Siyasi Liderlerin Tazminat Davaları

87

Üç gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e 250 milyon liralık tazminat davası açtığını söyledi.

Tarafsızlık yemini etmiş Cumhurbaşkanı, AKP Genel Başkanı olarak düzenlediği mitinglerde “CHP, sözde İYİ parti, particik Saadet, HDP ile dörtlü çete oldular, teröristlerle işbirliği yapıyorlar” gibi ağır cümleler kullanıyordu.

Bunun üzerine Meral Akşener Denizli’de ve Aydın’daki mitinglerinde halka “Cumhurbaşkanının terörist dediği kardeşlerim” diye hitap etmişti.

Tayyip Erdoğan çok kızdı. Önce “hanımefendinin kaçacak deliği de yok. O milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak” dedi. Sonra da 250 milyon liralık tazminat davası açtığını açıkladı.

Siyasi parti liderlerinin birbirleri aleyhine açtığı davalara alışığız. AKP’den önce liderler rakiplerine karşı dava açtıkları zaman küçük meblağlar veya bir lira gibi sembolik rakamlar üzerinden dava açardı. Burada maksat, haklılığının bağımsız yargı tarafından tescil edilmesini sağlamaktı.

Ancak Recep Tayyip Erdoğan, rakiplerini sindirmek ve zor duruma düşürmek için, hep yüksek rakamlarla tazminat davası açıyor.

Mesela Ana Muhalefet Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na karşı açtığı davalara ilişkin, “Bütün davaları kazanıyorum. Biliyorsunuz birisinden 1,5 milyon, birisinden 1 milyon” dedi.

Şimdi Meral Akşener’e açtığı davayı 250 milyon TL gibi inanılmaz bir rakam üzerinden açtığına göre Akşener’e öfkesi, Kılıçdaroğlu’na olan kızgınlığından250 kat daha fazla olmalı.

Mahkemelerin tamamen tarafsız ve bağımsız olduğu durumlarda bile bu rakamlar hukuka ve demokratik geleneklere aykırı.

***

Hele Bir de Yargıya Güven Yoksa

2016’da Yargıtay Başkanı, yargıya duyulan güvenin yüzde 70’lerden yüzde 30’lara düştüğünü söylemişti.

Günümüzde yayınlanan bir kamuoyu araştırması ise, yargıya güvenmeyenlerin oranının yüzde 97,1 olduğunu göstermiştir. Diğer bir anlatımlayargıya güven oranı yüzde 2,9’a düşmüştür.

Yargının bağımsız ve tarafsız olduğuna güvenen insanlarımızın oranının neredeyse sıfıra yaklaştığı durumdayız. Bu ortamda rakip siyasi liderlerden yüksek tazminat talepleri ve bu taleplerin mahkemelerce kabul edilmesi demokrasi için bir tehdittir.

Demokrasinin katli için yargının silah olarak kullanılmasının vereceği zararın telafisi mümkün değildir.

**********************************

Beş Paralık Tazminat Davası

Kemal Kılıçdaroğlu son dönemde çok izlenen radyolardan RS FM‘de uzunca bir sohbete katıldı. Yavuz Oğhan ve Akif Beki’nin sorularına cevap verdiği programda bazı bölümler çok güldürdü:

–       (KK) Ben onların aleyhine dava açtığımda “beş paralık” davalar açıyorum.

–       (AB) Bir şey mi demek istiyorsunuz “beş paralık” derken..

–       (YO) Süleyman Soylu için böyle açmışsınız.

–       (KK) Doğru. Değeri neyse o. O kadar açtım. Bana göre beş paralıktı. O fezleke düzenledi. “Vay bana nasıl 5 paralık dersin” diye. Soylu söylesin kaç lira ise değeri, o kadar açayım.

***

Akşener’e Verdiği Değer

Kemal Kılıçdaroğlu’nun davalarda tazminat talebini belirlerken kullandığı bu ölçütü (davalının değeri neyse o kadar ölçütünü) Erdoğan da kullanıyorsa, rakiplerine çok değer verdiğini kabul etmemiz gerekecek.

