Bursa’da ilginç bir olay meydana geldi. Millet Bahçesi’nin giriş
kapısının tabelasındaki ‘Bursa Millet Bahçesi’ yazısının ‘M’ harfi çalındı.
“M” harfini yerinde göremeyen belediye ekipleri, durumu polise
bildirdi. Polis daha önce sabıkası da olan şüpheliyi yakaladı.
Sanık mahkemede “M” harfini çalıp 52 TL’ye sattığını itiraf etti.
“Diğer harfleri almadım. M harfinin bedelini ödeyerek tahliyemi istiyorum”
dedi. Her bir harfin devlete maliyetinin 470 TL olduğu tespit edildi.
Mahkeme hâkimi, “gece işlenen nitelikli hırsızlık suçundan” dolayı
sanığa 6 yıllık hapis cezası verdi. Ancak kovuşturma aşamasında etkin
pişmanlıktan yararlanıp, çalınan harflerin masrafını karşılaması nedeniyle cezasını
3 yıla düşürdü.
****
Zillet Demek
Hakaret
Bu haberi okuyunca aklıma “Millet İttifakı” yerine “Zillet
İttifakı” diyenlerin çaldığı “M” harfi geldi.
Türkiye’deki seçmenlerin yaklaşık yarısının oy verdiği partilerin
oluşturdukları siyasi iş birliğine verdikleri adın ilk harfi olan “M”
harfinin çalınması, bana göre, “Millet Bahçesi” tabelasındaki harfin
çalınmasından daha ağır bir eylemdir.
Tabeladan “M” harfini çalan hırsıza “Millet” kelimesini “İllet”
haline getirmesi sebebiyle hakaret vd suçlar isnat edilmemiş. Muhtemelen
sanığın maddi durumu ve tahsil seviyesi sebebiyle böyle bir hakaret kastı
taşımasının mümkün olmadığı düşünülmüş olmalıdır.
Oysaki, “Millet İttifakı” kavramının başındaki “M” harfi
yerine “Z” harfi koyanların Millet’i Zillet diye tanımladıkları, bu
suretle hakaret ve aşağılama kastının olduğu açıktır.
Bu hakaret ve aşağılamanın hem doğrudan Millet kavramına da
ve hem de Millet İttifakı mensuplarına olduğunu değerlendirmek
mümkündür.
****
Milletin “A” sına
Koymak
AKP iktidarınca en çok gözetilen (en ziyade himayeye mazhar) ve
muhalefetin “5’li Çete” adını verdiği şirketleri hepiniz biliyorsunuz.
Bu şirketlerin isimlerini sayamasanız da birinin patronunun tarihe
geçen küfür cümlesini unutmanız mümkün değil.
Bu malum kişinin “milletin ..ına koyarım” ifadesi, biraz
edebe uygun hale getirmek için basında, “milletin A’sına koyarım”
şeklinde yazılmakta.
Bahsi geçen iş adamı bu sözünden dolayı herhangi bir yargılamaya
muhatap olmadı ve ceza almadı.
Bu ifade o kadar çok kullanıldı ki, sanki bilinçaltında millete küfredilmedi
de bir harfe yönelik bir eylemmiş gibi yerleşti.
Şimdi “Millet” kelimesini “Zillet” diye okuyanlar da
Millet’in bir harfini alıp yerine koydukları harfle maksatlarına
ulaşıyorlar. Ama savcılar ve bu hakareti yapan siyasilerin taraftarları basit
bir hırsıza gösterilen kadar bile tepki göstermiyor.
Muhalefetten birileri bunu yapsa hem “Hakaret” ve hem de “Milli
ve Manevi değerlere saldırı” ve “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya
Aşağılama suçlamalarıyla soruşturma açılabilirdi.
