Bafra’lı Eğitimci Ali Ak’tan Kıymetli İki Eser:

65

1-‘Altın Yaprak’ Bafra Halk Evi Yayın Organı  

2-Atatürk Vahdettin Görüşmeleri

(Birinci Bölüm / Giriş)

Bafra, Samsun ilinin ilçesidir. Şehir merkezi, Karadeniz’e 20 km uzaklıkta, denizden yüksekliği yaklaşık 20 m olan ve Kızılırmak’ın biriktirdiği birikinti ovası üzerinde kurulmuş bir yerleşim yeridir. Nüfusu 144.465’dir.

Târihçe:

İlçenin adının M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında ticâret gemilerinin yanaştığı koylara kurulan, ticaret evlerine, ‘Bafira’ veya ‘Bavra’ denilmesinden geldiği zannedilmektedir. Luvi Dili’nde Kızılırmak’a verilen ‘Ba-Hura’ (Büyük Irmak) adından geldiğini söyleyenler de vardır. İlçenin târihi MÖ 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. İkiztepe ören yerinde yapılan araştırmalarda Kalkolitik döneme  (MÖ 5000-4000) ait yerleşim yerlerinin izine rastlanmıştır. İkiztepe ören yerinde MÖ 4000 yıllarından MÖ 1700 yıllarına kadar 2300 yıl boyunca sürekli yerleşim yapıldığı yapılan araştırmalarda anlaşılmıştır. Burada Eski Tunç Çağı (MÖ 3000-2000) ve Erken Hitit (MÖ 1900-1800) (Ki, bazı kaynaklarda başşehri Hattuşaş olan Hititlerin Anadolu’ya Kızılırmak Vadisi’nden geldikleri için, sonradan mukaddes başşehirin İkiztepe olduğu belirtilmektedir.) dönemi kültürlerinin izlerini taşıyan çok sayıda eser ve kalıntı bulunmuştur. MÖ 670 yıllarında Paflagonların  da Kızılırmak Vadisi’nde yaşadıkları bilinmektedir. MÖ 6. yüzyılda Lidyalıların eline geçen bölgeyi MÖ 546’da Persler istila etmiştir. İkiztepe’de Helenistik döneme (MÖ 330-30) ait bir anıt mezar da bulunmaktadır. Bu bölge MÖ 47’de önce Roma (bu dönemde Gadilon ve Helega adlarını almıştır), sonrada Bizans egemenliğine girmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Selçukluların eline geçen Bafra’ya 1214 yılında Anadolu Selçuklu Hükümdarı Birinci İzzeddin Keykavus Türkmen aşiretlerini yerleştirmiştir. 1243’de başlayan Moğol istilaları Selçuklu İmparatorluğu’nun yıkılması ve Türk beyliklerinin kurulmaya başlamasına sebep olmuştur. Bu dönemde bölgede küçük bir Selçuklu beyliği olan Bafra Beyliği kurulmuştur. 1460’da ise Bafra, Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.

Bafra ilçesi Osmanlı Cihan Devleti döneminde Trabzon Vilayeti’ne bağlı Canik Sancağı’na ait bir kazaydı. Salname kayıtlarına göre 1854 yılı sonlarında kaza merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı Devleti zamanında 1876 harbinden sonra Kırım’dan Bafra’ya çok sayıda Türk gelmiştir. Daha sonraları çıkan Balkan ve Birinci Dünya savaşları Türk halkının azalıp, fakirleşmesini, azınlık olmalarına rağmen Rum ve Ermenilerin iktisadî hayatı ellerine geçirip zenginleşmelerini sağlamıştır. Bundan dolayı cesaretlenerek Pontus Cumhuriyeti kurma hevesine kapılan Rumlar Mavri Mira Cemiyeti’nikurmuşlardır. Fakat 1919’da Millî Mücâdele’nin başlamasıyla maksatlarına ulaşamadılar.  Ddaha sonra Yunanistan’ın Kavala, Drama ve Selanik yörelerinden gelen ve tütün yetiştirme işini çok iyi bilen Türklerle mücâdele etmişlerdir. Bafra’ya gelen mübadiller  özellikle ilçe merkezinin güney kısmında kalan Kızılırmak nehri boyundaki köylere yerleştirilmişlerdir.

Bunun dışında ilçe merkezindeki Gazipaşa Mahallesi ile Sarıköy, Sarıkaya, Kahraman köyleri başta olmak üzere birçok köye yerleştirilmişlerdir. Bafra’nın zirâî, kültürel ve ekonomik gelişiminde mübadillerin yeri son derece önemlidir. Mücâdelenin ardından 1950-1951 yıllarında Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinden az sayıda Türk Bafra’ya yerleştirilmiştir. Ancak Bafra’da yaşadıkları sosyal ve ekonomik problemlerden dolayı pek çoğu göçmenlerin daha fazla olduğu bölgelere veya sanayi şehirlerine yerleşmişlerdir. Daha sonra Alaçam ilçesinin köylerinden gelen insanlar ile Doğu Karadeniz, Tokat, Sivas ve Anadolu’nun çeşitli illerinden gelen insanlar ilçeye yerleşmişlerdir.

