Türk zaferleri akla geldiği zaman, daima Ağustos ayı gözümüzün önüne geliyor. Malazgirt Meydan Savaşı, Anadolu’nun kapısını Türklere açmış ve tarihe yeni bir sayfa olarak eklenmiştir. İşte bu büyük zafer, Hıristiyan dünyası tarafından hiçbir zaman unutulmamış ve her fırsatta Türklere kin ve nefret ile saldırmışlar ve Türkleri Anadolu topraklarından atmak için oluşturdukları büyük ordularla Haçlı Seferlerini başlatmışlardır. Suçsuz, günahsız Türkleri kılıçtan geçirerek kan dökmüşler ve bir soykırım yapmışlardır. Bu hesaplaşma 1071 tarihinden 1922 tarihine kadar sürmüş ve 26 Ağustos 1922 tarihinde Büyük Taarruzun başlamasına vesile olmuştur. 23 Ağustos 1921’de Sakarya Savaşıyla başlayan kurtuluş mücadelesi, Büyük Taarruzla devam etmiş ve düşmanın 09 Eylül’de İzmir’de perişan olmasıyla sonuçlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz için emrindeki orduya şöyle sesleniyor: “ Ben, size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir,… zafer, zafer benimdir diyebilenlerindir. Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir.” Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Savaşı, kazanılmış çok önemli bir zaferdir. 30 Ağustos, Anadolu topraklarının düşmandan geri alındığı gün olarak da kabul edilmiştir. Türk milletinin şanlı tarihinin dönüm noktası olan Büyük Taarruz, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçmiştir. 30 Ağustos Türkiye’de, KKTC’de ve Türkiye’nin yurtdışı temsilciliklerinde “ Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesini “ anmak için kutlanan bayramdır.
Ağustos ayı zaferleri arasında 26 Ağustos 1071 tarihinde Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşen Malazgirt Meydan Savaşı, Sultan Alparslan’ın büyük zaferiyle sonuçlanmıştır. Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan bu zaferin en önemli özelliği, Türklerin Anadolu’yu kalıcı bir vatan olarak benimsemeleri olmuştur. Bu zaferle, Bizans İmparatorluğu Anadolu’daki hâkimiyetini kaybetmiştir.
Milletlerin tarihinde çok önemli olaylar mutlaka vardır. İşte Türk milletinin tarihinde de Ağustos ayı zaferleri büyük önem taşıyor. Ağustos ayına zaferler ayı diye boşuna söylenmemiştir. İşte bu zaferlerin tarih sırasıyla en önemlileri şunlardır: 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, 11 Ağustos 1473 Otlukbeli Zaferi, 23 Ağustos 1514 Çaldıran Zaferi, 24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi, 29 Ağustos 1521 Belgrat’ın Fethi, 29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi, 01 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın Fethi, 05 Ağustos 1919 Erzurum Kongresi, 23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı’nın Başlaması, 26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz.
30 Ağustos 1922 zaferi ile ilgili olarak Mustafa Kemal Atatürk şunları söylüyor: “ 30 Ağustos 1922 Zaferi, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olmasının yanında, yalnızca bizim değil; tüm ezilmiş ulusların, hatta tüm insanlığın özgürlüğe, kurtuluşa, başı dik ve onuruyla yaşama kararlılığına yönelişinin ve bu doğrultuda atılmış tarihi bir adımın bayramıdır.”
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun Malazgirt Marşına ait aşağıdaki satırları Türk tarihinde Ağustos ayının önemini ortaya koyuyor:
“ Aylardan Ağustos. Günlerden Cuma
Gün doğmadan evvel İklim-i Rum’a
Bozkurtlar ordusu geçti hücuma
Yeni bir şevk ile gürledi gökler
Ya Allah… Bismillah…Allahuekber “
Zaferler büyük mücadelelerden sonra kazanılıyor. Yok olmamak için canla, başla çalışarak, birlik ve beraberlik içinde zaferlere ulaşılabilir. Bu duygularla hareket eden Türk milletinin nasıl yeniden silkinişe kalktığına tarih şahit olmuştur. Binlerce şehit kanıyla sulanmış bu vatan topraklarına her zaman sahip çıkmak milletimizin en büyük görevi olmalıdır.
Bu vatan için, bu topraklar için canını ve kanını feda eden şehitlerimizi rahmetle anmak, gazilerimizi de şükran ve minnet duygularıyla yad etmek en büyük görevimiz olmalıdır.
Makalemizi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz Zaferi için söylediği şu çok anlamlı sözlerle bitirelim: “ 30 Ağustos Meydan Muharebesi Türkiye’nin geleceği için binlerce şehidin, milli birlik ve beraberlik ruhu içinde canları pahasına, özgürlük ve bağımsızlık meşalesinin sonsuza dek sönmemek üzere yakıldığı büyük bir zaferdir.”