Kadir Gecesi

99

Allahu Teala, bazı vakitlere diğerlerinden daha fazla kıymet vermiştir. Kandil gecelerine, bayram gecelerine, Cuma gününe, Ramazan ayına ve en önemlisi Kur’anın inmeye başladığı Kadir Gecesine.

Nasıl ki bir padişah, ya tahta geçme merasimi münasebetiyle veyahut başka bir sebeple bazı günleri bayram ilan eder. Halka, o günde hususi ihsanlarda bulunur, insanları huzuruna kabul edip taleplerini yerine getirir. Bunun gibi, on sekiz bin âlemin Padişahı olan Rabbül Alemin de Kur’an-ı Hakîmin yer yüzüne inmeye başladığı Ramazan ayına, özellikle Kadir Gecesine çok kıymet vermiştir.

Kadir Gecesinin Üstünlüğü:

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur:

“Biz o (Kur’ân’ı) Kadir Gecesi indirdik. Kadir Gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Rûh o gece Rab’lerinin izniyle her iş için iner de iner. O gece, tâ fecrin doğuşuna kadar tam bir esenlik ve selâmettir.” (Kadîr Suresi, 1-5)

Yine Duhan süresinde şöyle buyurur:

“Hâ-Mîm. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz o (Kur’ân’ı) mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanlara uyarıcı gönderiyorduk. Katımızdan bir emirle her hikmetli işe o gecede hükmedilir…” (Duhân, 1-5)

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-  de bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyururlar:

“Ramazan’da Allah’ın öyle bir gecesi vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Kim o gecenin hayrından mahrum kalırsa gerçekten büyük bir kazançtan mahrum kalmış olur».” (Nesâî, Sıyâm, 5; Ahmed, II, 230, 385, 425)

Kadir Gecesi Hangi Gece:

Rabbül Alemin, ümmete rahmet için Kadir gecesinin Ramazan’ın hangi gecesi olduğunu açıkça bildirmemiştir.

Nitekim, ömürde ecel gizlidir. Böylece her anımızı “ölebiliriz” endişesiyle geçirir, günahlardan uzak dururuz.

Cuma gününde duaların kabul olduğu icabet saati gizlenmiştir. Gizli olması cumanın her anını bu vaktin değerine yükseltir.

İnsanlar içerisinde veliler gizlidir. Bundan dolayı herkesi veli bilmek gerekir.

Kainatın ömründe kıyamet gizlidir.

Kadir Gecesi de Ramazan içerisinde gizlidir. Böylece her ramazan gecesi kadir derecesinde bilinsin ve ihya edilsin istenmiştir.

Fakat bununla beraber, Peygamberimiz bazı işaretlerde bulunmuştur:

“Kadir gecesini ramazanın son son 10 günde ve özellikle tek gecelerde arayınız” diye ümmeti biraz aydınlatmıştır.

Ancak kadir gecesinin Ramazanın 27. gecesi olduğunu belirten hadîs-i şerifler, ekserî âlimler tarafından büyük kabul görmüş ve bütün İslâm âlemi de bunu benimsemiştir.

Konuya şöyle bakan alimlerimiz de vardır: Ramazanın 27. gecesi hakikaten Kadir Gecesi olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor. İnşallah o gece yapılanlar gerçek Kadir Gecesinde yapılmış gibi kabule mazhar olur.

Kadir Gecesini İhya:

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-  bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyururlar:

“Kadir Gecesi’ni, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevâbını yalnız Allah’tan bekleyerek ibadet ve tâatle geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm, 6; Müslim, Müsâfirîn, 173-176)

Kadir Gecesinde Neler Yapılabilir:

Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur’ân-ı Kerim okuyarak, tevbe, istiğfâr ederek ve dua ederek değerlendirmeli, hayatımızda Kur’an ve Sünnet’e uygun olmayan  bir şeyin olup olmadığının muhasebesini yapmalıyız. Yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız.
Üzerinde namaz borcu olanların kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar.
Süfyan-ı Sevrî: “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur’ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir.” demiştir.(Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 313)
Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Rasûlüllah (s.a.s)’e:

“- Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sordum. Rasûlüllah (s.a.s):

ayet

“Allahım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet.” diye dua et, buyurdu (Tecrîd-i Sarih Tercemesi, VI, 314).

Gecenin bütününü ibadetle geçiremeyenler en azından teravihten sonra bir miktar oturup dua etmelidirler.

Bu gecede yapılabilecek en güzel şey; yaşantımızın gözden geçirilmesi, hayatımızda Kur’an ve sünnete uygun olmayan bir şeyin olup olmadığının muhasebesinin yapılmasıdır:

– Önce kendimize bir soralım. “Biz Allaha, Allahın istediği gibi iman ettik mi?” Sonra da Rabbimizin emirlerine ne kadar uyduğumuza bir bakalım. Eğer sonuç olumsuzsa imanımızı sorgulayalım. İman etmek yaratıcının isteklerine ram olabilmektir. Bu iman nasıl bir imandır ki sevgilinin istekleri kale alınmıyor.

– İbadetlere, özellikle namaza dikkat ediyor muyuz? Dinin direği olan namazı aksatarak din binasını çökertiyor muyuz?

– Haram ve helale dikkat ediyor muyuz? Kul, helal ve harama azami hassasiyet göstermezse kulluğun bir yönünü ihmal ediyor demektir. Bir evi soyan hırsızın, ‘Aman namazımı kaçırmayayım’ diye eşyaları bir kenara koyarak namaza durması ne kadar garipse helal ve harama, kul hakkına riayet etmeyenin ibadete yönelmesi o kadar anlamsızdır. Bu tip insanların imanlarını kontrol etmeleri, kulluğu sadece farz ibadetlerin ifasına indirgememeleri gerekir.

– Müslümanlarla, özellikle samimi dindarlarla beraber oluyor muyuz? Kişi ne kadar iyi bir Müslüman olursa olsun çevresindeki kötü gidişattan etkilenmektedir. Bu yüzden çevremizi dindarlardan oluşturalım. Onların iyi yönlerini kendimize örnek alalım.

Evet bu mübarek gece münasebeti ile önce içten bir tevbe edelim. Ardından İslamı kendi başımıza yaşama kahramanlığından vaz geçelim. Hepimiz, hayatımızı istikamet üzere devam ettirebilmek için güzel bir arkadaş topluluğuna muhtacız. Bunu yapabilirsek, hayatı Allah ve Rasulünün istediği gibi devam ettirmek bundan sonra daha kolay olacaktır.

Rabbim, hepimizin kandilini mübarek kılsın, daha nice kandillere birlik beraberlik içersinde eriştirsin… Amin.