5 yıl sonra tam bir asırlık koskocaman bir çınar olacak Cumhuriyetimiz. Cumhuriyete giden yolda İlk adımı 19 Mayıs 1919’da Samsun’umuzdan atmıştı Atamız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz.
Ne de çabuk geçmiş o kutlu yürüyüşün ardında kalan zaman…
Cumhuriyeti ilan edeceğim dediğinde en yakınında bulunan yol arkadaşları dahi inanmamış, kimi kader arkadaşları bile yanında yer almamıştı…
Ama O hiçbir zaman yılmadı. Bu kutlu yürüyüşte, Türk Milleti de onu hiç yalnız bırakmadı. Çünkü O milletinden aldığı güçle vatanımızı işgal eden düşmanı topraklarımızdan söküp atacağına ant içmiş, düşman işgal güçleri Sarayburnu önlerine geldiğinde: ”Geldikleri gibi giderler” demişti. Nihayetinde düşman denize dökülmüş, geldikleri gibi de gitmişlerdi…
O Büyük dâhinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 95’nci kuruluş yıldönümünü bir kez daha büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Ülke genelinde türlü etkinlikler yapılacak;
. Konferanslar,
. Resim sergileri,
. Çocuklarımız için düzenlenen etkinlikler,
. Çelenk koyma törenleri,
. Coşkulu fener alayları,
‘Yaşasın Cumhuriyet’ diyerek hançerimiz yırtılırcasına haykırışlarımız,
. Horonlar, halaylar… Ve bu coşkuya ortak olan milyonlarca vatansever…
Bizleri en çok da gururlandıracak; bayram sabahı ellerinde sımsıkı tuttukları bayraklarımızla tören alanına gelen, çevresine pırıltılı gözlerle bakan, Atatürk’ün adını büyük bir heyecanla heceleyen o küçücük çocuklarımızın yüzlerindeki gülücükleri ile Atamızın anıtı önünde bağımsızlığımızın simgesi Bayraklarımız göndere çekilirken, İstiklal Marşımızı başımız dik büyük bir heyecanla söylerken hissettiklerimiz olacak…
Biliyor musunuz? O da, aramızda olacak. O masmavi gözleri, keskin bakışlarıyla bizi büyük bir gururla seyredecek. Türk Gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş coşkusunu bizimle birlikte o da paylaşacak.
Nerden mi biliyorum?
Kaldırın başınızı bakın gökyüzüne; oradaki yıldızlar kümesinde parıldayan bir yıldız göreceksiniz. O yıldız aslında gece gündüz hep parıldar ama biz onu yalnızca geceleri görürüz.
O yıldızlar kümesinin en çok parlayanıdır. İşte ona dikkatle bakın. Orada onu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü göreceksiniz.
Bir kez daha bakın ona. Bir kez daha hatırlayın 95 yıl öncesini. Dinleyin! Bakın! Bu ülkenin topraklarında, dağlarında, taşlarında hangi ses yankılanıyor, kimin eserleri görünüyor hala.
Duyuyor musunuz o altın saçlı, boz yeleli, mavi gözlü Atamızın sesini: ”Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar” dediğini, görüyor musunuz çağdaşlığa giden yolu açan eserlerini.
Neredeyse bir asır geçmiş o yolların, o seslerin, o devrimlerinin ardından. Ne çok şey değişti ülkemizde…
Belki daha da değişecek/dönüştürülecek!
Ama bilir misiniz? Ülkemizde değişmeyen, değiştirilemeyecek şeyler de var!
İşte O büyük dâhinin devrimleriyle devletimizin kuruluş tarihine yazmış olduğu gerçekler ve en büyük eseri olan Cumhuriyet.
O gerçekler ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını taşıyor, onun adıyla devam ediyor. Ne bu gerçekler değiştirilebilecek, ne de milyonlarca yürekteki onun sevgisi silinebilecek.
Atamızı ve dava arkadaşlarını rahmetle, minnet duygularıyla anıyor; gösterdiği çağdaşlık yolunda ilerleyerek, daha güçlü bir Türkiye için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Cumhuriyetimizin yaşı 95, kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet.