Eğitim cehaleti ortadan kaldırıp gelişmeyi, ilerlemeyi sağladığı için çok önemlidir.
Bunun içindir ki İslam dini eğitime özel bir önem vermiştir. İlk gelen vahiyde eğitimle ilgilidir.
Eğitimin diğer önemli bir özelliği de memleketi idare eden bürokrat ve siyasetçileri yetiştirmesidir. Siyasette önemli bir husustur. Memleketin (milletin) kaderini büyük oranda siyasetçiler belirler. Ya perişan edip süründürürler ya da kalkındırıp yüzünü güldürürler.
Eğitimciler siyasetçileri yetiştirir, siyasetçilerde halkı yönetir. Dolayısıyla bir ülkenin eğitimi ne kadar kaliteli ise siyasetçileri de o kadar başarılıdır. Eğitimle siyaset birbirlerinin aynasıdır.
Eğitimle siyasetin bir benzerliği de hedef kitleleri etkilemek onların üzerinde etkili olmaktır. Şöyle ki;
Eğitimde eğitimci vardır onun verdiği mesaj vardır, mesajı veriş şekli, bu mesajın dinleyenler üzerindeki tesiri önemlidir. Eğer bu mesaj doğru bir yöntemle verilmişse dinleyiciler üzerinde olumlu davranış değişikliği olarak geri yansır. Amaç gerçekleşmiş emek ve zaman boşa harcanmamış olur. Burada sonuç alınamıyorsa ya mesajı veren eğitimcide, ya da mesajı veriş şeklinde bir hata vardır, başarı için mutlaka bu hata doğru tespit edilip düzeltilmelidir.
Aynı durum siyaset ve siyasetçiler içinde geçerlidir.
Siyasetçilerinde mesajı dinleyicilerin anlayıp ikna olabilecekleri şekilde yani doğru bir metotla vermeleri esastır.
Başarılı olan siyasetçiler halkın düşünce ve duygularını iyi bilen mesajını en etkili bir şekilde verendir. Siyasette mesajın doğru verilip verilmediği seçimlerde, sandıkta belli olur. Siyasetin geri dönüşüm kutusu sandıktır. Siyasetçilerin başarı ve becerisi sandıktan çıkan oyla ölçülür.
Eğitimde başarısızlık belki öğrenci seviyesinin düşüklüğü ile açıklanabilir ama siyasette başarısızlığın faturasını halka kesemezsiniz.
Çünkü siyaset halk ile beraber halk için yapılır. Siyasette aradığı, beklediği başarıyı bulamayan yerel yada genel siyasetçiler önce bir durum değerlendirmesi yapıp hatanın nerede ve kimden kaynaklandığını doğru tespit etmelidirler.
Hata ya kendinde yada ekibinde ya teşkilatlarında yada mesajı veriş tarzındadır. Unutmamak gerekir ki on tane mazeret bir tane başarının yerini tutmaz. Yalana ve iftiraya dayalı çamur siyasetinin de başarı getirmeyeceği unutulmamalıdır.
Siyasette kendi fikirlerini, projelerini anlatmayı unutup sürekli başkalarını kötülerseniz seçmen buna prim vermez. Başkalarının hataları sizi yüceltmez. Sizi yücelten sizin doğrularınızdır. Siyaseti pozitif yapmak gerekir. Yani kendi projelerinizle seçmenin karşısına çıkmak, kendini anlatmak gerekir. Zaferle değil, seferle görevliyiz anlayışıyla siyaset yapan dost ve kardeşlerim eğer bekledikleri başarıyı bulamıyorlarsa doğru bir şekilde durum değerlendirmesi yapıp nerede hata yaptıklarını doğru tespit etmeli ve hatalarına son vermelidirler. Bunun içinde mutlaka bir özeleştiri yapmalıdırlar.
Doğru bir görüşü yanlış metot ya da üslup ile anlatıyorsanız hedef kitle üzerinde beklenen etkiyi yapmayabilir.
Unutmamak gerekir ki siyaseti halka rağmen değil, halk ile beraber yaparsanız başarılı olursunuz. Aksi takdirde davanıza ihanet, dostlarınıza hakaret eder bindiğiniz dalı kesmiş olursunuz.
Eğitimciler ülkeyi idare edenleri yetiştirirlerde, kendileri neden ülkeyi idare etmeyi düşünmezler.
Siyasetteki ayak oyunları eğitimcilerin sendikalarında kooperatif ya da ticari ortaklıklarında olmuyor mu? Yani alicengiz oyunlarına hepten yabancı değiller.
Eğitimdeki tecrübenin siyasette başarı getireceği kanaatindeyim. Eğitimcilerin bu konuyu düşünmeleri gerekir.
Öğrencilerinizin yaptığı işi sizde yapabilirsiniz.