Civelek

97

Civelek kelimesi günümüzde; canlı, neşeli, işveli yerinde duramayan sempatik ve hareketli gençler için kullanılmaktadır. 

Örneğin Sadettin Kaynak beyefendinin uşşak makamındaki özgün bestesinin güftesinde olduğu gibi; 

         Bu gece düğün dernek
         Bin bir geceden örnek
         Sevişenler bu gece
         Civelek civelek civelek
         Bir çiçek bir kelebek.     

Yazımıza konu olacak civelekler ise, 18. yüzyılın başlarında Sultan I. Mahmut zamanındaki yeniçeri adaylarıdır.

Önceleri yeniçeri olabilmek, devşirme yasalarına göre gerçekleşirken, daha sonraları Osmanlı tebaasına da yeniçeri olma izni verilmiştir.

17. yüzyılın sonları ve 18. yüzyıl başlarında yeniçeri olmak için müracaat eden gençler birkaç elemeden geçirilirdi. Sonunda boylu poslu, yakışıklı, güçlü kuvvetli, sağlıklı ve güzel ahlâklı delikanlılar yeniçeri adayı olarak kabul edilirlerdi. İşte bu gençlere civelek adı verilirdi.

Civelekler yeniçeri ortalarının mutfak bölümünde görev yaparlardı. Yeniçeri kışlalarında mutfak ve kazanların hem maddi hem de manevi değerleri çok yüksekti.

Civelekler zaman zaman izinli olarak kışla dışına çıkarlardı. İzinli olduklarında giydikleri kıyafetler nedeniyle çevrelerindeki insanların dikkatlerini üzerlerine çekerlerdi.

Çok renkli giyinirlerdi. Başlarındaki külaha, kontrast (karşıt, zıt) renkli kumaşları çaprazlama sararlardı. Üstlerine parlak kırmızı renkli salta denilen yakasız, iliksiz, yarık kollu kısa cepken, altlarına çakşır isimli ve ayak bileklerinden büzgülü parlak mavi renkli şalvar giyerlerdi. Ayaklarında ise yemeni tabir edilen nar çiçeği kırmızısı bir çarıkla dolaşırlardı.

Civeleklerin bellerindeki madeni kuşakların arasında da, çaprazlama yatağan denilen 50-60 cm uzunluğunda eğri iki kılınç bulunurdu.

Yeniçeri adayı civeleklerin giyimlerinin en fazla dikkati çeken bölümü ise, yüzlerine taktıkları peçelerdi.

Hasırın çok ince hale getirilmiş çıtalarının kullanılmasıyla yapılan bu peçelerin, dikkatle bakıldığında civeleğin yüz hatlarını ve gözlerini tam olarak gizlemediği görülürdü.

Yaşadıkları dönemde civelekler hiç şüphe yok ki yörelerinin en renkli ve gizemli kişileriydiler. Cezası ağır olmasına rağmen, zaman zaman civeleklerin peçelerini açmaya kalkanlara rastlanırdı.