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre Bafra’da yaşayan kişi sayısı 62.782’dir. Bunların büyük çoğunluğu (yani % 62’si (38.936 kişi) Türklerden oluşmaktadır. Bafra’daki Rum nüfusu ise 22.834 kişidir (% 36). Günümüzde Rum nüfusu tamamen Yunanistan’a göç etmiş olup onların yerine Yunanistan’daki (Batı Trakya hariç) Müslüman halk yerleştirilmiştir. Göç eden Müslüman halkın çoğu Türk olup Pomak bir azınlık da ilçede mevcuttur. Pomakların köylerde yaşayan bir kısmı hâlen kültürlerini devam ettirmektedir. Ayrıca Balkan Savaşları (1912) sonrası Kosova’dan gelen Arnavut göçmenlerden büyük bir nüfus Bafra çevresine yerleştirilmiştir. Arnavutça çoğu Arnavut tarafından unutulmuştur, sadece yaşlılar arasında köylerde konuşulmaktadır.

Coğrafya:

İlçenin doğusunda Samsun Merkez ilçe ve Ondokuzmayıs ilçesi, kuzeyinde Karadeniz, batısında Alaçam, güneyinde Kavak, Havza ve Vezirköprü ilçeleriyle çevrilmiştir. Yüzölçümü 175 kilometrekaredir.  Samsun’a uzaklığı 51 km’dir.

Kızılırmak deltasını kaplayan Bafra Ovası güneyde dağlarla çevrilidir. Bunlardan en yükseği 1224 metre ile Nebiyan Dağı’dır. Bu dağlar Canik Dağları’nın uzantılarıdır. Bafra’nın en büyük, Türkiye’nin ise en uzun akarsuyu Kızılırmak bu dağları derin bir vadi ile geçerek ovaya ulaşır. Bafra Ovası tamamen Kızılırmak’ın etkileri ile oluşmuştur. Irmağın denize yakın kısımlarında birçok göl oluşmuştur. Nebiyan Dağı’nın etekleri ise yayladır.

Kızılırmak’ın uzunluğu 1151 km’dir. Sivas’taki Kızıl Dağ’dan doğar, Orta Anadolu’da geniş bir yay çizerek Bafra’dan denize dökülür. En çok Nisan ve Temmuz dönemlerinde su taşır.

Kızılırmak’ın denize döküldüğü yerde oluşmuş göller, ırmağın her iki yakasında da yer alır. Batıdaki göl Karaboğaz, doğudaki ise Balık Gölleri’dir. Doğu yakada yer alan göllerin başlıcaları şu göllerdir; Dutdibi, Liman, Hayırlı, Çernek, Uzungöl, Tombul göl, İnce göl. Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır. Ancak, ormanlık alanlar da vardır.

İklim:

İlçede hâkim rüzgârlar genellikle mevsimlere göre farklılıklar gösterir. Yaz mevsiminde Karadeniz Bölgesi’nde mevzii yüksek basınç, Anadolu’da ise mevzii bir alçak basınç merkezi meydana gelir. Dolayısıyla Karadeniz’den antisiklon merkezine doğru akan rüzgârlar oluşur ve bunlar Kuzey-Doğu ve Kuzey-Batı rüzgârlarıdır. Kış mevsiminde ise geçici alçak basınç merkezlerinin etkisi altındadır. İlçede güneybatı ve güney yönlerinden esen kuru ve sıcak rüzgârlar, ilçede bulunan nemi azaltır. İlçenin nem ortalaması % 73’tür. Özellikle Nisan ve Mayıs aylarında bu rakam ortalama % 77-79’a ulaşır. Aralık ayında ise % 70’e düşer. İlçenin mutlak nemi ise yılda ortalama 5,0 gramdır. Mutlak nem sıcaklıkla doğru orantılı olduğundan yaz aylarında en yüksek değeri bulur. İlçeye en fazla yağış Kasım ayında, en az yağış ise Mayıs ayında düşer. Yıllık ortalama yağış miktarı 700 mm civarındadır. Yağmurlu gün sayısı yılda ortalama 100 gündür.

Ekonomi:

Samsun-Bafra Grubu: Samsun, Maden, Canik, Evkaf, Bafra, Alaçam, Çarşamba, Sinop, Gerze tütünleri bu grubu oluşturur. Bu gruptaki tütünler çok düşük oranda nikotinli, küçük boyutlu, kırmızı, açık kırmızı renkli, ince damarlı, ince nesiçli elastikiyeti, yüksek, tok içimli, tatlı aromatik kokulu tütünlerdir. Yabancı sigara üreticileri sigara harmanlarını ıslah etmek, aromatik özelliklerinden dolayı kalitelerini yükseltmek, lüks harmanların nefâsetini artırmak, tok içimli çeşitler yapmak maksadıyla bu tütünleri talep etmektedirler.

