Kadın Programları (3)

57

Bu hususta kendisine çok iş düşmesi gereken Hristiyanlık;

Bütün istek ve çabasına rağmen insanlara hitap edememenin -çok istediği halde-

Onlara manen el uzatamayışın ıstırap ve üzüntüsü içinde âdeta kıvranıyor.

Fakat artık elinden bir şey gelmiyor.

Velhasıl manevi boşluk içinde yüzen insanlar,

İnsanı maddeten çürütecek manen geriletecek gayri meşru tuzak ve alışkanlıkların

Pençesine düşmekten -yazık ki- kurtulamıyorlar.

Anlaşılan insanlık bir kurtuluş arayışı içinde. Daha doğrusu bir uyanışın arifesinde.

Onlar da bekliyor bizler de.

Kıyametten önce insanlık son bir adaletin gerçekleşmesini seyre hazırlanıyor.

Çünkü bütün …izmleri denedi. Şimdi artık tüm gözler ufukta.

Gerçek İslâm güneşinin parlak, sıcak ve şifalı şualarına hedef olmanın

Heyecanı içinde çarpıyor kalpleri.

Dünya kadın ve erkekleri, işte ancak o zaman birbirlerinden bekledikleri anlayışa kavuşacaklar.

İşte ancak o zaman gerekli olgunluğa ulaşacaklar.

Dünyada da mesut ve bahtiyar olmanın yolunu bulacaklar.

Birbirlerine karşı nasıl davranmaları icap ettiğinin ölçüsünü edinecekler.

Bu mümkün mü?

Evet mümkün.

Çünkü mazi, istikbalin yani geçmiş; geleceğin aynasıdır.

Geleceğin nasıl böyle olacağını soranlara, geçmişe bakmalarını salık veririz.

Asrı Saadette Abbasî, Endülüs, Selçuklu ve son olarak Osmanlı’da

İnsanlığın şahit olduğu gerçek ve özlenen insanlığa

Hakiki medeniyete, pek yakında insanlık, inşallah yeniden kavuşacaktır.

 

“Yetmez mi musab olduğumuz (uğradığımız) bunca devahi (bela ve musibetler)?

Ağzım kurusun yok musun ey Adli İlahî?”

 

Diyor, İlâhî adaletten asla ümit kesilmemesi gerektiğini hatırlatıyorum.

X

Çeşitli kanallarda yer alan Kadın Programları içler acısı.

Yürek dağlayıcı.

Perişan kadınların hâli pür melâli, acıklı mı acıklı.

Pişman erkeklerin durumlarının da onlardan aşağı kalır yanı yok.

Ya ortada kalan çocukların melûl mahzun tavırları.

Yalnızlık içinde kıvranışlarını sezdiren bakışları.

Velhasıl insanlar; insanlık dramı karşısındalar.

Ve genellikle çaresizler.

Üzüntüyle izlemekten başka ellerinden bir şey gelmiyor.

Gerçi -özellikle- kimi kadınlar, el uzatmaktan geri kalmıyor.

Hal ve vakitleri yerinde bu kadınların; gerçekten yardıma muhtaç kadın ve çocuklara

Kol kanat germek istemeleri; insanın gözünü yaşartıyor.

İnsana, demek ki henüz insanlık ölmemiş dedirtiyor.

Gelecekten umutlu olmamız gerektiğini bizlere hatırlatıyor.

Ben bu yazımda; dağılan, bozulan, ayrılmayla sonuçlanan aile hayatının temel sebeplerinden

Birine temas etmeye çalışacağım.

Hangi temel direkten yoksun oluşun;

Böylesi aile yıkımlarına sebep olduğunu göstermeye gayret edeceğim.

 

 

Önceki İçerikKadın Programları (2)
Sonraki İçerikGenel Türk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. ABDÜLKADİR DONUK İle Türkçülük ve İslâmiyet, Türk-İslâm Sentezi Hakkında Sohbet…
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.