AKP Hükümeti ve Murphy Kanunları

99

Murphy Kanunlarını çoğunuz duymuşsunuzdur. Edward Murphy‘nin (1918-1990) hayat tecrübelerinden yola çıkarak ortaya koyduğu esprili ama aslında ciddi bir temel üzerine oturtulmuş kurallardır. Yaşanmış bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak ifade edilmiştir. Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy Kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.

 Murphy Kanunları’nın temeli şu söze dayanır:

“Eğer bir işi halletmek için birden fazla ihtimal varsa ve bu ihtimallerden biri istenmeyen sonuçlar veya felaket doğuracaksa; kesinlikle bu ihtimal gerçekleşecektir.”

Hükümetimizin ve iktidar partisi AKP’nin yapmak istediği icraata dair önemli gelişmeleri, Murphy Kanunları çerçevesinde incelemek ilginç olabilir.

Hükümetimiz, Murphy Kanunu’nuneğer kötü giden bir işi kendi haline bırakırsanız, durum kötüden daha kötüye gidecektir” diyen maddesini ciddiye alarak çok önemli konularda cesur çıkışlar yapmakta.

Hükümet bu çıkışları yaparken de her iş düşündüğünüzden daha uzun sürer kuralının sonuçlarına katlanmayı da göze almış olmalıydı.

************************

KIBRIS POLİTİKASI: Dış politikamız “herkesten önce bir adım atmak ve komşularla sıfır problem” tezi üzerine oturtulmuştu. Uzun yıllar boyu çözülemeyen problemlere kısa yoldan çözümler üretme iddiasıyla yola çıkılmıştı. Bu politikanın gereği olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde önce Rauf Denktaş‘ın yerine M. Ali Talat‘ın seçilmesi desteklenmiş, sonra “Annan Planı‘na” Kıbrıs Türk Halkının evet (yes be annem) denilmesi sağlanmıştı.

Oysa Murphy diyordu ki, “kestirme, iki nokta arasındaki en uzun yoldur.Nitekim Kıbrıs’ta Rumlar, Annan Planı’na hayır demişti. Aradan geçen zamandan sonra da “çözüm” yerine, Hükümetimizin desteklediği M. Ali Talat‘ın seçimlerde yenilmesi, yerine Denktaş’la benzer görüşleri savunan Derviş Eroğlu‘nun gelmesi ile yeni ve uzun bir süreç başlamış oldu.

ERMENİSTAN İLİŞKİLERİ: Aynı politika gereğince “Ermenistan’la ilişkilerin normalleşmesi” adına bu ülke ile ABD gözetiminde protokoller imzalanmıştı. Gelişmeler Hükümetimizin istediği gibi olmadı. Protokoller Ermenistan parlamentosunda görüşülmeden geri çekildi ve süreç donduruldu. Soykırımı tanıyan ülkelerin sayısı arttı. Obama yine soykırım demeden Türk devletinin soykırım yaptığını ifade etti. “Ufak bir arızayı gidermeye çalışırken, daha önemli bir arızaya sebep olursunuz” diyen Murphy’i yanıltmayan Hükümetimiz, Ermenistan’la ilişkileri düzeltemediği gibi, Azerbaycan‘la kardeşlik münasebetlerimizi bozdu ve bunun ilk sonucu, Azeri doğalgazı fiyatının artması ve bir milyar dolarlık ilave doğalgaz faturası ödemek olarak karşımıza çıktı.

KÜRT AÇILIMI: “İyi şeyler olacak” denerek “Kürt Açılımı/ Demokrasi Açılımı” başlatılmış, “analar ağlamayacak”, “terör bitecek” sloganlarıyla 40 yıldır çözülemeyen meseleyi çözmek iddiasıyla harekete geçilmişti. Murphy’nin kuralı burada da devreye girdi: “Bir iş, önemiyle doğru orantılı olarak ters gider.” Yani ne kadar önemli bir işe kalkıştı iseniz, işlerin ters gitme ihtimali o kadar yüksektir. Habur‘da yaşanan rezaletin millet vicdanında açtığı yara o kadar derin oldu ki, anketlerde AKP’ye olan destek şiddetle düştü ve açılım rölantiye alındı. Terör de bitmediği gibi, teröristbaşının İmralı’dan verdiği talimatlar gereğince yeniden tırmanışa geçti. Üçü PKK’nın son karakol baskınında olmak üzere, dün de beş şehit verdik.

