Hakikat Çekirdekleri  (2)

116

     – “Sivrisineğin gözünü halk eden (yaratan), Güneşi dahi o halk etmiştir.”

  x   

     – “Pirenin midesini tanzim eden (düzenleyen), Manzume-i Şemsiye’yi (Güneş sistemini) de o tanzim etmiştir.”

     (Çünkü, kâinatta / evrende; kilit – anahtar uyumu vardır. Yani biri kendi başına bir kilit yapsa, diğer biri de ondan habersiz bir anahtar yapsa. Yapılanlar bir araya getirildikte, aralarında uyum olmadığı için, bir şeye yaramadıkları gibi, kâinatta her şey birbiriyle uyumludur. Zira bir elden çıkmış çiftlerin Yaratanı / Yapanı birdir.)

x

     – “Kâinatın telifinde (yazılmasında, kaleme alınmasında, yani yaratılmasında) öyle bir i’câz (mu’cizeli oluş) var ki, bütün esbab-ı tabiiye (tabiattaki sebepler), farz-ı muhal olarak (yani olmayacak bir şey; olacakmış gibi düşünülse, varsayılsa), muktedir (gücü yeten, iktidar sahibi) birer fâil-i muhtar (dilediğini yapmakta serbest) olsalar, yine kemal-i acz (tam bir âcizlik) ile o i’câza karşı secde ederek ‘Seni her türlü noksandan tenzih eder (uzak tutar)ız. Senin bize verdiğinden başka bizim hiçbir kudretimiz yoktur. Muhakkak ki Sen çok yüce olan Azîz ve her şeyi hikmetle (bir gaye ve amaç için) yapan Hakîm (hikmet sahibi)sin.’ diyeceklerdir. ”

x

     – “Bir şeyin vücudu, bütün eczası (cüz’ ve parçaları)nın vücuduna vabeste (bağlı)dır. Ademi (yokluğu) ise, bir cüz’ü (bir parçası)nın ademiyle olduğundan, zayıf adam, iktidarını göstermek için tahrip taraftarı oluyor, müspet yerine menfîce hareket ediyor.”

x

     – “Desâtir-i hikmet (hikmet düsturları, prensipleri), nevâmis-i hükümetle (hükümetin kanunları ve yasaları ile); kavânîn-i hak (hak ve hakikat kanunları), revâbıt-ı kuvvet (kuvvet bağlarıy)la imtizac etmez (kaynaşmaz)sa, cumhûr-u avâm (halk tabakasın)da müsmir (semereli ve yararlı) olamaz.”

x

     – “Zulüm, başına adalet külâhını geçirmiş; hıyanet, hamiyet libasını (din, vatan, millet, aile gibi değerleri koruma duygu ve gayretini) giymiş; cihada bağy (azgınlık, isyan) ismi takılmış; esarete hürriyet namı verilmiş. Ezdâd (zıtlar), suretlerini mübadele (değiş – tokuş) etmişler.”

    x    

     – “Menfaat üzerine dönen siyaset canavardır.”

x

     – “Aç canavara karşı tahabbüb (sevgi gösterme, muhabbet etme); merhametini değil, iştihasını açar; hem de diş ve tırnağının kirasını da ister.”

x

     – “Zaman gösterdi ki, Cennet ucuz değil; Cehennem dahi lüzumsuz değil.”

      x     

     – “Dünyaca havas (önde gelen, üst tabaka, seçkin) tanınan insanlardaki meziyet, sebeb-i tevazu (alçak gönüllülük sebebi) ve mahviyet (tevazu olması gerekir) iken, tahakküm ve tekebbüre (kibirlenme ve büyüklenmeye) sebep olmuştur. Fukaranın (fakirlerin) aczi, avâmın (halkın ilim ve irfanca alt tabakasının) fakrı; sebeb-i merhamet (merhamet sebebi) ve ihsan(ı gerektirir) iken, esaret ve mahkûmiyetlerine müncer (sebep) olmuştur.”

x

– “Bir şeyde mehasin (güzellik ve iyilikler) ve şeref hâsıl oldukça, havassa (önde gelenlere) peşkeş eder (başkasının malını başka birine verir)ler. Seyyiat (kötülükler) olsa, avâma (halka) taksim eder (paylaştırır)lar.”

 x

     (Alıntılar: HAKİKAT ÇEKİRDEKLERİ – I’den.)

Önceki İçerikKaranlığın Perdesi Açılmadan
Sonraki İçerikAhlaksız Ve Vicdansız Siyaset
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.