Musallataşı Sendromu

114

Bu yazı baştan sona okunmadan doğru anlaşılamaz..

Nasıl olsa bu saf cemaat hakkını helal eder düşüncesi ortadan kalkmalı.

Her camide birkaç cenaze musalla taşında kalmalı.

Bak o zaman insanlar hakka hukuka nasıl dikkat ederler.

Bu mevzuya dönmek üzere buraya bir nokta koyalım.

Hayat sonu olan bir kavramdır.

İnsanlar ölmek için doğarlar.

Dünyaya gözlerini açtıkları andan itibaren tüm canlılar için geri sayım başlamıştır.

Doğumun sebebi ölümdür.

Yaşamanın sebebi nedir?

Herhalde ezmek sömürmek ve güçlünün zayıfı boğazlaması olmamalıdır.

Kendi istek ve iradesiyle dünyaya gelmeyen canlılar,

Kendilerini bu dünyaya getiren iradeyi tanımak,

Sevgi saygı çerçevesinde mutlu bir hayat sürmek için yaşamalıdırlar.

Bu gün bu durum ne müslümanlar arasında geçerli.

Ne de müslümanlarla gayrimüslimler arasında..

Sebep

İnsanların içlerinde musalla taşı sendromu yokta ondan.

Toplumda huzur güven hak ve adaletin sağlanmasının iki temel şartı vardır.

1 – Sevgi saygı:

Esas olan budur.

Her insanın fıtratında bu özellik vardır ama zamanla insanlar bu vasıflarını yitirirler.

Hayatı sadece dünyadan ibaret sayarlar.

Hedeflerine ulaşmak için her yolu meşru görürler.

2 – Korku:

Sevgi ve saygının olmadığı yer ve zamanlarda,

Toplumun huzurunu olmasa bile düzenini sağlamak için korku elzemdir.

Bu korku yerine göre maddi ve manevi olabilir.

Bu korkuların en caydırıcısı musalla taşında kalma korkusudur.

Sevgi yok, saygı yok, korku yok olunca insanlar canavarlaşıyor.

Merhum Mehmet Akif’in ifadesiyle

‘Dişsiz mi idi bir insan,

Onu önce kardeşleri yerdi’

İnsanlarda bu iki husustan biri olmayınca sırtlanlara bile rahmet okutur hale geliyorlar.

Toplumun düzenini sağlayacak olan bu korku

Bazen Allah korkusu bazen kanun korkusu..

Bazen da cenaze namazının kılınmayarak tabutunun musalla taşında kalma korkusu olmalıdır.

İşte musalla taşı sendromu dediğimiz hadise budur.

İnsanlar alıp vermezler,

Verip alamazlar,

Kullanılır bir kenara atılırlar.

Kul hakkı, kamu hakkı onlar için bir mana ifade etmez.

Herkes birbirine katakulli yapmanın hesabını yapar.

Toplum her kesimiyle o kadar kirlendi ki

İnsanlar hayatta iken ödeşerek anlaşarak helalleşmeyi unuttular.

Nasıl olsa bu saf müslümanlar cenaze namazımı kılarken haklarını bana helal ederler.

Tabii suçun yarısı yâda çoğu cemaattedir.

Böyle bir insanın naaşı pardon leşi musallaya gelince,

Bir yâda birkaç kişi bu adam şu şu sebeplerden dolayı kötü bir insandır ben hakkımı helal etmiyorum dese,

Mağdur olan diğer kazıkzedeler de onlara destek verir.

Hoca efendide sarığı, cübbeyi çıkararak cenazeyi musalla taşında öylece bırakır.

Varisleri, yoksa yakınları borçlarını ödeyerek milletle halelleşinceye kadar öylece kaldı mı.

Korkmayınız bu durum karmaşaya sebep olmaz,

İlgilenen olmadı mı?

Körfez’e yâda bir çukura atılıversin.

Üç beş cenaze böyle musallada kalınca,

Bak o zaman toplumu nasıl musalla taşı sendromu kaplıyor.

Millet hakka, hukuka nasıl riayet ediyor.

Birbirleriyle ödeşerek helalleşme yarışına giriyor.

Kabızlık, ishale dönüşüyor

Millet rahatlıyor.

Aksi halde temiz toplum,

Temiz siyaset,

Temiz ticaret,

Hepsi hikâyedir.

İnsanlar bu sendromu dünyada yaşamazlarsa da,

Sırat köprüsünde yaşayacaklar.

İnsanlar ahretteki cezayı önemsemeseler de,

Musalla taşındaki rezilliği önemserler.

Bu düşünceyi birçokları yadırgayabilirler.

Ama insanlar dünyayı kurtarayım derken ahiretlerini kaybediyorlar.

Ya Rabbi sen bizleri dünyada ve ahrette böyle bir sonla karşılaşmaktan muhafaza eyle.

AMİN