Medeniyet, İnsana Değer Vermektir

92

Size birisi “Ne kadar medenisiniz?” diye sorusa ne cevap verirdiniz? Veya kendinize “Ben ne kadar medeniyim?” diye sorduğunuz oldu mu? Bir insanın medeni olması veya olmaması ne demektir, bunun ölçüsü nedir?

Kullandığımız teknoloji, bildiğimiz kelime sayısı, giydiğimiz kıyafet, insan ilişkilerindeki centilmenlik, yaşadığımız evin konforu birer medeniyet ölçüsü müdür? Bana “Medeni insanın niteliklerini sayar mısınız?” desem kaç nitelik ve neler sayabilecek durumdasınız?

Medeni olmakla gelişmişlik ve bayındırlık ne kadar alakalıdır? İnsanı bir değer olarak önemsemek, insan haklarına saygılı olmak, medeni olmanın neresinde kalır?

Medyadan takip ettik. Şili’de 33 madenci, yerin 700 metre altında 69 gün mahsur kaldı ve geliştirilen özel bir çelik kapsülle kurtarıldı. Kurtarılma sonunda yaşanan sevinç ve heyecanı burada anlatmaya gerek yok. Onlardan on beş gün haber alınamamıştı. On beşinci gün sağ oldukları anlaşıldı ve yaşamaları için her türlü imkân kullanıldı. İstenseydi, bir hafta sonra o insanlar gözden çıkarılabilirdi, onlara ölü muamelesi yapılabilirdi. Onları yaşatmak için bütün vasıtalar değerlendirildi. Kamuoyu oluşturuldu, insani duyarlılık geliştirildi. Onlar aracılığı ile, Şili yöneticileri, bir insanlık sınavı verdi ve bu sınavı kazandı. Tarihe, insana verilen değerin en güzel örneğini armağan etti.

“Bizde olsaydı şöyle olurdu.” demek, içimi burkuyor. İnsanlık adına çıkarılacak ders varsa demek zorundayız. Bu ülkede, gençler için “Asmasaydık da beslese miydik?” diyerek henüz hayat deneyimi olmayan gençlerin asıldığını, bir sel felaketinde ve maden kazasında ölenlerin arkasından “Ne yapalım bu da onların kaderiymiş.” dendiğini hatırlıyorum ben. Aynı zamanda “Ademi öldürmenin alemi öldürmek olduğunu, yaratılmışı Yaratan’dan ötürü sevmek gerektiğini” öğrendim ben bu topraklarda, bu toprağın kültüründe. Lafta kalan bu anlayışın, bir uygulamasını ise hatırlamıyorum kendi yakın tarihimizde. Kıyaslamanın iyi bir yöntem olmadığını bilsem de aklım ve vicdanım beni Şili ile kendimizi kıyaslama mecburiyetine itiyor.

Kötüden örnek olmaz. Güzel örnekler nerede olursa olsun, kaynağı kime ait olursa olsun alınmalıdır, bu güzellikler bir yaşam biçimi haline getirilmelidir. İnsanlık, yaşamak değil, yaşatmaktır. Tarihin altın sayfalarını yaşamak için yaşayanlar değil, yaşatmak için yaşayanlar tezyin eder. O insanlar, bizim için bir kutuptur; o güzel olaylar, bizim için bir köşe taşıdır.

Medeni insan tipini, medeniyet algılamamızı bir daha sorgulayalım. Medeni insan, insana değer verendir; medeniyet, yaratılanda Yaratan’ı görmektir.

Medeniyet inşasına yeniden başlamalıyız.