Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Hasta-Hekim Memnuniyeti

91

2002 yılında iktidara gelen Ak Parti hükümeti ile sağlık hizmeti sunumunda ve halkın sağlık hizmeti alımında köklü değişiklikler olmuştur. Sağlık sistemi 1961 de çıkan sağlık hizmetlerinin sosyalleşmesi kanunu ile sağlık evleri, sağlık ocakları, ilçe ve il hastaneleri şeklinde uygulanmaya başlanmış ve buna daha sonra SSK hastaneleri eklenmiştir. Özel hastaneler çok az sayıda olup, kamuda çalışan hekimlerin bir kısmının ve tam gün bağımsız hizmet veren muayenehane hekimliği sağlık hizmet sunumun ana unsurları idi.

2003 de uygulamaya konulan sağlıkta dönüşüm süreci ile:

1. Sağlık hizmeti sunan hastane ve kurumlar birleştirildi.

2. İlaç alımında eczane hizmetleri kolaylaştırıldı.

3. Aile hekimliğine geçildi.

4.Dal Merkezleri-Tıp Merkezleri ve özel hastanelerin SGK ile anlaşma imkanı getirilerek halkın istifadelerine açıldı.

5. Ağız ve diş sağlığında, kamu hastaneleri bünyesinde, ağız ve diş sağlığı merkezleri kurularak bu alanda da önemli hizmetler verme imkanına kavuşturuldu.

6. Kan temininde,  Kızılay’a yeni yetki ve sorumluluklar verilerek, önemli gelişmeler sağlandı. 2002 de 250 bin ünite kan toplanırken bu gün bir milyon üniteyi aşan kan toplanmaktadır.

7. 112 acil hizmetlerinde de sayı ve kalite olarak önemli iyileştirilmeler sağlandı.

8. Hastanelerde çalışan hekimlere muayenehane açma yasağı getirildi.

 ……

Böylece:

  • 1. Hastaların hekime ulaşma imkan ve kolaylığı artırıldı.
  • 2. Vatandaşın ilaç temini kolaylaştırıldı.
  • 3. Acil ve yoğun bakım hizmeti alma imkanları artırıldı.
  • 4. Aşı ve aşılama uygulamalarında da daha çok sayıda hastalıklara karşı koruma sağlandı. Bu durum bebek ölüm oranlarında düşme sağladı.
  • 5. Aile hekimliği uygulamalarıyla daha kolay, çabuk ve kontrol edilebilir sağlık hizmeti alımı hedeflendi.
  • 6. Acil sağlık hizmetlerinde, özel sağlık kurumları da bu hizmetlerde görevlendirilerek bu ihtiyacını temininde önemli gelişmeler sağlanmıştır.

     ……

Bu değişikliklerin getirdiği iyileşmelerin sürdürülmesi ve vatandaşlarımızın daha da iyi hizmet alması, daha ekonomik ve katma değer üreten hale getirilmesi gerekir. Ayrıca bu süreçte oluşan veya gözden kaçan eksikliklerin, yanlışlıkların bulunup, değerlendirilip düzeltilmesi gerekir. Bu uzmanlık gerektiren bir çalışmadır.. Konu ile ilgilenen bir hekim olarak, Kocaeli’ den görünen şekliyle göze çarpan tespitlerimi şöyle sıralayabilirim. Sistemi kademe kademe  irdelersek:

Aile Hekimliği: Aşırı bir evrak yüküyle karşı karşıyadır. Evrak takibi ve yazışmalardan neredeyse hastalarına hekimlik yapacak zamanları kalmayacaktır. Sağlık ocakları sisteminde hekimlik reçete yazma sekreterliğine dönüşmüştü. Şimdi buna birde yoğun evrak takibi sorumluluğu eklenmiştir. Ayrıca ‘Vatandaş her zaman haklıdır.‘, ‘Bir başka aile hekimine giderim ha!‘ yaklaşımı,  hekime iyi bir hekimlik hizmeti vermekten ziyade vatandaşı nasıl memnun ederim yaklaşımına sokmaktadır.

Devlet Hastanesi Hekimliği: Hekimlerin özlük haklarında düzeltmelere ihtiyaç vardır. Performans  ek gelir getirmektedir. Ama zaruri bir sebeple çalışamayan hekim ve sağlıkçı maddi gelir yetersizliği ile karşı karşıya kalmaktadır. Şu anki uygulanan performans kriterleri, temel ve önemli sağlık hizmetlerini veren kesimi memnun edememektedir. Sağlık hizmetinin bilgi-beceri-zahmet gerektiren unsurlarını yeterli bir dengede karşılayamadığı iddia edilmektedir. Bir genel cerrahın, bir kadın doğum uzmanının, bir beyin cerrahının v.s. özellik arz eden sağlık hizmeti sunumlarının yeterli hakkaniyette karşılayamadığı düşüncesi vardır. Puanlamaların bu ve benzeri sorunları çözecek şekilde düzeltilmesi beklenmektedir. Bu konudaki düzenlemelerle hekim memnuniyeti artırılmalıdır. Hekimler tabi ki hastalarına karşı sorumludurlar. Ama hastalarda hekimlere karşı gerekli saygıyı göstermeli ve  bu kutsal mesleğe itibarını vermelidir.. Haksız suçlamalar ve şikayetlere karşı sağlıkçı korunmalıdır.

