Yaratılan her şeyin, her varlığın bir sonu vardır. Nasıl ki, insan ve diğer canlıların hayatı ölümle son bulduğu gibi,dünya hayatı da Yüce Rabbimizin verdiği süre tamamlandıktan sonra, yine O’nun bilgisi dahilinde kıyametin kopmasıyla sona erecektir. Hiç ölmeyecek, yok olmayacak olan azamet ve ikram sahibi Allahu Teâlâ’dır. (Rahmân, 55/26-27)
Sözlükte “kalkmak, dikilmek, ayaklanmak” anlamlarına gelen kıyamet bir terim olarak, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst edilerek yok olması, yok olan ve ölen şeylerin yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesi demektir. Bu durumda kıyamet genel bir ölümden sonra genel bir dirilişi kapsamaktadır.(Diyanet İlmihali, C.I, 121)
Tarih boyunca insanlar kıyamet konusu ile yakından ilgilenmişler, özellikle kıyametin ne zaman kopacağı insanlar arasında büyük merak konusu olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “İnsan kıyamet günü ne zamanmış? diye sorar. İşte göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay bir araya getirildiği zaman! O gün insan ‘kaçacak yer neresi?’ diyecektir. Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.”(Kıyâme, 75/6-12)
Yüce Allah, adaletinin tecelli etmesi,insanların yaptıklarının hesabını vermeleri, iyilik ve kötülüklerinin karşılığını görmeleri için ahiret hayatını yaratmıştır. Ahiret hayatının başlaması da ancak kıyametin kopmasıyla olacaktır.Kur’an-ı Kerim’de, kıyametin muhakkak gerçekleşeceği,onda hiçbir şüphenin bulunmadığı(Hac, 22/7) ve kıyametin yaklaştığı (Kamer, 54/1) haber verilmiş, fakat kıyametin zamanı bildirilmemiştir. Kıyametin zamanını Allah’tan başka kimse bilemez, buna peygamberler ve dört büyük melek de dahildir.
Kıyametin zamanı hakkındaki bilginin ancak Yüce Allah’a ait olduğu çeşitli ayetlerde ifade edilmiştir. Bunlardan bazıları şöyledir:“Kıyametin ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır…”(Lokmân, 31/34)“Sana kıyametin, ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki: ‘Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O (Allah) ortaya çıkaracaktır.”(A’râf, 7/187)Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de, Cibrîl hadisi diye bilinen hadis-i şerifinde Cebrâil (a.s.)’ın kıyametin ne zaman kopacağına dair sorusuna,“Bu konuda kendisine soru sorulan, sorandan daha bilgili değildir”(Buharî, İman, 37) buyurarak kıyametin zamanı hakkında bilgisi olmadığını bildirmiştir.
Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde kıyametin ne zaman kopacağı bildirilmemiştir, ancak bir ayet-i kerimede, “Muhakkak onun alametleri gelmiştir”(Muhammed, 47/18) buyrularak kıyamet kopmadan önce meydana gelecek alametlere işaret edilmiştir.Hz. Peygamber (s.a.s.) de kıyamet gününe işaret eden bazı önemli hadiseler hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Bunlar büyük ve küçük alametler olarak iki başlık altında ele alınmıştır.
Kıyametin küçük alametlerini şöyle özetlemek mümkündür: Hz. Peygamber (s.a.s.)’in son peygamber olarak gönderilmesi, ilmin ortadan kalkıp din ve inanç hakkında bilgisizliğin artması, Allah rızası yerine maddî menfaatlere daha çok önem verilmesi, içkinin çokça içilmesi, zinanın açıktan yapılır olması, ehliyetsiz insanların söz sahibi olması, dünya malının bollaşmasıyla beraber kanaatsizlik ve nankörlüğün artması, zekât verecek fakirin bulunmaması, adam öldürme olaylarının ve kargaşanın artması. (Bkz. Buharî, Tefsîr, 79, Hudûd, 20, Fiten, 25; Tirmizî, Fiten, 34)
Kıyametin büyük alametlerini Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şu hadis-i şeriflerinde bildirmiştir: “On alamet meydana gelmedikçe kıyamet kopmaz. Deccal’ın çıkışı, Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi, Ye’cuc ve Me’cucun çıkışı, Dâbbetü’l Arz’ın çıkışı, güneşin batıdan doğması, doğuda, batıda ve Arap yarım adasında meydana gelmek üzere yerin batışı, duman ve insanları mahşer yerine sürecek olan ve Aden çukurundan çıkan bir ateşin zuhuru.”(Müslim, Fiten, 39; İbnMâce, Fiten, 28)
Yukarıda izah edilmeye çalışıldığı üzere kıyamet mutlaka kopacaktır, onun zamanını ve gerçek mahiyetini ancak Yüce Allah bilmektedir. Bu hadisesinin biz insanları asıl ilgilendiren tarafı kıyametin ne zaman meydana geleceği değil, kıyamet koptuktan sonra başlayacak olan ahiret hayatında durumumuzun nasıl olacağıdır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de bizleri şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın…”﴾ Haşr, 59/18﴿Hz. Peygamber (s.a.s.) de, “Kıyamet ne zaman kopacak?” diye soran birine, “Sen kıyamet için ne hazırladın?”(Müslim, Birrve’s-Sıla, 50) buyurarak, Müslüman için önemli olan şeyin kıyamet için hazırlanmak olduğunu vurgulamıştır. O halde; her an ölecekmiş gibi kulluk vazifelerimizi dikkatlice yerine getirmeli, ebedî hayat için gerektiği şekilde hazırlanmalıyız.