stibdat

96

     İstibdat: Çok eski
devirlerden günümüze -Asr-ı Saadet ve Hulefa-yı Râşidîn / Hz. Muhammed’den
sonraki Dört Halife Devri hâriç- geçmişten günümüze kadar tarih boyunca kanuna
uymayan, nizama tâbi olmayan, keyfî ve baskıcı bir yönetim şeklidir.

x

     İstibdadın: Zulüm
ve tahakküm etmek gibi bariz bir vasıf ve karakteri vardır.

x

     İstibdat:
Tahakküm, zorbalık ve zorla hükmetmenin adıdır. Tamamen keyfî bir muamele ve
davranış şekli olup, bunun bir kişi tarafından uygulanmasıdır.

x

     İstibdat: Kuvvete
istinat eden / dayanan; cebir, baskı ve zorlama yolunu ihtiyar eden / seçen bir
idare ve yönetim tarzıdır.

x

     İstibdat: Rey-i
vahittir. Yani tek bir şahıs ve kişinin; kendi görüş, istek ve arzuları
doğrultusunda; ülkeyi idare etmesidir.

x

     İstibdat: İşte bu
yüzden, sui-istimale / salâhiyet ve sorumluluğunu gayet / son derece kötü
kullanmaya çok müsait / çok uygun bir zemindir.

x

     İstibdat: Kısaca
demek lâzımsa, zulmün temeli, insaniyetin / insanlığın mahvına ve yok olmasına
imkân ve fırsat veren bir rejimdir.

x

     İstibdat: Sefalet
/ sefillik, perişaniyet, düşkünlük ve yoksulluk derelerinin esfel-i safilînine
/ aşağıların en aşağısı, cehennemin en aşağı tabakasına; insanı tekerlendiren,
sürükleyen gayri insanî /  insanlık dışı
bir idare şeklidir.

x

     İstibdat: Âlem-i
İslâmiyeti / İslâm Âlemini, Müslüman milletleri, İslâm dünyasını zillet /
alçaklık, hakirlik ve aşağılığa iten bir idare tarzıdır.

x

     İstibdat: Ağrazı /
garazları, kötü maksatları ve husumeti / düşmanlığı uyandırır.

x

     İstibdat:
İslâmiyeti zehirlendirerek; yani onun hayat veren ışığını söndürerek, insanları
karanlıkta bırakır.

x

     İstibdat: Her şeye
sirayetle / her şeye bulaşması, geçmesi, yayılması ve dağılması sebebiyle; her
şeye zehirini atar, her şeye zehirini döker.

x

     İstibdat:
Müslümanlar arasında ihtilâf ve anlaşmazlıkların, birbirine zıt farklılıkların
çıkmasına da sebep ve olanak verir. Bunlara vesile olacak zemin ve ortamların
meydana gelmesini sağlar.

x

     İstibdat:
Taklîdin, yani delilsiz olarak hareket etmenin, şeriat ve dindeki delilleri
bilmeksizin, bir hükümle amel etmenin de, pederi / babası ve atasıdır.

x

     İstibdat: Siyasî
istibdadın veledi / çocuğu hükmünde olan ilmî / bilimsel istibdadı netice veren
de yine istibdattır. Nitekim, Mürcie, Cebriye, Rafiziye ve Mutezile gibi
İslâmiyeti müşevveş eden / düzensiz hale getirip karmakarışık bir duruma sokan
fırka, grup ve partilerin de, doğmasına yol açan; ilmî istibdattan başkası
değildir.

 

 

Önceki İçerikYapan Değil Uyaran Suçluymuş
Sonraki İçerikBelgelerle Ve Kronolojik Erzincan Târihi – 1
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.