Bulanlar Kazanıyor

108

Büyük servet kazandıran küçük buluşlar vardır. Bunun için zeka, şans ve araştırıcı olmak gerekiyor. Günlük yaşamı ne daha kolay hale getirir? Ne daha yararlı olabilir? Neyi değiştirmek gerekir? Gibi…

Konu ile ilgili bazı örnekler ve yaşanmış olayları hatırlayalım. Hollandalı kuyumcu Bensehoten Nikolas nişanlıdır. Bir gün nişanlısını ziyarete gider. Genç kız gergef üstünde nakış işlemektedir. Fakat arada sırada, nakış iğnesi, onu sürekli iten orta parmağına batmakta ve ona acı vermekteydi.

Nikolas kuyumcudur. Nişanlısının iğneyi iten parmağının delik deşik olduğunu görünce, parmağın ölçüsünü alır. Birkaç gün sonra üstünde iğnenin kaymaması için çok sayıda çukurlar bulunan gümüş bir kabı nişanlısının parmağına takar. Yüksük böylece icat edilmiş ve dikiş kutusunun demirbaşları arasına girmiştir.

Artık dikiş dikenlerin parmakları acımıyor ve kanamıyordu. Bu yeni buluş hanımlar arasında süratle yayılmıştı. Nicolas’da her gün aldığı yeni siparişlerle, yüksük yapımını seri üretim haline getirerek büyük paralar kazanmış ve Hollanda’lı zenginler arasında yer almıştı.

İsveç’li Gideon Sundbach, ilik düğme yerine kendi buluşu olan fermuarı 1913 yılında piyasaya sürmüştür. Amerika Birleşik Devletler Silahlı Kuvvetleri bu yeni buluşu askerlerin montlarında kullanmış olumlu sonuçlar almıştır. Ordunun yinelediği büyük çaplı yeni siparişler, Sundbach’ın seri üretime geçmesine neden olmuştur. Ayrıca 1923 yılında sivil hayatta, 1927 de spor dünyasında ve 1934 yılında da moda dünyasında fermuar kullanımı öne çıkarak günümüze kadar ulaşmıştır. Tabii patent sahibi Gideon Sundbach’ı zenginler arasına katarak.

Konserve, 1800’lü yılların başında Napoléon Bonaparte’ın savaşta Fransız ordusuna kesintisiz gıda sağlamak için açtığı 12.000 Frank ödüllü yarışmayı kazanan Nikolas Appert tarafından bulunmuştu.

Konserve açacağı ise 1868’de Ezra J. Warner tarafından icat edilmişti. Ancak Kullanımı biraz tehlikeliydi. 1870’de ise William Lyman kutuyu dönerek açan açacağı tasarlamıştı. Her ikisi de ABD ordusu tarafından ödüllendirilmişlerdi.

Cırt bant ilk defa 1948 yılında İsviçre’li dağcı George de Mestral’in patlayan, açılan, kopan bağların, düğmelerin yerine daha kullanışlı ve pratik bir yöntem bulmak için yaptığı çalışmaların sonucunda ortaya çıkmıştır. Mestral bu icadını ceplerde, giysi yakalarında ve özellikle çocukların ayakkabılarında uygulamıştır. Böylece geniş bir alanda kullanılan yeni  buluşunu Vel-cro (Kadifeli Kanca) adıyla tescil ettirmiştir.

Hiç kuşku yok ki yaklaşık 60 yıldır insanların hizmetindeki cırt bantlar M. George de Mestral’i de hem maddi hem de manevi yönden zengin etmiştir.