Tıp Fakülteleri: Fakülte hastaneleri hocalarının muayenehane açma ihtiyacına düşmemeleri gerekir. Hocaların bilgilerini öğrenci ve asistanlarına öğretmek yanında özellikli hastaların teşhis, tedavi ve takip hizmetlerinde de kendilerinden nasıl istifade edilebileceği hususu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu konuda yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğu düşüncesi vardır.

Özel Sağlık Hizmetleri:

Özel hastaneler sağlık hizmetleri sunumları ile kayda değer hizmetler vermektedirler. Hedeflerinin SGK’ya hizmet vermek yanında sağlık turizmiyle ülkemize katma değer üreten kurumlar olması yönünde teşviklerle desteklenmelidirler. Bu kurumlarında paket ücretlendirme, kadro alabilme, sık yönetmelik değişmesi vs. gibi sorunları vardır.

Dal Merkezleri, Tıp Merkezleri bir rekabet unsuru olarak korunmalı ve desteklenmelidir.     SGK ya hizmet satan bütün bu kurumlarda, sistem çok sayıda hasta bakma mecburiyeti yarattığından teşhisi kolay ve basit, tedavisi çabuk olan hasta kesimi üzerinde hasta memnuniyeti artmıştır.. Ama çok sayıda hasta bakımı  mecburiyeti, döner sermayedeki vaka başı puanlama, bazı müdahalelere verilen puanlama şekli, hekimliğin özen ve dikkat gerektiren vasfı ile uyuşmamaktadır. Bu durum karmaşık vakalarda teşhis gecikmesi ve tedavi gecikmelerine yol açmaktadır. Vatandaşın daha çok kurum gezmesine ve sağlığın pahalılaşmasına sebep olmaktadır. Döner sermayede karşılığı olmayan veya çok az olan muayene-tetkik ve tedavilerden uzaklaşılırken, primlendirilmiş hizmetler, meslek ilkeleri göz ardı edilerek, ilmi ve etik olmayan bir şekilde çoğalmaktadır.

Muayenehaneler: Yalnız muayenehanelerinde hekimlik hizmeti sunan bu kesim maalesef bu dönemde cezalandırılmaktadır. Bu dönemde muayenehaneler günah keçisi ilan edilmiştir. Kapanan muayenehane sayısı sistemin başarısı gibi takdim edilmektedir. Hekimler ve hekimlik mesleği maalesef vatandaşlar nezdinde itibar kaybettirilmiştir. Tabii ki her kesimde olduğu gibi bu alanda da yanlışlar olabilir. Özellikle hastane-muayenehane ilişkisinde kabul edemeyeceğimiz doğru bulmadığımız yanlışlar vardı. Bu sebeple yapılan bu değişiklikler vatandaş nezdinde de şimdilik kabul görmüştür. Ama muayenehanelerinde doğru hizmet veren ve yalnız muayenehane hekimliği sunan hekimlerimizin durumu yeterince değerlendirilmemiştir. Bu şekilde çalışan hekimlerimiz maalesef mağdur edilmiştir. Bilgi ve sanatın birlikte etkili olduğu bu mesleğin en doyurucu, özgün ve özgürce sunulduğu bu hizmet yerleri kapatılmaya zorlanmaktadır. Halbuki SGK ile anlaşma halkasına alınarak bu hizmet birimlerimizin de yaşatılması lazımdır. Buralar, özel ve kamu kurumlarından tatmin olmayan, vatandaşların doyurucu hizmet aldıkları yerlerdir. Önemli bir rekabet unsuru olarak yaşatılmalıdırlar. Hekimler için de, yeri geldiğinde bağımsız çalışabilme imkanı ile,  mesleki motivasyon yerleridir. Muayenehaneler, butik sağlık hizmeti sunan, ayaktan teşhis, tedavi, takip hastalarında önemli hizmet verirler. Vatandaşın teşhisinden şüphelendikleri hastalıklarla karşı karşıya kaldıklarında özel ve devlet hastanelerindeki hizmetleri kontrol ettirdikleri güvenli kapılar olarak yaşatılmalıdırlar. Bunun için muayenehane ve bağımsız laboratuar yönetmeliklerinin uygulanabilir bir özellikte ve bu şekilde çalışmak isteyen hekimlere caydırıcı vasıfta değil teşvik edici şekilde olmalıdır.

Diş hekimliği hizmetlerinde de serbest çalışmak isteyen hekimlerimiz SGK sistemi içine alınarak desteklenmelidir. Bu özel hizmet yerleri, farkı vatandaş tarafından karşılanan bir ücretlendirme ile yaşatılmalıdır.

Eczaneler: Elektronik reçete ile kırtasiye yükünden de kurtarılmalıdırlar. Muvazaalı eczane sorunları devam etmektedir. Fiyat ayarlamalarında üretici firma ile oluşan sıkıntılarına  çare bulunmalıdır.

Sağlık sistemimizde aşı, serum, biyolojik ürünlerin ve diğer tıbbi sarf malzemelerinin üretiminde yeterli iyileşmelerin yapılamadığı düşüncesindeyim.

Bu ve benzeri konular uzman ekiplerce değerlendirilmelidir. Böylece sağlıkta dönüşüm programı ülkemizin ve halkımızın çok daha fazla yararına iyileşmeler ve yeniliklere kavuşacaktır.

Selam ve saygılarımla