Japonya Dedikleri ve Alperenler

108

Tarih 07 Mart 2010.  Japonya.  Kyoto’dan Hiroşima’ya gidiyoruz. Gece saat 21:10. Trendeyiz. .  Dışarısı karanlık ve yağışlı. Çok merak etmeme rağmen bu ilk gelişimde Japonya’nın  dağlarını ve köylerini göremiyorum.  Bu nedenle çantamdaki kitabı çıkarıyorum. Kitap Harun Tokak’ın Işık Süvarileri.

Tren çok hızlı. Başka bir trenle karşılaştığımızda dışa doğru savruluyoruz. Tren savruluyor ben daha fazla savruluyorum. Kitabı okuyorum. Bir Mekke’de bir Japonya’dayım. Bir Türkiye’de bir Kazakistan’da veya Kırgızistan’dayım. Savrulma daha ilk sayfalarda başladı.
“Ey sonsuzluğun sahibi sana gelmek istiyorum”. Ve bu sözün sahibine ağlayan Kırım’lı Alperenler.  Demek ki benden başkaları da ağlamış Muhsin Başkan’a.  Hem de ta Kırım’da. Onların gözyaşları beni Japonya’da vurdu.
Bir de Süleyman’ın selamı var. Bu selama layık birini bulmam lazım. Ona doğrudan “akrabalarıma selam söyle diyen Süleyman’ın sana selamı var’ diyeceğim yekten.

Kitabı okumaya devam ediyorum. Arif Ateş’in İpek Yolculuğu. Her bir durakta önden giden atlılar. . .  Ülkemden 10. 000 km uzakta, kısa sürecek gurbette bu Alperenleri bir kere daha takdir ediyorum.
Çalıştığım fabrikanın TPM uygulamaları için Dünya çapında verilen başarı ödülünü almak için bir grup arkadaşımla Japonya’dayım. Türkiye’de gece yarısı başlayan uçak yolculuğumuz akşamüstü Kyoto’da sona erdi.  Şimdi trendeyiz ve Hiroşima’ya varmak üzereyiz. 
Hiroşima’daki otel odasını ağır sigara kokusu nedeni ile değiştiriyorum.  İlk intibam iyi değil.
Ertesi günü yürüyerek Hiroşima’ya atom bombasının atıldığı bölgeyi ve müzeyi gezdik.  Bombanın 500 metre üzerinde patladığı binanın çıplak kubbesi  korunmuş.
Müze herhangi bir düşmanlık empoze etmeden, şimdiki zaman için çok masum sayılabilecek bu ilk bombanın etkisini çok güzel gözler önüne seriyor. 
Adeta Önce/Sonra Kaizeni yapılmış.  Şehrin eski halini ve bomba sonrası halini canlandırmışlar.  Açık alanda, ölenlerin küllerinden küçük bir tepe yapılmış.  Sempatik bir anıtta yapılmış.  Önünde kendi dinlerine göre dua ediyorlar.  Tapınaklarda dua edilen yerlerde dikkatimizi çeken bir konu da, önce bir kutuya para atılması sonra dua edilmesi olmuştu.  Demek ki para herkese lazım.
Öğleden sonra Miyajima adasına gidiyoruz. Burada meşhur Şinto tapınağı var.  Ahşaptan yapılmış, turuncu renkler hakim ve deniz üstünde.  Japonya’nın 3.  en güzel manzarası olarak ifade edilen deniz içindeki turuncu tapınak kapısı burada.  Adada elimizle geyik besledik.  Bizdeki sokak kedi ve köpekleri gibi geyikler turistlerin peşinden giderek yiyecek dileniyorlar.  Hatta lokantaların, büfelerin önünde bekleşip içeri bakarak birşeyler koparmaya çalışıyorlar.

09 Mart 2010.  Toyota müzesine gidiyoruz. Kyoto-Nagoya trenindeyiz.  Işık Süvarileri’ni okumaya devam ediyorum. Sayfalar tren kadar hızlı akıyor.  Bekir Berk. . .  Kefenini yanında taşıyan adam.  Efsane avukat.
Ardından Hz İbrahim ve Ateşi.  Ateş, Nemrut’un ateşi değil.  Hanımını ve oğlunu yanan bir çölün ortasında bırakmanın ateşi. . .
“Kışla baharın kavgasını mutlaka bahar kazanacak.  Sen o zaman çiçeklerine, meyvelerine yeniden kavuşacaksın. ”
Kudüs’te 1917 de bırakılan artçı birliğin onbaşı Hasan’ı nöbette hala. 57 yıldır. .  Geçen gün üzerinden geçtiğim Kırgizistan’ın Tanrı Dağlarının ortasında “Narin Türk Lisesi” bir başka nöbette.