**************************

ÇIKARILABİLECEK DERSLER: Murphy’nin bütün bu olumsuz kurallarının gerçekleşmesi kaçınılmaz bir kader midir? Gerekli hazırlık ve tedbirler alınsaydı bu olumsuz sonuçlar çıkar mıydı? Murphy’nin tavsiyesi şöyledir: “Seyahate çıkarken, ihtiyacınız olan elbiselerin yarısını ve ihtiyacınız olan paranın iki mislini yanınıza alınız.”

1- AKP, Meclis çoğunluğuna güvenerek öngörebildiği tedbirleri alarak hareket etmeye çalışıyor. Ancak Murphy’nin işaret ettiği öngörülemeyen ihtimallerin oluş yüksekliğini hesaba katmıyor. Mesela şu sıralar Anayasa değişikliği paketini birinci tur oylamada 330 oyun üzerinde oylarla (referanduma gidilmesini gerektirecek oy çokluğu ile) geçirmeyi başardı. Bu yeniden bir özgüven yükselmesine yol açtı. Tabii bu da geçecektir. Çünkü herkesin kabul edebileceği bir Murphy kuralı da şudur: “Kendinizi iyi hissediyorsanız kaygılanmayın, geçer.” Ve daha da acısı,  “işler yolunda gittiği zaman mutlaka bir terslik vardır.”

2- AKP’nin, Muhalefeti, Yüksek Yargı’yı ve TSK’yı yaylım ateşi altına alarak kontrol ettiği inancıyla yaşadığı bu iyilik hali, aynı zamanda bir tehlikeyi de işaret ediyor: “Eğer düşman menzil içinde ise sen de öylesindir.”

3- Yine de biz dostça başka bir Murphy kuralını daha hatırlatalım: “Bir işin ters gidebileceği dört muhtemel yol varsa, çok geçmeden ortaya bir beşinci yol çıkacaktır.” AKP, dört muhtemel tersliğe göre gerekli tedbirleri almış olmaya güvenmek yerine beşinci, altıncı terslik ihtimallerine göre, muhalefetle mutabakat yolunu seçse herhalde daha uygun olurdu. Zira “iş bir kere çorba olmuşsa, düzeltmek için yapacağınız her şey durumu daha da berbat eder.”

*******************

SİYASİ MANZARA: Murphy’nin kuralları bunlardan ibaret değil. Bunlardan bir kaçını günümüz olaylarına uyarlamaya çalışınca aklıma geliverenler şunlar: İktidar- muhalefet arasındaki diyalogu anlamak için, İki monolog bir diyalog oluşturmaz.”

Çok konuşan, konuştukça belagatin şehvetine kapılıp daha çok konuşan siyasiler için bir uyarı,  “konuşmanızda bir yanlış yapana kadar kimse sizi dinlemiyordur.” Ve sanki Başbakanımız için söylenmiş, İnsanlar gerçekleri arar, fakat hep kendi görüşleri doğrultusunda ilerler.”

AKP Grup toplantısında Anayasa değişikliklerine olumlu oy veren AKP’li milletvekillerini “tarihe geçtiniz” tarzı etkili sözleriyle motive eden Başbakan Erdoğan’ın sözlerinin arka planında şu kural olabilir mi? “Şüpheye düştüğünüzde, ikna edici olmaya çalışın.”

Murphy Kanunlarının bu kadar anonim hale gelmesi boşuna değil, bir hikmeti olsa gerek.

Önceki İçerikNe yazık
Sonraki İçerikÇanakkale Savaşı’nın Gurbetteki İki Kahraman Şehidi
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.