Cumhuriyetimizin Yaşı 95, kutlu Olsun.

107

5 yıl sonra tam bir asırlık koskocaman bir çınar olacak Cumhuriyetimiz. Cumhuriyete giden yolda İlk adımı 19 Mayıs 1919’da Samsun’umuzdan atmıştı Atamız,  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüz.

Ne de çabuk geçmiş o kutlu yürüyüşün ardında kalan zaman…

Cumhuriyeti ilan edeceğim dediğinde en yakınında bulunan yol arkadaşları dahi inanmamış, kimi kader arkadaşları bile yanında yer almamıştı…

Ama O hiçbir zaman yılmadı.   Bu kutlu yürüyüşte,  Türk Milleti de onu hiç yalnız bırakmadı. Çünkü O milletinden aldığı güçle vatanımızı işgal eden düşmanı topraklarımızdan söküp atacağına ant içmiş, düşman işgal güçleri Sarayburnu önlerine geldiğinde: ”Geldikleri gibi giderler” demişti. Nihayetinde düşman denize dökülmüş, geldikleri gibi de gitmişlerdi…

O Büyük dâhinin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin 95’nci kuruluş yıldönümünü bir kez daha büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Ülke genelinde türlü etkinlikler yapılacak;

. Konferanslar,

. Resim sergileri,

. Çocuklarımız için düzenlenen etkinlikler,

. Çelenk koyma törenleri,

. Coşkulu fener alayları,

‘Yaşasın Cumhuriyet’ diyerek hançerimiz yırtılırcasına haykırışlarımız,

. Horonlar, halaylar… Ve bu coşkuya ortak olan milyonlarca vatansever…

Bizleri en çok da gururlandıracak; bayram sabahı ellerinde sımsıkı tuttukları bayraklarımızla tören alanına gelen, çevresine pırıltılı gözlerle bakan, Atatürk’ün adını büyük bir heyecanla heceleyen o küçücük çocuklarımızın yüzlerindeki gülücükleri ile Atamızın anıtı önünde bağımsızlığımızın simgesi Bayraklarımız göndere çekilirken, İstiklal Marşımızı başımız dik büyük bir heyecanla söylerken hissettiklerimiz olacak…

Biliyor musunuz? O da, aramızda olacak. O masmavi gözleri, keskin bakışlarıyla bizi büyük bir gururla seyredecek. Türk Gençliğine emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş coşkusunu bizimle birlikte o da paylaşacak.

Nerden mi biliyorum?

Kaldırın başınızı bakın gökyüzüne; oradaki yıldızlar kümesinde parıldayan bir yıldız göreceksiniz. O yıldız aslında gece gündüz hep parıldar ama biz onu yalnızca geceleri görürüz.

O yıldızlar kümesinin en çok parlayanıdır. İşte ona dikkatle bakın. Orada onu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü göreceksiniz.

Bir kez daha bakın ona.  Bir kez daha hatırlayın 95 yıl öncesini.  Dinleyin! Bakın! Bu ülkenin topraklarında,  dağlarında, taşlarında hangi ses yankılanıyor, kimin eserleri görünüyor hala.

Duyuyor musunuz o altın saçlı, boz yeleli, mavi gözlü Atamızın sesini: ”Dağ başını duman almış yürüyelim arkadaşlar” dediğini, görüyor musunuz çağdaşlığa giden yolu açan eserlerini.

Neredeyse bir asır geçmiş o yolların, o seslerin, o devrimlerinin ardından. Ne çok şey değişti ülkemizde…

Belki daha da değişecek/dönüştürülecek!

Ama bilir misiniz? Ülkemizde değişmeyen,  değiştirilemeyecek şeyler de var!

İşte O büyük dâhinin devrimleriyle devletimizin kuruluş tarihine yazmış olduğu gerçekler ve en büyük eseri olan Cumhuriyet.

O gerçekler ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasını taşıyor, onun adıyla devam ediyor. Ne bu gerçekler değiştirilebilecek,  ne de milyonlarca yürekteki onun sevgisi silinebilecek.

Atamızı ve dava arkadaşlarını rahmetle, minnet duygularıyla anıyor; gösterdiği çağdaşlık yolunda ilerleyerek, daha güçlü bir Türkiye için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.

Cumhuriyetimizin yaşı 95, kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet.

 

 

Önceki İçerikDevasa Borç Kimin Eseri, Sirmen’in mi, Karaosmanoğlu’nun mu?
Sonraki İçerikYazar Oğuzhan Cengiz’le, ‘Türk Milliyetçiliği ve Ülkücülük’ İsimli Kitabı Hakkında Konuştuk.
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.