Partiler Arası Oy Kayması ve MHP

99

TBMM’ne girmesi beklenen dört parti var. AKP, CHP, MHP ve bağımsız adaylarıyla BDP. Diğer partilerin seçim sisteminin azizliğine uğrayarak baraj altında kalacağı ifade ediliyor.

İkinci tercih MHP: Yapılan araştırmalara göre, “kendi partinize oy vermezseniz oy verebileceğiniz ikinci parti hangisi olur?” sorusuna çoğunluk MHP‘yi işaret ediyor. AKP’liler CHP’yi, CHP’liler de AKP’yi ikinci parti olarak pek tercih etmiyor.

Bu neticeyi sağlayan iki sebep olduğunu düşünüyorum:

  • 1- Adil Gür‘ün (A&G Araştırma Şirketi) açıklamasına göre, “Türkiye’de yetişen her iki gençten biri hayatının bir döneminde muhakkak MHP’ye oy veriyor.”
  • 2- MHP’nin düşünce sistemi, bağımsızlık ve milliyetçilik ilkeleri açısından CHP ile yakınlık arz ederken; dindarlık, laiklik anlayışı ve “geleneksel muhafazakârlık” açısından AKP ile ortak noktalarda buluşmaktadır.

Bu sonuç MHP açısından hem avantaj, hem de riskli bir durumu işaret etmekte. AKP ve CHP seçmeninin kendi partisine küsmesi veya kırılması durumunda, bir cazibe merkezi olma özelliği olduğu için, hızlı bir büyüme potansiyeli taşıdığı anlamına geliyor. Bu özelliği ile MHP, yüzde 35-40 a kadar çıkabilecek bir oy potansiyeli taşıyor. Fakat kendi partisine kırılan MHP’li seçmenin de, öncelikle AKP’ye ve az da olsa CHP’ye kayabileceğinin de göstergesi.

A&G Araştırma Şirketi’nin yaptığı araştırmada bu riske işaret ediyor. “Hem AK Parti’nin hem CHP’nin ikinci tercihleri olabileceğini söyleyen MHP’li oranı oldukça yüksek. Şu an için MHP’nin bu seçimde baraj altı kalma ihtimali yok.” Ancak ileride ciddi hatalar yaparsa, en kötü ihtimalle 2002 deki oy oranına (yüzde 8,4) geriler.

 

NEDEN MHP’SİZ MECLİS İSTENİYOR?  MHP’siz bir Meclis’le yeni Anayasa yapmak ve “devletin temel niteliklerini değiştirmek” isteyenler var. Bunu hedefleyenlerin hayali, MHP’li seçmeni partisine küstürmek ve bu partiyi baraj altına itmek. MHP yöneticileri hakkında bel altı vuruşların başlaması tesadüf değil. Özel hayata dair mahrem kasetleri kaydedip pazarlayanların planları bu “projeye” hizmet etmeye yönelik.

MHP seçmeninin “kaset şantajı” vasıtasıyla yönlendirilmesi mümkün olmazsa, yeni komplolar sürpriz olmayacak. (CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin‘in açıklamasına göre kaset olaylarından sonra MHP’nin oyları yüzde 1,5 artmış.)

BARAJ ALTI PARTİLERİN SEÇMENLERİNİN İKİNCİ TERCİHİ: Baraj altı kalma ihtimali büyük olan partilerin seçmenlerinin ikinci tercihi belki daha da önemli. Çünkü bu partilerin kemikleşmiş oyları dışında kalan seçmeni kendisine en yakın gördüğü ikinci partiye oy vermeye meyilli oluyor. Saadet Partisi ile Has Parti seçmeninin önemli kesiminin artık AKP’li haline gelmiş olması bu tür bir tercihin eseridir.

DP ve BBP seçmeni CHP’yi ikinci tercih olarak kabul etmez. Bu partilerden “oy’unun ziyan olmasını istemeyenlerin” AKP’yi mi, MHP‘yi mi tercih edeceği önemlidir.

SEÇMENİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER: “Seçmenin yüzde 79.2′ si oy verirken ‘partinin siyasi düşüncesini’, yüzde 59.3’ü ‘liderini’, yüzde 48.3’ü ‘kadrosunu’ dikkate alıyormuş. Kadınlar lider, erkekler siyasi düşünce ve kadroya daha çok önem veriyormuş. AKP seçmeninin yüzde 70′ e yakını lideri sebebiyle oy vermekte” imiş.

AKP’nin avantajları: Liderinin karizması, teşkilatların düzenli ve disiplinli çalışması, medya ve propaganda gücü, tarikat ve cemaatlerle işbirliği, halka doğrudan yapılan yardım sistemi ile temsilcilerinin halka “sizden biriyiz” mesajını verebilmesidir.

Yoksa AKP’nin aldığı oylar, sağladığı ekonomik başarıların eseri değildir. Zira AKP döneminde ekonomide gerçekleşen ortalama büyüme sadece yıllık yüzde 4,9 dur.  Bu oran 1946-2002 arası gerçekleşen ortalama yıllık yüzde 5 büyümenin biraz altında.  Birkaç kat artan iç ve dış borçlar ve Cumhuriyet döneminin bütün birikimlerinin ve ülkenin kaynaklarının satılmasına rağmen elde edilen bir kalkınma hızıdır bu. Yetersiz, işsizliği azaltmayan, şirketlerimizin ve varlıklarımızın yabancıların eline geçmesini sağlayan böylesine bir ekonomik kalkınma, üç dönem seçim kazanmanın sebebi olamaz kanaatindeyim.

MHP’NİN DURUMU: CHP ve MHP’ de liderlerin partiye sağladığı katma değer daha düşük. Bu partilerde seçmenin tercihini belirleyici esas unsur “partinin siyasi düşüncesidir.

Birinci tercihindeki partinin barajı kesin geçemeyeceğini gören bir kısım seçmen, ikinci tercih arayışına girecektir. MHP’nin baraj altında kalma riskini devamlı gündemde tutanlar, MHP’den AKP ve CHP’ye kayma hesap etmiş olabilirler. Ancak bu hesap ters dönerek, MHP’siz bir Meclis’e gönlü razı olmayacak bazı küskün MHP’lilerin de MHP’ye oy vermesine yol açabilir.

Anketlerden de anlaşıldığı üzere ikinci tercih potansiyeli en yüksek parti MHP.  Bütün mesele ikinci tercihi birinci tercih haline getirmeyi başarabilmek. Rakip partilerin “sadık olmayan seçmen”inden oy alabilmek.

Bunun için rakibin hatalarını anlatmak yerine, proaktif bir politika ile seçmeni daha iyi tercih olduğuna ikna edebilmek gerekiyor.

MHP en fazla oyu 28 yaş altı gençlerden alıyor. “MHP seçmen kitlesinin %37’si 18-28 yaş grubundandır.” Türkiye’nin yaş ortalaması da 28. Yani nüfusumuzun yarısı 28 yaşın altında.

MHP kadınlardan çok az oy alıyor. Ev kadınları toplam seçmen içinde yüzde 35 dolayında iken, MHP seçmeni arasında yüzde 19 oranında. Galiba “MHP’li erkeklerin cemaat ve tarikatlara bağlı eşleri ve kızları AKP’ye oy veriyor. Adil Gür’ün yorumuna göre, MHP’nin neredeyse her dört seçmeninin üçü erkek. Eğer MHP’nin her erkek seçmeni, annesine, kız kardeşine, eşine, sevgilisine MHP’ye oy verdirmeyi başarabilseydi, MHP birinci parti olurdu.”

MHP’nin, orta yaş ve üstündekiler ile gelir seviyesi yüksek kesimden de oy alma oranı nispeten düşük. Bu seçmen kitlesine yönelik, yeni politikalar geliştirmesi lazım.

Kocaeli‘de, MHP doğru adaylarla seçime girmesi ve kadınlara yönelik çalışmaları ile gerekli tedbirleri almış gözüküyor.

***

Bu seçimin çalışkan partisi CHP’yi değerlendirmek için yerimiz kalmadı. Gündem elverirse başka bir yazıda…

Önceki İçerikFethin İç Yüzü
Sonraki İçerikKara Gün
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.