****************************
Millet Bahçeleri Yapanlar Çalıyorsa
Millet Bahçesi tabelasında yer alan bütün harfler çalınsa tanesi
470 TL’den 13 harf karşılığı devletin toplam maddi zararı 6.110 TL eder.
Tabii ki “devletin her kuruşu Milletindir” ve “tüyü bitmemiş
yetimlerin hakkı” olan bu paraların hesabı sorulmalıdır. Hırsızlar
gerekli cezayı almalıdır.
Ancak bazı hırsızlıklar tabelada eksilen harf gibi kolayca
görülemezler. Bunları uzman kişilerin araştırıp incelemesi ile
öğrenebiliriz.
Diyelim ki çok değerli eserlerin sergilendiği bir müzede nadide
mücevherin yerine kopyası, ünlü bir ressamın paha biçilemeyen tablosunun yerine
sahtesi konulursa bunları ancak uzmanlar fark edebilir.
Devletin önemli harcamaları, kamunun yaptığı ihaleler gibi teknik konularda
hırsızlık yapılıp yapılmadığını Sayıştay denetiminden geçirildiğinde
öğrenebiliyoruz. Uzman Sayıştay denetçilerinin yaptığı denetimler sonucu
yazdığı raporlardan nice yolsuzluk ve hırsızlıkları öğrendik.
Ayrıca Sayıştay denetimi olmasının, suç işlemeye niyetli
olanları daha suç işlenmeden caydırıcı bir işlevi de vardır.
****
Sayıştay ve KİK
İktidar, başta Varlık Fonu’na
devredilenler olmak üzere, çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunu Sayıştay
denetimi kapsamından çıkardı.
Sayıştay denetimine tabi olanlar için ise CB Tayyip Erdoğan
Sayıştay mensuplarına “ayar çekti”:
Erdoğan, 30 Mayıs’ta Sayıştay’ın 160. Kuruluş Yıldönümünde, “Sayıştay’ın,
icracı kurumlardaki denetimini sadece açık arama veya ceza penceresinden
bakarak yapmaması gerektiğini” söyledi.
Sayıştay “etkin denetim ve hesap sorabilirlik” özelliklerini kaybetti. Hesap vermeyenler için yaptırım
uygulanamıyor.
AKP döneminde 68 defada Kamu İhale Kanunu’nun 198 maddesi
değiştirildi. Özellikle bahsi geçen en çok gözetilen “5 şirket ne
zaman büyük bir ihaleye girecek olsa İhale Kanunu’nu
değişiyor.”
****
Millet Bahçeleri Harcamaları
Murat
Ağırel’in verdiği bilgiye
göre; “Şu ana kadar bitmiş 97 millet bahçesi var.
Uygulama aşamasında olan Millet Bahçesi sayısı 67, proje halinde olan
Millet Bahçesi sayısı ise 201. Şimdiye kadar 264 ihale düzenlenmiş.”
“İhalelerin
güncel değeri 21 milyar 43 milyon Türk lirası… Bu sadece ihalesi yapılanlar. Daha
yapılacak olanlar var, yapılanlardan fazla…”
2022 yılında milyonlarca insanımızı
doğrudan ilgilendiren tarımsal destekleme bütçesi 29 milyar lira. İktidar
bu miktara yakın bir parayı Millet Bahçelerine harcamakta.
Bu projelerin önceliği ve kamu yararı
konusu ayrı bir konu. Ama “harcanan paranın içinde yolsuzluk ve
hırsızlık var mı?” sorusunun cevabı bizde yok. Bu harcamalar nasıl ve ne
kadarı Sayıştay’ca denetlenecek bilmiyorum.
Denetim yapılırsa denetçiler bağımsız ve
tarafsız olabilecek mi? Onu da bilmiyorum.
Çünkü Sayıştay denetçilerinin görevi
“açık” gördüğü zaman raporlamak. Fakat CB “böyle yapmayın” diyor. Ayrıca
Denetçiler siyasi mülahazalarla atanan Sayıştay Başkanı ve Rapor
Değerlendirme Kurulu tarafından kuşatılmış durumda.
Ama olsun içimiz rahat olmalı değil mi? “M”
harfini çalanı bulduk ve cezalandırdık ya…