Zaten Hıristiyanların çoğu dinlerine o kadar düşkün ve bağlı değiller.
Bunun için onlarla dost olmamız,
Sırf medeniyet ve tekniklerini beğenerek almak isteyişimizdendir.
Ayrıca her dünya saadetinin aslı ve esası olan
Emniyet ve asayişi muhafaza ve koruma ihtiyacındandır.
İşte bu maksatlarla onlarla kurulacak dostluğu
Kur’an kesinlikle yasaklamıyor.
Gerçek şu ki, yukarıdan beri cevabı verilen bu soru;
Bugün de soruluyor.
Kimi vatandaşlar bu ayetten ötürü,
Hıristiyan ve Yahudilerle olan münasebetlere akıl erdiremiyor.
Tuhaf karşılıyor.
Bir mana veremiyor.
Bu yüzden baştakilere biraz da dudak büküyor.
Onlara soğuk bakıyor.
Kendisinden uzak biliyor.
Yanlış davrandıklarına kaani oluyor.
Onlara karşı güveni sarsılıyor.
Devlet-vatandaş arasında soğuk rüzgârlar esiyor.
Oysa Asr-ı Saadet Tarihi’ne baktığımızda,
Peygamber Efendimizin devlet başkanı olarak
Medine’deki uygulamalarına göz attığımızda;
Bizi doğrultacak, yanlış algılarımızı giderecek
Somut siyaset uygulamaları görürüz.
Nitekim her türlü tereddüt ve acabaları giderecek yaklaşımı
Ve önemli bakış açısını;
Ayet taşıdığı ince manasıyla önümüze seriyor.
Nitekim hâlen Nato’da oluşumuz.
Hıristiyan devletlerin yanında yer almamız.
Dinsizliği şiar edinmiş,
Allah’a savaş açmış bir devlete karşı
Hıristiyanların safına katılışımız,
Bu mananın bugünkü somut örneğidir.
Kaldı ki, aynı Blok içinde bulunmaktayız.
Ama bu bulunuş,
Dinlerini benimsediğimiz için değil şüphesiz.
Kaldı ki bugün Batı; Hıristiyan olmakla beraber,
Haçlı Seferleri zamanındaki gibi
Katı bir taassubun zebunu değil.
O günlere göre çok yumuşamış,
Papazların koyu birer İslâm düşmanı oluşlarından,
Nispeten uzaklaşmıştır.
İslâm kaynaklarıyla bizzat yüz yüze geldikçe,
İslâm’a bakışlarında görülür bir müspet değişme, kendini belli eder olmuştur.
Nitekim Batılı insanın; İslâm’a doğru bir meyil içinde olacakları ve hatta oldukları da bir gerçektir. Bu bakımdan, bizler de onlara bakışımızı değiştirmemiz gerek. Onlara hisden uzak, akılcı bir yaklaşımla yaklaşmamız lâzım. Tabii, Batılı Devletlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti hakkında besledikleri, ikiyüzlü gayri samimi, resmî tutum ve davranışları ayrı bir konu.