G-8 ‘den G-20’ye

89

Küresel problemlerin arttığı günümüzde, bu problemlerin ana kaynağının finans olduğunu görüyoruz. Küresel finans sistemindeki çalkantılar küresel siyasal sistemde de ciddi değişikliklere yol açmaktadır. Ülkeleri ve yaşayanları mutsuz etmektedir. Küresel finans sisteminin sorunları aslında finans sisteminin oluşturdukları organizasyonların kabiliyetleri ve işlevleri ile ilgilidir. Küresel finans için Dünya bankası, Bölgesel Kalkınma bankaları, IMF, Uluslararası Ödemeler bankası gibi kurumlar oluşturulmuş ayrıca çok ülkeli gruplar için geçerli kurallar ve düzenlemeler çıkarılmıştır. Küresel sorunlar büyüdükçe bu sorunlar tek merkezden yürütülür olmaktan cıkmış dolayısı ile çeşitli guruplar oluşturulmuştur. G-8, G-20, Finansal İstikrar Forumu (FSF) ve benzerleri.

Küresel finansın tarihsel gelişimine kronolojik olarak baktığımızda; 1947 Uluslararsası Ticaret Örgütü ( ITO) ve Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT).

1962 yılında gelişmiş 10 batılı ülkenin kurduğu G-10 (Group of 10) . 1971 yılında doların altınla ilişkisi kopunca sabit kur sisteminin çökeceği buna bağlı olarak yeni bir küresel para kur politikasının izlenme konusu ortaya çıktı G-10 gurubu bunu IMF’nin içinde oluşturulan C-20’ye (Commitee of 20) bıraktı.1975 G-7’nin kuruldu. 1995 yılında Dünya Ticaret Örgütünün (WHO) kurulması.

1992-93 Avrupa, 1994 Meksika, 1997-98 Asya, 1998 Rusya finansal krizler, Bu krizlerin aşılabilmesi için genişletilmiş platformların kurulması gerekliliğini oryaya çıkardı. Sadece G-7/8 ülkelerinin altından çıkabileceği problem olmaktan çıktı. 1997 Asya krizinin çözümü için kasım 1997 de G-7 ülkesine ilave gelişmekte olan 15 ülke daha alarak G-22’iyi oluşturdular. Bu toplantılarda küresel finans sisteminin oluşturulması için çalışmalar yaptılar. G-22’in ömrü uzun olmadı 1999 yılında G-33 kuruldu. Bu ülkelerin 13’ü gelişmiş 20 tanesi gelişmekte olan ülkeleri içeriyordu. Türkiye’de G-33 içindeki ülkelerden biri idi.

Bu ülkelerin Dünya ticaretine ayak uydurabilmesi için anayasalarında bir dizi değişiklik yapmaları önerilmiştir. Ülkeler bu değişime paralel olarak tahkim yasaları, bankacılık kanunları, çeşitli uyum yasaları, mortgage kanunları gibi bir dizi düzenlemeler yapmışlardır.

Ülkemizde bu yapılanmanın altyapısını oluşturacak tüm düzenlemeleri yapmıştır. Nihai hedef aslında yepyeni bir küresel finans sisteminin kurulması ve bunun sonucu olarak gümrüklerin kaldırılması projesidir.

33 ülke ile karar almanın zorluğunu gören organizasyon 1999 ‘un ortalarına doğru Ülke sayısı azaltıldı Küresel sistem için önemli ülkelerden oluşan 20’ler Gurubu (G-20) kuruldu. Türkiye G-20 içinde yer alan 19 ülkeden biri oldu. 9 ülke gelişmiş, 10 ülke gelişmekte olan ülkelerden ve AB’liğinden oluşan bir gurup. (ABD, Almanya, Arjantin, Avusturalya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, G. Afrika, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Kore, Meksika, Rusya, S. Arabistan, Türkiye, AB)

Bütün dünyada bilişim teknolojilerindeki gelişimle birlikte hızlı elektronik finansal hareketlilik artmıştır. Bu hareketliliğin kontrol edilmesi, mali istikrarın sağlanabilmesi, finans yönelişlerinin doğru değerlendirmelerinin yapılması, G-20’nin temel amaçları arasındadır. G8 ülkelerinin dış yatırımlarının yüzde 65’i G-20 ülkelerinin diğer üye ülkelerinde gerçekleşmektedir. G-20 ülkeleri aslında dünya nüfusunu yüzde 85’ini ve Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 65’ini oluşturmaktadır. Bu ülkelerde alınacak kararlar ve bu kararların uygulamaları küresel ekonominin istikrarı için çok önemlidir…

Yukarıdaki değerlere bakıldığında da dünyayı G-8 ülkelerinden daha ziyade G-20 ülkeleri temsil edebiliyor. Dolayısı ile dünyadaki küresel ekonomik ve siyasal krizleri G-20 ülkeleri çözebilir diyebiliriz….