Cahil Cesareti: Bilgisizlik Kuvvettir!

12

Hazony, Milliyetçiliğin Fazileti kitabında sorar: Millet devletinden vazgeçtiniz. Peki, şimdi nereye gideceksiniz?

Bu sorunun sadece ve sadece iki cevabı vardır: 1) Yukarı yöneleceksiniz. Bir imparatorluğun parçası olacaksınız. 2) Aşağı yöneleceksiniz. Aşiretlere, kabilelere, mezheplere, etnisitelere parçalanacaksınız. Böyle yaparsanız merak etmeyin. Genellikle iyiliksever bir emperyal güç gelip sizin güvenliğinizi sağlıyor. Ya federasyon? Tarihte millet devletiyken kendi isteğiyle federasyona geçen bir örnek yok. Sayıca az federasyonlar evvelce ayrıyken, bir dış tehdide karşı birleşmiş. İspanya tehdidine karşı Büyük Britanya, Habsburg tehdidine karşı İsviçre gibi. İyiliksever emperyal ve de demokratik imparatorlukların zorla parçaladıkları var; günümüzde Irak gibi, Suriye gibi. Bir de Çekoslovakya, Yugoslavya, Sovyetler Birliği gibi zora dayanan federasyonlar. Bunları haritada aramayın. Hepsi sizlere ömür.

Etnik federasyon

Çok etnikli federasyonların pek sağlam ayakkabı olmadığını, Oxford ve daha sonra Columbia Üniversitesinden, Alfred Stepan şöyle anlatıyor:

“Komünizm sonrası Avrupa, federalizm konusunda dikkatli olmamız gereğini gösteriyor. Komünist siyasi sisteminde sekiz Avrupalı devlet vardı. Bunlardan beşi üniter devletlerdi (Macaristan, Polonya, Romanya, Arnavutluk ve Bulgaristan). Üçü federaldi (Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Çekoslovakya). Mucizeler yılı 1989’dan yedi yıl sonra bu beş üniter devletten beşi de hâlâ üniter devlettir. Üç federal devlet 22 devlete bölünmüştür.”

Üniter devletle millî devlet (ulus devlet) aynı şeyler değildir.  Gayet güçlü, millî ve fakat üniter olmayan federal devletler var. Amerika Birleşik Devletleri, Federal Almanya millî ve federal devletlerdir. Buna karşılık biz dâhil çoğu millî devlet aynı zamanda üniterdir. Zayıf olanlar çok etnisiteli, isterseniz çok milletli deyin, federasyonlar. Yukarıda Stepan’ın saydığı çökmüş federasyonlar öyleydi. Bugün de Belçika ve hatta Birleşik Krallık’ın yapısından ses geliyor.

Üniter ve millî eşit değil

Bizim oğlanlardan Kenan Evren de zamanında Türkiye’yi eyaletlere bölmeyi savunmuştu. İfadesine göre onun derdi, o tarihte 67 ilin, idari bakımdan çokluğuydu. Acemi yöneticilerin ortak ve yaygın kalıplarından biri, “bir hata yaptıklarında kimin kellesini alacağımı bileyim” düşüncesidir. Evren’e göre 67 kelle çoktu. Bu sayıyı 10-15 gibi daha makul bir rakama düşürmek gerekliydi. Örnek olarak da Almanya’yı vermişti konuşmasında. “İşte, Alman bayrağı ile eyalet bayrağı yan yana dalgalanıyor.” Tabii her çokbilmiş gibi onun da federal fakat millî devletle federal ve çok etnikli yapı arasındaki farktan haberi yoktu.

Keşke ülke siyasetinde söz sahibi olacaklara zorunlu siyaset bilimi dersleri verdirebilsek. Geçen yazımdaki Hazreti Fatih’in ifadesi gibi “İlmi siyasiye mektebine verile badehu belaya mutad olup badehu badehu parti lideri koltuğuna otura.” Birçok hata ve sıkıntıdan kurtuluruz.

Yanmış ev yuva olmaz

Siyasetin dümeni, yönettikleri konuları bilmeyenlerin elindeyse risk büyük. Ekonomi bilmiyorsa ve bilenlere danışmayacak kadar da kibirliyse ülkenin ekonomisini batırabilir. Batırsın. Hani “cahil cesareti” dediğimiz şey var ya. Ekonomi batar. Batınca batırdığı anlaşılır, rasyonel ekonomiye geçilir ve sonunda geri dönülür. Nihayet halk on yıl sıkıntı çeker. Milletler arası refah yarışında on yıl geriye düşersiniz. Fakat sonra toparlarsınız. Gerçi o kayıp on yıl geri gelmez ama sonunda ölüm yoktur. Kimyada, fizikte geri döndürülebilir olayların özel ismi var. Türkçe kimya terminolojisinde bunlara “tersinir” diyoruz.  Fakat her olay tersinir değildir.

Modern devlette yegâne birim vatandaştır. Vatandaşlık halk arasındaki tek statüdür. Başka statü yoktur. Başka statü vermek, başka statüler telaffuz etmek, geri dönülmez bir yola girmektir. Bu hatayı, ekonomi gibi rasyonele dönerek telafi edemezsiniz. Termodinamikten örnek vereyim: Bir ev yanarsa sağlam ev ile kül olmuş evin başlangıçtaki ve sondaki madde ve enerji toplamları eşittir. Sağlam evde kaç gram madde varsa evin küllerinde ve havaya savrulan gazların kütlelerinin toplamında da tam tamına o kadar madde vardır. Enerji muhasebesi biraz daha karışık ama onda da aynı eşitlik vardır. Hâl böyleyken külleri ve gazları toplayıp bir eve dönüştüremezsiniz. O ev ilelebet kaybolmuştur. O artık yuva da değildir. Yangın yeridir.

Ne Yugoslavya’yı ne Çekoslovakya’yı ne de Sovyetler Birliği’ni tekrar devlet hâline getirebilirsiniz. Onlar artık ne memlekettir ne de birilerinin vatanı.

Önceki İçerikEnver Paşa (23 Kasım 1881 – 4 Ağustos 1922)
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)