yaratılan ve yeryüzündeki varlıkların en üstünü kılınan insanın dünya ve ahiret mutluluğunu temin etmektir. Bu yüzden dinimiz, insanın huzur ve mutluluğuna yönelik olarak şu beş hususa büyük önem vermiştir: 1- Dinin korunması, 2- Canın korunması, 3- Aklın korunması, 4- Neslin korunması, 5- Malın korunması.
Yeryüzünün en değerli varlığı olan insanın Yüce Allah’a kulluk görevlerini tam manasıyla yapabilmesi, ailesine ve topluma karşı sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirebilmesi ve onurlu bir hayat sürmesi için akıl ve beden sağlığının yerinde olması gerekmektedir. Bundan dolayı; insan sağlığını bozan, insanın akıl ve zekâsını kullanamaz hale getiren, muhakeme kabiliyetini körelten ve zihnini uyuşturan her türlü alkollü içki, uyuşturucu ve benzeri zararlı maddelerin kullanımı dinimizce haram kılınmıştır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, şarap ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”(Mâide, 90, 91)
Hz. Peygamber (s.a.s.) de hadis-i şeriflerinde içkiyi, bütün kötülüklerin anası (kaynağı), her çeşit şerrin anahtarı ve bütün günahların toplandığı şey olarak nitelendirmiştir. (Keşfu’l-Hafâ, c. 1, s. 382, H.1225) Peygamber Efendimiz (s.a.s.) sarhoşluk veren her şeyin içki olduğunu ve bütün içkilerin de haram olduğunu belirtmiş (Müslim, Eşribe, 7), ayrıca çoğu sarhoşluk veren bir şeyin azının da haram olduğunu bildirmiştir.(Tirmîzi, Eşribe, 3)
Alkollü içki ve uyuşturucu kullanan, kumar oynayan insan sadece kendisine zarar vermekle kalmaz, aile hayatını da felce uğratır. Bu tür kötü alışkanlıkları olan insanların çoğu aile ve çocuklarını ihmal eder. Hatta onlara karşı kaba ve kırıcı olur, onlara zarar verir. İçkiye harcanan para aile bütçesini de olumsuz şekilde etkiler. Alın teri dökülerek kazanılmış olan paranın içki ve kumar gibi meşru olmayan yerlerde harcanması aileyi ekonomik yönden sıkıntıya sokar. Ailede huzur kalmayınca da evliliklerin sona ermesi kaçınılmazdır. Bu yüzden boşanan ailelerin sayısı az değildir.
İçki ve uyuşturucu alışkanlığı olan insan iş hayatında da başarılı olamaz, işini, mesleğini ve sanatını gereği gibi yerine getiremez. İhtiyaçlarını karşılamakta ve ailesinin geçimini sağlamakta zorlanır. Ülkesine, milletine faydalı olamaz.
Alkol kullanımı trafik kazalarına, kavgalara ve cinayetlere sebep olmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre; trafik kazalarının % 60’ı, cinayetlerin % 85’i, boşanma olaylarının % 80’i alkol kullanımından kaynaklanmaktadır. Yine bu araştırmada ülkemizde alkol kullananların sayısında önemli bir artış olduğu ve uyuşturucu kullananların % 73’ünü de 20 yaşın altındaki gençlerin oluşturduğu anlaşılmaktadır. (Dr. İsmail Gökşen, Alkol, Uyuşturucu ve Terör Konferans Metni; Zaman, 13.1.1996) Ülkemizde alkollü araç kullanma sebebiyle meydana gelen trafik kazalarında her yıl binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmekte veya sakat kalmaktadır.
Görülüyor ki; dinimizce yasaklanan içki, kumar ve diğer zararlı alışkanlıklar insanlık için büyük bir felâkettir. Bugün alkol ve uyuşturucu, özellikle gençleri ciddî bir şekilde tehdit etmekte, bütün devletler bu tür maddelere karşı ciddi bir mücadele yürütmekte, bunların üretimini, alınmasını, satılmasını ve kullanılmasını sıkı bir denetime tabi tutmaktadır. Ülkemizde de alkol ve uyuşturucu kullanımının artması, özellikle son zamanlarda bu felaketin ilim ve irfan yuvaları olan okullarımıza kadar girmesi endişe vericidir. Bunun için gerekli tedbirler mutlaka alınmalı, alkol ve uyuşturucu maddeler ile mücadeleye önem verilmelidir. Anne-babalar başta olmak üzere, öğretmenler, din görevlileri, yöneticiler daha dikkatli olmalıdırlar.
Toplumları derinden etkileyen bu felaketin önüne geçmenin en etkili yolu din eğitimidir. Çünkü dinini öğrenen, Allah’a ve ahiret gününe inanan, haramı-helali bilen insan, Allah’ın yasak ettiği şeylere yaklaşmaz, kendisine, ailesine ve çevresine zarar verecek davranışları yapmaz.
Öyleyse; insanlarımıza Kur’an ve dini bilgileri öğretmeli, özellikle gençlerimizi manevî ve ahlâkî değerlerimize göre yetiştirmeye gayret göstermeliyiz. Alkol ve uyuşturucu batağına düşmüş insanların, hatalarını anlayıp bunlardan vazgeçmelerini, yepyeni bir hayata başlamalarını sağlamak için hepimiz üzerimize düşen sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.