“Bâtıl (hakikatsiz)
fikirleri iyice tasvir (betimleme), safî (temiz) zihinleri idlâl
(saptırmak)tır.”
Hz. İsa’ya “Ahlâkı
kimden öğrendin?” diye sormuşlar: “Ahlâksızdan!” diye cevap vermiş.
Çünkü, herşey
zıddıyla bilinir ve anlaşılır.
Çünkü, ancak
karanlık; aydınlığın kıymetini idrâk ettirir.
Ancak yanlışlık;
doğruluğun değerini ortaya koyar.
Bu yazımızda;
tarihte gösterilen bâtıl, yanlış, ters fikir ve anlayışları;
Doğruymuş gibi
nazara veren, başarının ancak bu şekilde kazanılacağını ileri süren
Ve bunu ateşli bir
şekilde kral, hükümdar ve idarecilere sunan, herkesin az çok bildiği
“Gaye için, her şey
meşru ve yasaldır!” diyen ve yazan birini nazara veriyor.
Tabii onun
dediklerinin aksini yapmayı şiar, prensip ve düstur edinmeyi;
Hararetle tavsiye
ediyor. Bu durumda, Hz. İsa’nın tutumuna tutunmayı özellikle belirtip;
Machiavelli denen
sözde siyaset bilimcisini, gözler önüne seriyor.
Ona ters düşmeyi
gaye ediniyor. Doğal olarak herkesten de bunu bekliyoruz.
İşte bu tarihçi,
mütefekkir / düşünür ve yazar olan İtalyan siyasetçisi:
Machiavelli /
Makyavel (1469 – 1527) :
1514’te yazdığı
“Hükümdar” adlı eserinde, nazara verdiği siyasal / siyasî sistemi uygulamak,
İdare ve yönetmek
için her türlü usûl, metot ve yolun geçerli ve gerekli olduğu
Görüş ve
anlayışını, ısrarla müdafaa eder ve savunur!
Hiçbir ahlâkî
kıymet ve değeri dikkate almamayı, bu hususta;
Hiçbir kaide ve
kuralı tanımamayı benimser, benimsetmeye çalışır!
Bunu tüm
yöneticilere, kuvvetle tavsiye eder!
Evet kaide / kural
ve dürüstlüğe dayanmayan politika ve siyaset denilince,
Akla hemen
Makyavelizm gelir. Çünkü, Makyavelizm; gaye ve amaç’a ulaşmak için,
Her çeşit araç’a
sarılmayı mübah, sakıncasız ve uygun bulduğunu, bu hususta;
Her vesileye
yapışmanın hak ve doğru olduğunu, içtenlikle savunur!
Eserinde devletin;
gücünü din ve ahlâktan almaması gerektiğini ileri sürer!
Daha da ileri
giderek; devleti yaşatmak için,
Her nevi fenalık
ve kötülüğe dayanmak gerektiğini vurgular!
“Devleti yaşatmak
için her türlü kötülüğün yararlı ve iyi olduğunu ileri sürmüştü.
‘Bütün büyük işleri
sözünde durmayanlar, yalancılar, arkadan vurucular,
Acıma duymayanlar
başarmışlardır.’ diyordu.” (Orhan Hançerlioğlu)
İdarecilerin
istişare ve danışmayı bir kenara bırakmalarını,
Keyfî bir
uygulamayı gerçekleştirmeleri lâzım geldiğini ön görüyordu!
Bütün bu gibi ipe
sapa gelmez hezeyanları ortaya saçarken,
“Böyle gecenin hayır
umulur mu seherinden?” demekten de, insan kendini alamıyor.
Machiavelli /
Makyavel Toplumsal Tarihi açıklarken tarihin;
Çıkarlara dayanan
doğal nedenlerden ileri geldiğini ileri sürerek;
Tanrıyı devreden
çıkarır!
Ona göre:
“Hükümdar, iyi
olmayı değil, iyi olmamayı öğrenmelidir!
“İnsanı amaca
ulaştıran her araç, ister meşru olsun, isterse olmasın; iyidir!
“Yani ona göre,
ahlâklılık ya da ahlâksızlık diye bir şey yoktur!
“Sadece başarı
vardır! İyi ve övülmeye değen erdemler, bir hükümdarı mahvedebildiği gibi,
“Onun kötü sayılan
nitelikleri, mutluluk ve refah kaynağı da olabilir!…
“Erdem, yararlı
oldukça iyidir, aksi halde erdemsizliğin benimsenmesinde bir sakınca yoktur!
“Machiavel’in
politika işlerine uyguladığı iki ahlâk ilkesi daha vardır: ‘Zulüm ve kötü
niyet!’
“Bunları
kullanmakla amaçlarına ulaşmış olan bir hükümdar örneği olarak;
Sezai Borjiya’yı
verir.” (Cemil Sena)