Özellikle Bafra tütünleri dünyanın en yüksek evsaflı sigara tütünleri olarak devamlı aranmıştır. Küçük boyutları, ince nesiçleri, parlak ve cazip renkleri kendilerine has kokuları, sigara verimleri, tat-lezzet ve içimi itibarıyla eşi bulunmayan tütünler olmuşlardır.

Dünya sigara harmanlarının Samsun-Bafra tütünü ihtiyacına karşılık üretimin az olması ve giderek de azalması bu tütünlerin harmanlarda az kullanılmasına sebep olmuştur. Marmara Bölgesi tütünlerinde olduğu gibi bu tütünlerin üretimi de devamlı düşmektedir. Hükümetin TEKEL’i kapatmasıyla bölgede tütün üretimi hemen hemen sıfırlanmıştır. Ayrıca sigara tiryakilerinin zevklerinin değiştirilerek geniş yapraklı tütünden elde edilen sigaralara yönlendirilmesi sebebiyle Bafra tütününe rağbet azalmıştır. 

Mutfak Kültürü:

Pide: Bafra Pidesi Bafra’nın kendine has yemeğidir. Normal pide hamurundan farklı yapılır.

Bafra Nokulu: Üzümlü, fındıklı, cevizli olarak yapılan bir hamur tatlısıdır. İnce hamurdan, şerbetsiz olarak yapılır.

Demografik Yapı:

Bafra’da değişik ve çok sayıda etnik gruplar (Rum, Ermeni, Laz, Kürt, Gürcü, Arnavut, Çerkez, Bulgar, Karadenizli ve Balkan göçmeni) bulunduğundan mutfağı zengindir. Ancak bu zenginlik evlere hapsedilmiştir.

Şenlikler ve Panayırlar:

Karadede Panayırı: 100 yıllık bir geçmişi olan ve her yıl Ağustos ayının son pazar günü Bafra’nın Gökçeağaç Köyü’nde kurulan târihî panayırdır. Panayıra her yıl binlerce kişi katılmakta, panayır kapsamında konserler, değişik etkinlik ve gösteriler düzenlenmekte ayrıca alış-veriş pazarı kurulmaktadır.

Bafra Karpuz Şenliği: Bafra karpuzunu ülkemize ve bütün dünyaya tanıtmak ve çiftçilerimizi daha iyi ürün elde etmeye teşvik etmek maksadıyla kutlanmaktadır. Her yıl Ağustos ayının son haftasında yapılan kutlamalarda konserler, folklor gösterileri, sergiler ve konferans gibi etkinlikler düzenlenir. Bu etkinlikler iki gün sürer. Bafra halkı çoluk çocuk bu etkinliklere katılır. Ancak belediye desteği olmadığı için şenlik düzenlemesi 2014 itibariyle durdurulmuştur.

Sele-Sepet top Kandil Şenlikleri: Ramazan ayının 15. gecesinde yapılan bir eğlence ve anma şenliğidir. Bafra’dan başka hiçbir yerde (yakın ilçeler dâhil) bilinmeyen bir eğlencedir. Çocuklara hitap eder.

Neyzen Tevfik Kültür Şenlikleri: Neyzen Tevfik, Bafra’nın Kolay Beldesi’ndendir. Kolay Belde Belediyesi her yıl Ağustos ayının son haftasında Neyzen Tevfik adına şenlikler tertip eder. Şenliklerde müzik ve folklor gösterileri, tiyatro faaliyetleri, halk ozanlarından deyişler, sergiler vb. faaliyetler vardır.

Dokumacılık ve İşlemecilik:

Bâzı kişiler işlemecilik için ‘el sanatları’ tâbirini kullanmaktadır. Sanatın bütün çeşitleri zâten el ile yapılar. Ayakla yapılan (şâyet sanat ise) yalnızca futboldur. Bu sebeple ‘işlemecilik’ kelimesi kullanılmıştır. Günümüze kadar önemini koruyan ve Türk kültürünün vazgeçilmez unsurları olan halı, kilim örücülüğü gibi değerler Bafra’da devam ettirilmektedir. Kilim dokumacılığı, hasır ve zembil örücülüğü, yöre hanımlarının yaptığı işlemeler ve oyalar özellikle dağ köylerinde devam ettirilen sanatlardır.

***

Bafra’da doğup büyümüş yazarlardan hâlen hayatta buluna; Alptekin Ahıshalıoğlu, Atillâ Çilingir, Bülent Arslan, Mehmet Güntekin, Oğuz Çetinoğlu ve Tâner Ay’ın hayat hikâyeleri ve eserleri Kocaeli Aydınlar Ocağı internet sitesinde önceki yıllarda ve 2024 yılında yayınlanmıştı. Yeni yazarlar ve kitapları hakkındaki bilgiler ulaştıkça yayına devam edilecektir.

(Devam Edecek)

Önceki İçerikÇöp Torbası
Sonraki İçerikTürk Siyasetinin Yeniden İnşası (Reconstruction of Turkish Politics)
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.