Teklif Sırrı (3)

89

Allahın hikmet ve inayeti; kabiliyet çekirdeklerinin sümbüllenmesini gerektirdi.

Allahın hikmet ve inayeti bir büyük mahkeme açılmasını gerektirdi.

Dünyadan alınmış görüntülere ait manzaraların gösterilmesini gerektirdi.

Allahın hikmet ve inayeti; görünür sebeplerin perdesinin yırtılmasını gerektirdi.

Her şeyin doğrudan doğruya yüce yaratıcısına teslim edilmesi gibi hakikatleri gerektirdi.

Evet Allahın ebedî hikmeti ve Allahın ezelî inayeti; bütün bu zikredilen,

Sözü geçen hakikatlerin ortaya çıkmasını gerektirdi.

Bunun için kâinatı; değişimlerin çalkantı ve gürültüsünden kurtarmak ve ebedileştirmek istedi.

Bunun için kâinatı; gelip geçicilikten yani fânilikten kurtarmak ve ebedileştirmek istedi.

Bunun için kâinatı; kaybolup yok olmaktan kurtarmak ve ebedileştirmek istedi.

Bütün bunların gerçekleşmesi için ise, o zıtların tasfiyesini istedi.

Bütün bunların gerçekleşmesi için ise, başkalaşmanın sebeplerini,

İhtilâf ve farklılıkların maddelerini ayırmak istedi.

Öyleyse kıyameti koparacak o neticeler için;

İçinde bulunduğumuz kâinatı tasfiye edecek.

Ayrıştırmaya tabi tutacak.

İşte şu tasfiyenin, arındırmanın sonunda Cehennem;

Ebedî ve dehşetli bir suret alacak.

Oraya lâyık topluluklar:

“Sizler ayrılın ey suçlular!” (Yasin: 59) âyetinin tehdidine mazhar olacak.

Ayetin korkutmasıyla karşılaşacaklar.

Cennet; ebedî, gösterişli bir sûrete bürünecek. Cennetlikler:

“Size selâm olsun. Buraya ter temiz geldiniz. Ebediyyen kalmak üzere girin cennete.”

(Zümer: 73) hitabına, seslenişine mazhar olacaklar. Bu seslenişi duyacaklar.

Ezelden hikmet sahibi olan Allah; şu iki evin yani cennet ile cehennemin sakinlerine,

Orada oturanlarına, orada oturacaklarına, orada yerleşeceklere tam ve mükemmel kudretiyle;

Kalıcı, değişmez bir beden verir ki, artık orada, onlar için hiçbir şekilde dağılma,

Değişme başkalaşma yoktur.

İhtiyarlama olmaz. Dağılıp yok olmaya uğramazlar.

Çünkü yok olmaya sebebiyet veren, neden olan başkalaşmanın sebep ve nedenleri

Artık orada asla bulunmaz.

Evet Kıyametten sonra dünyanın; mümkün olan onarımı

Ve yeniden ihyası ve düzenlenmesi kesinkes gerçekleşecektir.

Bu mesele imkân dahilindedir.

Olucu ve olasıdır.

Mutlaka tahakkuk edecek, meydana gelecektir.

Evet, dünya öldükten sonra, yani kıyamet koptuktan sonra, öteki dünya;

Öldükten sonraki hayat olarak diriltilecektir.

Dünya harap edildikten sonra, o dünyayı yapan zât;

Yine daha güzel bir surette onu tamir edip onaracak;

Öteki âleme ait bir yer yapacaktır.

Bunun kanıtı; başta Kur’anı Kerimdir.

Aklın kabul edeceği binlerce kanıtı içeren tüm âyetleridir.

Vahye dayanan tüm kutsal kitaplardır.

Nitekim Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’anı Kerim

Bu konuda söz birliği etmişlerdir.

Yüce Allahın görkemli vasıfları, güzel nitelikleri ve güzel isimleri;

Hepsi birden bunun olacağını kesin şekilde belirtiyor.

 

 

Önceki İçerikMedine Müdafaası ve Fahreddin Paşa
Sonraki İçerik“Erdoğan’dan Sonrasını Düşünelim”
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.