Çizmeden Yukarı Çıkmamak

81

“Çizmeyi aşmak” sözü her ne kadar, kökeni itibariyle bize ait değilse de yaşantımızda sık sık kullandığımız  bir deyimdir. Aslı, Fransız ressamı Eugene Delacroix’nın bir anekdotundan kaynaklanmıştır.

Eugene Delacroix  1798′ de Paris’te doğdu. Önce devlet lisesinde, sonra da güzel sanatlar yüksek okulunda öğrenimini tamamladı. Pek çok eseri devlet tarafından satın alındı.

Yapıtları halen Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Victor Hugo, Shakespeare, Byron ve Goethe’nin eserlerinden esinlenerek tablolar meydana getirdi. İngiltere, İspanya, Belçika, Cezayir ve Hollanda’yı ziyaret etti. İzlenimlerini çizdi.

1857’de Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edilmesinden kısa  bir süre önce çok özenerek resim sergisini hazırladı. 1855’te Paris Belediye Meclisi’ne aday gösterildi. Seçilmeyi çok arzu ediyordu. Bu nedenle bu sergiye çok dikkatle hazırlanıyordu.

Açılıştan bir iki saat önce serginin hazırlıklarını bir kez daha gözden geçirmek için galeriye gitti. Sergide sunduğu tablolar kadar kendi giyimine de azami özeni göstermişti. Yepyeni elbiselerini ve yeni çizmelerini giymişti.

 Kısa bir süre sonra çizmelerinin ayağını vurduğunu hissetti. Acısı giderek artınca çizmecisini çağırarak durumu anlattı.

Çizmeci kısa sürede işi halletti. Ancak çizmeci, bir resmi göstererek, resimdeki çizmenin körüklerinin hatalı olduğunu, kıvrımlarının doğru çizilmediğini, örnek göstererek ressama anlattı.

Ressam Delacroix, gerçekten hata yaptığını anlayınca fırçalarını, boyalarını ve paletini getirterek resmi düzeltti.

Bütün olup biteni sonuna kadar izleyen çizmeci, “_Efendim çok doğru ve gerçekçi oldu.” dedi ve ekledi “_ Efendim yalnız ceketin de eteği hatalı.” deyince…;

Ressam dikkatle baktığı resimde, her hangi bir hatanın olmadığını gördü ve çizmeciye dönerek  “_Bak usta, sen sen ol eleştirilerinde çizmeden yukarı çıkma!” öğüdünde bulundu.

Yazarken,  konuşurken, eleştirirken veya akıl verirken hepimizin bilgimizin dışındaki konularda  çok dikkatli olmamız ve “çizmeyi aşmamak” koşuluyla hareket etmemiz gerekmektedir.

İyi niyetle de olsa, bu konuda duyarlı ve özenli olmamız, çevremizin bize olan güvenin artmasına neden olacaktır.