Çocuklar / Utanırım

119

Gözlerimden damla damla düşer çocuklar,
Sokaklara savaşlara unutulmuşluklara dağılırlar.
Acılarımla onlara ortak olurum,
Bir çığlık bir fırtına bir kurşun alır ellerimden.
Feryatlarım göklere çıkar çaresizliğime hayıflanırım,
Yüreğimi yakar intizarım.

Ne zaman acı çeken bir çocuk görsem,
Büyüklüğümden utanırım…

Sokak başlarında cılız bir kedi gibidirler,
Ürkek bakımsız sevgisiz.
Kimine mendil kiminin ayağına boya olurlar,
Bazen camlara fırça kiminin arabasına aksesuar.
Çaresiz gözlerle umutlarını isterler,
Nasırlaşmış ellerinden kaderlerini toplarım.

Ne zaman bir sokak çocuğu görsem,
Adam olduğumdan utanırım…

Alacakaranlıklarda çöplere bir el uzanır,
İnsanlığın utançlarını toplar.
Tanık olmaktan yüreğim bulanır,
Sabrımın sonuna dayanırım.
Aklımı çıkarır vicdanıma asar,
Oturup içime ağlarım.

Ne zaman çöplükte bir çocuk görsem,
Yaşadığımdan utanırım…

Çöpçüler toplar şafaklarda,
Ağızları süt kokar kimi zaman bali.
Tekmeler iner donuk gözlere medeniyetin atıkları diye,
Doğduğuma pişman olmaktan usanırım.

Ne zaman köprü altında bir çocuk görsem,
Çağdaşlığımdan utanırım…

Körpe bedenleri duyguları başkasınındır hep,
Kapalıdır dünyalarına mektep.
Açlıklarına aldırmadan ve utanmadan,
Üç kuruşa uzanır bakışları boynu bükük.
Sevgiyi unutmuş yürekleriyle para beklerler,
Onları gördüğümde vicdanıma kapanırım.
Asra sitem eder,
Acizliğime hayıflanırım.

Ne zaman dilenen bir çocuk görsem,
Tok olduğumdan utanırım…

Kurşunlar cellat olur Filistin’de,

Bosna’da, Afganistan’da, bilmem nerede.
Bombaların sesinde durur zaman,
Bir annenin feryadı bastırır barut kokusunu.
Bir yerlerde güneş ağlayarak doğar,
Geceler çirkinlikleri gizlemekten sıkılır.
Bir çocuk düşer kanatları kırık,
Ak güvercinler ağıt yakarlar.
Avcılar tebessümle ellerindeki kanı,
İnsanlığın defterine silerler.
Uykularımda kıyametler kopar,
Uyuyamam uyanırım.

Ne zaman cephede bir çocuk görsem,
İnsanlığımdan utanırım