22.7 C
Kocaeli
Pazartesi, Kasım 17, 2025

Sihirli Çare

Kim dünyayı gezmek, değişik yöreleri görmek, farklı insanları tanımak, mahallî / yerel kültürünü dışsal gezilerle zenginleştirmek istemez?

“Ama nerde gidecek imkân, harcayacak para ve işi gücü bir tarafa bırakmayı göze aldıracak maddî imkân?”

Diyorsa, hiç üzülmesin, hiç kaygılanmasın! “Bunlara ayıracak hiç vaktim, bunları düşünecek hiç zamanım yok!” demesin.

Elbette bu dile getirilenleri, fiilen gerçekleştirecekler yanında; seyahatlere harcayacak zamanı, imkânı ve parası olmayanlar çoğunlukta.

Fakat üzülmeye mahal yok! Öyle bir vasıta ve araç var ki, bütün bu istenenleri gerçekleştirecek imkânı insana veriyor. İnsanı gezdiriyor, seyrettiriyor, gördükleri hakkında bilgilendiriyor!

Daha nice seyahat ve gezi imkânlarına sahip olmayanlar için, tüm gezme, görme, istediği gibi yaşama imkânlarını bahşeden; sihirli çareyi elde etmek, herkesin elinde be dostlar!

Evet, bütün bu sayılanları yerine getirecek imkânlara zihnen, hayâlen, tefekküren sahip olma imkânını veren bir sihirli çare var be dostlar!

Gezi, görü, duyu ve bili olarak, hepsini temin edip gerçekleştirecek; sihirli çareyi edinmek herkes için, son derece kolay, mümkün ve olası!

Sadece, her fırsatı, her boş zamanı, her dinlenme imkânını; ona hasretsin, ona ayırsın ve onunla hemhâl olsun yeter de artar be dostlar!

Nasıl bir şey, bu sihirli Çare?

Kimin fark edişi, bu sihirli Buluş?

Kim oluyor, bu sihirli Bilge?

KİTAPTIR be dostlar, KİTAP!

Gayrısı, koca bir girdap!

Her fırsatta alan eline, gönlüne uygun;

Gezi, kültür, tarih ya da edebî bir eseri;

Veya halk için yazılmış, bilimsel bir kitabı!

Hele oturup rahatça koltuğuna,

Olunca, bir de çayı hemen yanında.

Değmeyin artık onun keyfine.

Açıp kitabın sayfalarını,

Âheste âheste.

Mânen kanatlanır,

Olduğu yerden,

Yükselir ufuklara.

Aşar, dağların zirvesini.

Duyar kâinatın âhenkli sesini.

“Gel keyfim gel!” diyerek,

İsteklerine, maddeten olmasa bile,

Mânen yapılan bu meşgale, değil nafile.

Evet, her hususta her çeşit KİTAP;

En sâdık, en samimi, çok candan bir arkadaş;

Okuyan; her engeli, onunla aştıkça aşar.

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img