Soma da Fıtrat Amasra da Kader Planı

115

Yazıma başlarken Bartın Amasra ilçesindeki kömür madeninde
yaşanılan patlamadan dolayı hayatını kaybeden 41 vatandaşımıza Allah’tan rahmet,
acılı ailelerine başsağlığı dilerim.

            2010
yılından buyana Türkiye toprakları üzerinde meydana gelen yeraltı maden
kazalarına baktığımızda:

10 Aralık 2009 Bursa
Mustafa Kemal Paşa grizu patlaması: 19 ölü

23 Şubat 2010 Balıkesir
Dursunbey: 17 ölü

17 Mayıs 2010 Karadon
maden kazası: 30 ölü

07 Temmuz 2010 Edirne
Küçükdoğanca: 3 ölü

08 Ocak 2013 Zonguldak
Kozlu: 8 ölü

13 Mayıs 2014 Manisa Soma
faciası: 301 ölü

28 Ekim 2014 Karaman
Ermenek maden faciası: 18 ölü

17 Kasım 2016 Siirt
Şirvan maden kazası: 16 ölü

14 Ekim 2022 Bartın
Amasra kömür madeni kazası: 41 ölü

            Yukarıda
sıraladığım kazaların haricinde münferit vakaları saymazsak 12 Yılda tam tamına
453 canımızı kaybetmişiz dile kolay.

            Her kazanın
sonucunda başta iktidar yetkilileri olmak üzere devlet erkânı, siyasiler olay
yerini ziyaret eder, kazada hayatlarını kaybedenlerin yakınlarına taziye
ziyaretinde bulunur, onları teselli etmeğe çalışırlar.

            İş kazasının
oluştuğu yerdeki sorumlu yetkililer hakkında her zaman olduğu gibi soruşturma
açılır, varsa kusurları yargı gereğini yapar.

            Yalnız bu
yargılamalar neticesinde öyle dikkate-şayan bir olay var ki, 8 Ocak 2013 yılında
yaşadığımız Zonguldak Kozlu faciasındaki yargılama sürecine dikkatinizi çekmek
isterim.

            İşte
Habertürk Gazetesi yazarı Fatih Altaylının 16 Ekim 2022 tarihli yazısından bir
bölüm:

            “2013’e
dönüp o günlerden başlayarak.

Önceki günkü patlamanın olduğu ve 41 madencimizi
kaybettiğimiz yere pek de uzak olmayan bir başka maden ocağındaki bir “kazada”
9 maden işçisi yaşamını yitirdi.

Şimdi olduğu gibi soruşturma, tabii ki, açıldı.

Ve sorumlular belirlendi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessese Müdürü sorumlular
arasındaydı.

Hakkında dava açıldı.

Yargılanmaya başladı.

Türkiye’de yargının işleyişi malum.

Dava uzun sürdü.

Yargılanmakta olan Kozlu Müessese Müdürü bir yandan
yargılanırken bir yandan da terfi etmeye başladı!

2017 yılında Türkiye Taşkömürü Kurumu Yönetim Kurulu
Başkanlığı’na ve TTK Genel Müdürlüğü’ne vekâleten atandı.

2018 yılında ise aynı koltuklarda asaleten oturmaya başladı.

Sanık artık genel müdür ve yönetim kurulu başkanıydı.

Aklanmadan, dava sonuçlanmadan genel müdür yapılmıştı.

Dava 2019 yılında sonuçlandı.

Deliller netti.

Aynı bu kazada olduğu gibi Sayıştay raporları, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın uzman denetçilerinin yazılı uyarıları dikkate
alınmamış, taşeron şirkete küçük para cezaları kesmekle yetinilmişti.

Kaza sırasında kazanın olduğu madenin müdürü olan genel
müdüre tali kusurlu sayılarak 4 yıl hapis cezası verildi.

Cezalar önce indirildi, sonra paraya çevrildi.

Ama ne görevden alındı ne de görevine son verildi.

Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak koltuğunda
oturmaya devam etti.

İşte kader dedikleri budur.

O işçilerin kaderi, böyle bir sistemin altında, yer altına
inmektir.

Kusurluları ve sorumlulukları yargıyla tescillenmiş kişilerin
daha üst görevlere atandığı bir ülkede işçi olmaktır.”

            Bizler
tabiidir ki Müslüman Türk milleti olarak kaza ve kadere inanmış bir milletiz.
Buna hiç birimizin bir itirazı olamaz ancak;

            Cumhurbaşkanının
Soma faciasında yaptığı konuşmada: “İş
kazaları sürekli olan şeyler, bu işin fıtratında bu var
” diyerek bir yerde
teknolojinin çaresizliğini vurgulamak istiyor.

            Ama dünya
Türkiye den ibaret değil ki. Başka ülkelerde de kömür madeni havzaları var o
ülkeler de topraklarından kömür madenleri işletiliyor, üstelik bizim
çıkardığımız kömürden kat kat fazlasını çıkarıyorlar. Gelgelelim ki iş kazası
raporlarında Türkiye olarak dünya birincisiyiz.

            Bizi
kıskanan! Almanya, bizden çok daha fazla kömür çıkarmasına rağmen onlarda 30
yılda 3 madencinin öldüğünü biliyoruz. Ama bize gelince 2010 yılından 2022
yılına kadar 12 senede: 453 vatandaşımızı kaybetmiş bulunmaktayız.

            Demek oluyor
ki bu işlerin kader planıyla, fıtratla pek te alakası olmasa gerek. Olsa olsa
tevekkül olur. Aksi takdirde hem Allah’a hem kadere iftira atmış oluruz. Sen
her türlü patlamaya, çöküntüye karşı teknolojik tedbirini alır, çalışan işçini
olacak tehlikelere karşı eğitir sonra da tevekküle bırakırsın. Ama yine de
olmuşsa işte o zaman kadere boyun eğer ve ona sığınırız.

Sağlıklı kalın.

Önceki İçerikKıbrıs’ta Unutulan Kahramanlar
Sonraki İçerikHadis’e Dudak Bükenler
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.