Gıda ve Su İmparatorluğu

62

Ajda Pekkan’ın
ömr ü hayatındaki tek sosyal içerikli şarkısı “Aman Petrol, Canım Petrol”den bu yana tam 40 yıl geçti. Yani Korona’dan Önce (K.Ö.) – 40’da katıldığımız Eurovision Şarkı Yarışması’nda Petrolün
onca önemine ve ‘Artık dizginlerimizin onun elinde’ olmasına rağmen “0” (yazıyla sıfır) çekmiştik. Ki o
zamanlar Türkiye; “Yerli malı kullanan
/ Yurdun üç tarafı denizlerle çevrili”,
kendi kendine yeten bir ülke idi. Hatta “Herkesin
bir yıldızı vardı
”, İbrahim Sadri’ninki Mehlika’ydı meselâ. “Mehlika
Sultan’a Âşık Yedi Genç
” şiiri gündemdeki yerini 7 bölgede koruyordu meselâ.

            Gündem deyince Koronaya
6 kala’dan beri Petrol fiyatlarıyla Jerry’nin
(fare) Tom’la (kedi) oynadığı gibi oynuyorlar. Neymiş, Kırım’a çöken ve Doğu Ukrayna’yı çökerten Rusya’ya
ekonomik bedel
ödetilecekmiş; şuna askerî
olarak ‘gözüm yemiyor’ desene! Bir de koskoca Batı Bloku olacaksın; hani İvan
Drago
’yu yenen Rocky Balboa gibi
91’de kesin zaferini ilân
etmiş idin?

            Evet, Rusya
dünya ekonomi skalasında 11-12’nci
sırada amma ve lâkin caydırıcı silah
gücünde
ABD’yle, teknolojik
inovasyonda
ÇİN’le aşık atıyor. Petrol
gibi sonlu ve azaldıkça daha da kıymetlenmesi gereken bir meta 10 yıl önce 120 dolardı, şimdi 30 dolar ve geçen ay 20 doları bile gördü. OPEC zaten Küresel Finans’ın köpe.. Allah
aklını işletemeyenleri işte böyle pislik içerisinde bırakıyor
(Yunus 100). Dünyanın
en pahalı nesnesi senin topraklarından çıkıyor ama satışından keferet’ül-fecere
sorumlu
. Sudan ucuz bile gitse gık
diyemezsin ama tek namaz bile
kaçırma, Ramazan’ı ihya et, Harem’de belli bir meblâğ karşılığında
da şeytan taşlamayı unutma!

            3 haftadır Koronal
yazılar
yazdık; bu da onun zeyli olsun. Bir: Petrolün düşüşü alternatif enerjilerin devreye sokulmasını hızlandırır;
aynı zamanda alternatif araçlar ve yol alternatifleri. İki: Petrol
fiyatlarının düşüşünden ve yaptırımlardan İran
etkilendi ama Rusya beklenildiği kadar sarsılmadı.
Ve Dünya ölçeğindeki egemenlik/hegemonya ABD kefesinde de kalsa, ÇHC
kefesine de aktarılsa Rusya stratejik
eksen olarak denge unsuru
olmayı sürdürecek gibi gözüküyor.

            I.Cihan Virüs
Harbi
nedeniyle sağlıkçılar (Allah
onlardan razı olsun) ve sağlık sistemi
öne çıkmış olsa da yakın gelecekte doktorsuz, hemşiresiz ve hatta
öğretmensiz, avukatsız, memursuz, dinadamsız günler
bizi beklemekte. Yaygın eğitimsiz, binasız,
sağlık güvencesiz (çip hariç), turizimsiz, az gezmeli – az harcamalı
günler; “gıdanın vesuyun altın fiyatlarına endekslendiği günler..

            ‘Su’ dedim; elin
oğlu
(Elitin el’i) dünyanın su cenneti
Kanada’nın
bile sularını
kontrolü altına alıyor. Bkz: “Kanada’nın
Su Altyapısının Özelleştirilmesi
” (Joyce Nelson, Global Research). Yine
bkz: “Yeni Su Baronları, Mega Bankalar
Dünyanın Suyunu Satın Alıyor
” (Jo-Shing Yang, Turquie Diplomatique); aç
parantez Baron Bey’e: JP Morgan,
Citigroup, Goldman Sachs, HSBC, Credit Suisse, UBS, Allianz Group, Deutsche
Bank, Barclays…

            ‘Gıda’ dedim; ta Kuzey Buz Denizi’nde Norveç’e
bağlı Svalbard Takımadasındaki bir
kayalığın 120 m. derininde 4,5 milyon tohum türü kapasiteli Küresel Tohum Ambarı/Bankası’nı kim kurdu: Rockefeller. Niye kurdu: Dünyada bir nükleer savaş, küresel bir ekolojik felâket veya benzer bir kıyamet senaryosu yaşandığında ipleri ele alarak hayatı tanzim için. Karışık tarım, GDO, tarımsal kredi alanlarında sayısız şirkete
ve bankaya sahip – II.Mahmut’tan beri
Osmanlı’yı borçlandıran
– öbür global
ortak kim: Rothschild’ler. Bence ‘evde
kal
’ıp Soner Yalçın okumak (Saklı
Seçilmişler, Kara Kutu) için bolca vaktimiz var.

            Neticede Ş. Zeki Yamanî’nin dediği gibi “Taş Devri, taş bittiği için son bulmadı,
Petrol Çağı da petrol bittiği için son bulmayacak
”. Yeni Devir su
kaynaklarının
ve gıda üretimi ile tedarik zincirinin Top-2 (Tap tu:) sayılacağı bir dönem
olacak. Bu dönemi Rusya Federasyonu 17
milyon km2 lik
alandaki su
ve tarım çeşitliliğiyle
hatta kimi bölgelerindeki yüzlerce yıl önceki ziraî alışkanlıklarla rahat aşar; petrol dip bile yapsa ve üstüne üstlük birçok iktisadî yaptırıma maruz kalsa vız gelir. Baş döndüren bir kendi iç
derinliği var. Asıl biz dertlenelim derim.  

            70’lerde
80’lerde söylenen “Türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden
biridir
” sözü şimdilerde çocuk masalı bile etmez. Acaba İ.Sadri’nin “Kuş Hatıraları” şiiri kaçımıza hitap
ediyor? 10 yıl sonra şimdikiler de ‘Dikkat
60-65!
’ levhasına konu olduğunda gıda
ve suyu betondan mı karşılayacağız?
Yada sıcak para girsin diye devir hakkı verdiğimiz ırmaklar için şirketlere metazori
mi yapacağız? Veyahut birbirimizi mi yiyeceğiz?

            Yedi deyince 7 yıl önce yazdığım yazı başlığı geldi
aklıma: AKIL, GEL PAÇAMA TAKIL!