Böyleyse Erdoğan’ın “Meral Akşener’e paha biçilmez” düşüncesinde olduğu sonucuna varabiliriz.

***

Kaybettiğim Dava Yok

Kemal Kılıçdaroğlu söyleşide Erdoğan’ın “kendisine karşı açtığı bütün davaları kazandığı” ve “kendisinden tazminat almaktan bıktık. O yalan söylemeye devam ediyor” sözlerine cevap verdi:

“Bugüne kadar Erdoğan’ın açtığı bütün davalarda kaybettiğim dava yok. Alt mahkemelerde onlar kazanıyor. Çünkü davanın düştüğü mahkemenin başkanını değiştiriyorlar. Oraya yeni bir başkan getiriyorlar.

Mesela son üç davamda böyle oldu.  Her üç mahkemeye de yeni başkanlar atadılar. Bu mahkemeler delilleri bile toplamadan mahkûmiyete karar verdiler. Alt mahkemelerin kararlarına göre belli bedelleri ödedik.

Ama Anayasa Mahkemesine (AYM) giden davalarda AYM beni haklı buldu. AİHM’ne bir davam gitti onu da ben kazanacağım. Bugün de bir dava kazandım” dedi.

**********************************

Serdar Kaman’ın Proje Tanıtımı

Dr. Serdar Kaman Millet İttifakının Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı. İyi Parti’nin Kocaeli Kurucu İl Başkanlığını yaptı. Başarılı bir hekim. Düzgün bir insan.

Kaman’ın projelerinin tanıtımını yaptığı toplantı, mekânı, CHP ve İYİ Partiden katılımcıları, projelerin içeriği ve sunumu bakımından çok nitelikli, coşkulu ve başarılı geçti.

Serdar Kaman sunumuna önce ilkelerinden başladı. Adil ve şeffaf olacağını, hukuka, adalete, demokrasiye sadık kalacağını ve ortak akıl ile karar alacağına söz verdi.

Bunlar benim için çok önemli ilkelerdir. Çünkü 15 yıllık AKP / Karaosmanoğlu döneminde bunlar uygulanmadı. 5 seneden beri köşe yazılarımla KBB’nin rekor borcunun (6 milyar TL) sebebini sormuş ve cevabını alamamış bir yazar olarak, sadece şeffaflık sözünü bile çok değerli buluyorum.

Serdar Kaman “kendisinin ve yakınlarının devlet imkânlarıyla zenginleşmeyeceğine, lüks makam araçları kullanmayacağına ve israf yapmayacağına” dair de söz verdi.

Kocaelililere “eşit, etkin, kaliteli ve iyi hizmet” vaat etti. “İnsan odaklı sosyal belediyecilik yapacak, kimsesizlerin kimsesi olacağız” dedi.  Modern teknoloji ve akıllı kent uygulamalarını yaygınlaştıracağını anlattı.

Kaman sunumunda, rakibi olan Tahir Büyükakın‘ın yaptığını yapmadı. Projelerinin içine merkezi yönetimin (devletin) yapacağı Kuzey ve Güney Marmara Otoyolu, Metro, Şehir Hastanesi gibi yatırımlar ile ilçe belediyelerinin yapacağı projeleri koymamıştı.

Onlarca projesinin burada adlarını bile sıralamam mümkün değil. Basına dağıtılan kuşe kâğıda basılı “Vizyon ve Projeler” kitabı uzman bir ekibin ciddi bir çalışması sonucu konmuş projeleri ve vaatleri içeriyor. İsteyen Serdar Kaman’ın sosyal medya hesabından sunumun tamamına ulaşabilir.

Kaman bu vaatlerinin üçte birini yapsa bile Kocaeli bambaşka, gelişmiş, yaşanabilir bir marka şehir olur. Ancak O bunların tamamını yapmak, Kocaeli’yiİyi Belediyecilikle tanıştırmak için iddialı.

Vatandaş olarak bize düşen seçmek ve denetlemek.

 

 

Önceki İçerikTerör 4.0 ve Yeni Ortaçağ (The New Medieval)
Sonraki İçerikTerör ve İslam (2)
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.