Japonya’ya giderken bu kitabı niye seçtim bilmiyorum.   Ama anladım ki bu kitap bir “Gurbet ve Kurbet” kitabı.  Ya gurbette okunmalı ya da gurbeti içinde duyarak okumalı.
Bu sefer yolculuğumuz gündüz.  Arada başımı kaldırıp dışarı bakıyorum.  Sık sık yerleşim yerleri var. Koyu gri ve ıslak çatılı evler. Küçük ve yanaşık düzen evlerden oluşmuş köyler.
Sıkılıyor ve  tekrar Işık Süvarilerini okuyorum:

“Gazze yanıyor. . .  Gazze Ağlıyor. . .  Gazze zorda. . . Gazze açık bir morg halinde. Kadınlar, kucaklarında korkudan gözleri büyümüş çocuklarla yine yollarda.  Herkes yine birbirine soruyor: Söyle anam söyle, Edirne düşer hangi yana”
Japonya temiz, çok temiz.  Yaşlılar temizleyecek çöp arıyorlar.  Ancak birkaç yaprakla yetiniyorlar.  Yollar, kaldırımlar kusursuz.  Körler için özel çıkıntılı taşlar kaldırımlarda, trafik ışıklarının önünde, alışveriş mekanlarında, toplu ulaşım sahalarında özel bir intizamla döşenmiş.  Metro ve trenlerin duracağı ve kapıya denk gelecek yerler peronlarda işaretlenmiş. Herkes buralarda “tek sıra” oluyor.  Ve tren durduğunda tam yerinde duruyor.  Zaten peronların kenarları da korkuluklu.  Korkuluk olmayan yerlere vagon kapıları denk geliyor. Birçok Avrupa kentini gezdim ama bu uygulamayı ilk defa Japonya’da gördüm. Japon farkı…

Bu küçük adamlar 5S i şehirlere uygulamışlar.  Şehir içinde lüzumsuz bir şey göremiyorsunuz.  Arabalar, evler, yayalar, duraklar, çizgiler, ışıklar, görevliler olması gerektiği yerde ve olması gerektiği kadar.
Bütün otopark çıkışlarında özel giyimli, giysisi üzerinde ışık bulunan ve ellerinde ışıklı bir jop (!) olan emniyet görevlileri  mevcut.  “Safety first” yani.
Son derece çalışkan, uysal ve nazik bir millet Japonlar.  Sosyal hayatlarında bir çeşit kumar olan paçinko önemli bir yer tutuyor. Yaşlı-genç, kalabalık ve gürültülü bir ortamda kumar makinalarının önünde düğmelere basarak 7-8 mm çapındaki demir bilyeleri bir delikten geçirerek biriktiriyorlar.  Teknolojide bu kadar ileri gitmiş bu milletin çocukları nasıl oluyor da böyle saçma bir oyun-kumar neyse onun müptelası oluyor; anlaşılır gibi değil.
120 milyon insan Türkiye’nin yarısı kadar bir toprakta yaşıyor.  Verimlilik konusunda, yönetim teknikleri konusunda dünyaya bilgi ihraç ediyorlar. Dünyaya yayılmışlar.  Teknolojilerini ve kültürlerini taşıyorlar.
Önden giden atlılar geliyor aklıma,
Önden giden ışık süvarileri, önden giden Alperenler. . .
Dualarımız sizinle…
Bizim hayallerimiz ancak, gidiyordu oralara.
Siz hayallerimizi de geçtiniz
.

Mustafa Toka ve arkadaşları Miyajima Adasında geyik beslerken

Mustafa Toka ve arkadaşları Miyajima Adasında geyik beslerken

Şinto Tapınağı'nın denizden giriş kapısı

Şinto Tapınağı’nın denizden giriş kapısı

Kyoto Metrosu'nda tek sıra olmuş Japonlar

Kyoto Metrosu’nda tek sıra olmuş Japonlar

Caner Telli, Mustafa Toka hızlı trende

Caner Telli, Mustafa Toka hızlı trende

Selami Güven Antal, İsmail Kartal, Mustafa Toka hızlı trende

Mustafa Toka ve arkadaşları hızlı trende

Mustafa Toka hızlı trende tek başına

Mustafa Toka hızlı trende tek başına

Mustafa Toka samuray elbisesiyle

Mustafa Toka samuray elbisesiyle

Japonya'da her yerde görülen trafik güvenlik görevlileri

Japonya’da her yerde görülen trafik güvenlik görevlileri

Kadriye Hangül Aymelek, Mustafa Toka, İsmail Kartal ve Selami Güven Antal birlikte

Mustafa Toka ve arkadaşları

Japonya'nın 3. en güzel manzarası

Japonya’nın 3. en güzel manzarası