Hoca ve Fark

107

Başlık size biraz tuhaf gelebilir ama okuyunca farkı fark edeceksiniz.

Öncelikle size bir günümüzün mantalitesine de uygun normal bakış demiyorum sıradan bir bakış anlatayım.

Sonrada bir farklı bakış anlatayım.

Hem hocayı tanıyalım. Hem farkı görelim kendi konumumuzu da belirleyelim.

Sıradan bakış.

Hepiniz Bolu beyini de Köroğlu’nu da bilirsiniz. Bolu beyi halka zulmeden zalim bir yönetici,

Köroğlu’da halkı Bolu beyinin zulmünden korumaya çalışan bir halk KAHRAMANI.

Köroğlu bir gün halkın kendisi hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için tebdili kıyafet ederek şehre iner.

Bir çeşmede su dolduran yaşlı bir teyzenin yanına yaklaşarak sorar,

Teyze sen Köroğlu’nu duydun mu?

Duydum evladım.

Peki, Köroğlu nasıl biri?

Onun hakkında ne düşünüyorsun?

Teyze şöyle bir iç geçirerek “Ah Köroğlu gözün kör olsun” der.

Haliyle Köroğlu’nda bir hayal kırıklığı oluşur.

Köroğlu teyzeye, Teyze niçin böyle dedin ki Köroğlu’nun sana ne zararı oldu? diye sorar.

Teyzede Köroğlu’nun bana ne zararı olsun ki?

Herkes öyle dediği için bende öyle dedim cevabını verir.

Bolu beyi hem halka zulmediyor, Hem de adamlarını halkın arasına yayarak bu zulümleri Köroğlu ve adamlarının yaptığını yayıyor,

Buradan şunu da anlıyoruz ki sizin ne yaptığınızdan ziyade halka nasıl tanıtıldığınız önemli.

Tıpkı İngilizlerin kurtuluş savaşında Araplara yaptığı Osmanlıya fatura ettiği işler gibi.

Dönelim meselemize..

Çeşme başında su dolduran teyzenin olaylara bakışı sıradan bakış, Yaşı ve şartlar gereği doğruyu bilme imkânı da yok.

Yapılan propagandaların tesirinde kalarak duyduğuna inanıyor ve öyle konuşuyor,

Günümüzdeki insanların olaylara bakışı o teyzenin bakışından çok mu farklı?

Şimdide farlı bakışa bir göz atalım.

Hoca ve fark dedik ya ilk farkıda hocadan vermemiz gerekir.

Malum hoca bir gün gölün kenarına oturmuş bir şeyler yaparken,

Vatandaşlardan birinin dikkatini çekmiş. Vatandaş sormuş.

Hayırdır hocam ne işle meşgul oluyorsun?

Hoca cevaben göle maya çalıyorum demiş.

Vatandaş,

Aman hocam etmeyin, hiç göl maya tutar mı? Deyince Hocada ya tutarsa cevabını vermiş.

Haklı olarak diyeceksiniz ki fark bunun neresinde?

Pek bir şey de anlaşılmadı.

Anlatayım.

Dikkat ederseniz bu fıkranın pek de bir espri yönü yok.

Hoca gölün maya tutmayacağını bilmeyecek, bu duruma inanacak kadar kafadan sakat bir insanda değil. Espri değil gerçek değil

Peki ya ne?

Fark dediğimiz hadise bu. Olaylara meselelere bir de alışılmışın dışından bakmak.

Sizin anneniz, hanımınız evde musluk suyuna maya çalınmayacağını biliyor da

Hoca gölün maya tutmayacağını bilmiyor mu?

Herkes hoca eşeğe ters bindi der. Hoca eşeğe öyle binilmeyeceğini bilmiyor mu?

Yâda muziplik olsun diye mi öyle yapıyor.

Hayır, hoca topluma bir mesaj veriyor, Olaylara birde böyle bak.

İnsanlar hocanın söz ve davranışlarını fıkra olarak algılıyorlar.

Oysa birçoğunun güldürü tarafı da yok.

Hocanın yaptığı bilimsel bir yöntemdir.

İnsanlara alışılmışın dışına düşünmeyi farlı bakmayı öğretmektir.

Farklı düşünmek ve farklı bakmak.

Çağ açar çağ kapatır bilim ve teknolojiye öncülük eder.

2. Mehmet alışılmışın dışında bir savaş yöntemi uygulayıpta savaş gemilerini karadan halice indirmeseydi büyük ihtimalle İstanbul’u fethedemeyecekti.

Farklı bir bakış açısı başarı ve zaferi getirdi. Bir çağ kapandı ve yeni bir çağ açıldı.

II. Mehmet’te Fatih unvanını aldı.

Edison içerisinde yaşadığı toplumdan farklı düşünmeseydi elektriği bulabilirimiydi?

Müslümanlar ve İslam dünyası artık kendisine sunulan yâda müsaade edilen ile yetinmemeli

Büyük düşünmeye başlamalı hatta alışmalı. Önüne büyük hedefler koyabilmelidir.

Hayal ne düşünce suçudur, nede vergiye tabidir.

Nasrettin hoca misali bir Müslüman bilgin çıksa da Büyük Okyanusa maya çalıp dünyaya bir yoğurt ziyafeti çekmeyi hayal etse ne kaybeder?

Fark alışılmışın dışında fakat kendine özgü olmalıdır.

Fark aykırılık sivrilik isyankârlık demek değil yeniliklere açık olmak yeniliklere öncülük etmektir.

Nasrettin hoca asırlar sonra bugün varsa farkı sayesinde var.

Yoksa arada kaynar giderdi.

Fark belirgin olmalı iz bırakmalı, Topluma ve millete hayrı dokunmalıdır.

Herkes ileriye doğru yürürken sizin geri ye doğru yürümeniz fark değildir.

Bizlerde sosyal siyasal ve toplumsal meselelere bu anlayışla yaklaşmalıyız.

İslam dünyası bugün geri kalmış gelişememişse,

Farklı düşünemediğinden alternatif üretemediğindendir.

Sekiz asır geç bile olsa hocayı doğru anlamak,

Farklı bakıp alternatif düşünüp güzel görmeye alışmamız temennisiyle…