Titaniğin Kırılmış Kalbi

138

Tek ayaküstünde duran cezalı çocuk gibiyim

Ne zaman şiir desem, sonundan başlıyorum

Öznesi, yüklemi, tümcesi karıştı, pastoral firarda

Kafadan bir nokta koydum, kekeme kelimelere

Siz ortasından okuyun.

 

Yok bir dilin yaralı sancısı bu

Ağustos sıcağından beter,

Eylül yağmurundan daha öfkeli…

Boşlukta sallanan el gibi sallanıyorum.

 

”Yol bu, hadi korkma, gidilir” dedim.

Bir gittim, pir geldim

Oyalandığım dünya yalan, oyalandığın dünya yalan

 

Yok bir beklentim şiirden başka

Susma hakkımı kullanıyorum, bağıra bağıra

İşte sana daha ne diyeyim ki!

Defterin kenar süsü,

Kitabın ayraç konulmuş sayfası,

Kalemin kırık ucu,

Dilin pası,

Anamın yası,

Denizin yosun tutan taşıyım.

 

Varlığım da yokluğum da aynı denize

Martıların uçuşu başımda beyhude tur

Mavinin maviye haykırışını duymaz kuşlar

Varsay ki Titaniğin kırılmış kalbiyim

Tuzlu sular akıyor kalbimin kurnasından

Denizin yedi kat altında can çekişiyorum

Bağırmadan usulca söylüyorum suyun kulağına

Hayatın değeri, ölümden ötürü, biliyor musun?

 

(Zeytin Kelimeler)