Gezici Araştırma Şirketinin açıkladığı anket sonucuna göre, 24 Haziran seçimlerinin ilk turunda AKP-MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayı olan Erdoğan yüzde 46 – 47, Akşener yüzde 28 – 29, İnce yüzde 18-19 ve Demirtaş yüzde 8-9 alıyor.
İYİ Parti‘nin yaptırdığı anketlere göre ise ilk turda Akşener’in oyu yüzde 35-36 civarında. İkinci turda ise Erdoğan ile Akşener’in oyları yüzde 45 ve 43 mertebesinde. Yüzde 12 civarındaki kararsız oyların tamamı CHP ve HDP seçmeni.
Mevcut şartlar altında Cumhurbaşkanının Tayyip Erdoğan mı, Meral Akşener mi olacağını bu kararsız seçmenler belirleyecek gibi görünüyor.
Buna karşılık AKP’ye çalışan anket firmalarının Meral Akşener’in oyunu yüzde 10’un altında göstermeye çalıştığı, Muharrem İnce‘yi öne çıkarmaya çalıştıkları görülüyor. Böylece yarışmayı 16 yıldır denenen ve her defasında Tayyip Erdoğan’ın kazandığı AKP ile CHP mücadelesine dönüştürmek istiyorlar. İkinci tura taşınacak AKP ve CHP yarışması ile tekrar Erdoğan’ın kazanmasını garanti altına almaya çalışıyorlar.
****************************************
Korkan Seçmenler
Ben Ak Parti oylarının açıklanan anketlerin gösterdiğinden dramatik bir şekilde daha az olacağını düşünüyorum. Çünkü ülkede müthiş bir korku iklimi var.
Bu yüzden ünlü anket firmalarının ifadesine göre, bazı şehirlerde her 10 vatandaştan biri bazı şehirlerde her 20 vatandaştan biri anketçilerin sorularına cevap verebiliyor. Çünkü korkuyorlar.
Bu anketlerin sağlıklı sonuç vermesi mümkün olabilir mi?
Ayrıca anketçilere cevap verenlerin de yüzde 15’i gerçek fikrini söylemiyor.
SONAR Genel Müdürü Hakan Bayrakçı, “Anketlerden sağlıklı cevap almak imkânsız çünkü cevap veren kişilerin yüzde 15’i korktuğu için yanlış bilgi beyan ediyor. OHAL’den dolayı insanlar işten atılma korkusu yaşıyor” diye açıkladı.
Bu korkanların Ak Parti taraftarları olması düşünülemez. CHP’lilerde siyasi kimliğini gizleyenlerin oranının çok az olduğu biliniyor. Buna göre, İYİ Partiye oy verecek vatandaşların gerçek oranı anketlerde çıkandan çok daha yüksek olması ihtimali yüksektir.
Gezici’nin değerlendirmesine göre, “Ak Partiye oy veren seçmenlerin üçte birinin geçmiş dönemde merkeze yakın partiye oy vermiş ekonomik ve sosyal göstergelerden hızlı şekilde etkilenen tam anlamıyla sadık olmayan bir kitle olduğu görülmektedir.”
Bu kitle eskiden AKP politikalarından memnun olmasa bile “alternatif yok” gerekçesiyle yine bu partiye oy veriyordu. Şimdi İYİ Parti seçeneği var.
Ekonomik ve sosyal göstergelerde durum da iç açıcı değil. Ekonomik ve sosyal göstergelerden hızlı şekilde etkilenen ve tam anlamıyla sadık olmayan bu kitle (eski merkez sağ seçmenler), İYİ Parti oylarının beklenenin de üzerinde bir rakama ulaşmasını sağlayabilir.
**************************************
Akşener’in Seçim Vaadi: Borçları Sileceğiz
Cumhurbaşkanı adayı İYİ Parti lideri Meral Akşener, “ilk 100 gün vaatlerini” açıklamaya başladı…
Meral Akşener’in 4,5 milyon vatandaşımızın borçlarının silineceğini vaat ettiği açıklaması şöyle:
“-Cumhurbaşkanı olup göreve geldiğimizde ilk 100 gün içerisinde, hiç vakit kaybetmeden Türkiye Dayanışma Fonu‘nu kuracağız.
– 30 Nisan 2018 itibariyle borçları yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan 5 milyon vatandaşımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız.
–Yine borçları bu durumda olan, düşük gelirle çalışan vatandaşlarımızın ve öğrencilerimizin borçlarının en az yüzde 80’ini sileceğiz. Kalan borçlarını faizsiz 10 yıla kadar taksitle ödeyebilecekler.
-Ayrıca şehit ve gazi ailelerinin bu durumdaki tüm borçlarını sileceğiz.”
Kaynağı Var mı?
Meral Akşener AKP sözcülerinden gelebilecek “bekâra karı boşamak kolay, kaynağını nereden bulacaksınız?” sorularına da hemen cevap veriyor:
“-Son kuruşuna kadar maliyetini hesapladık. Bir defalık olma üzere bütçeye maliyeti 8 milyar TL olacak. Borcunu taksitle ödeyecek vatandaşlarımızın ödemeleri düşülürse maliyetin daha düşük olacağı açıktır.
-Bir defalık harcayacağımız 8 milyar lira, 2018 bütçe harcamalarının yaklaşık yüzde 1’ine denk geliyor. Yani, Mehmet Şimşek’in taşıt ve hizmet binası kiralamaları için zamanında, “fındık-fıstık parası” dediği rakam kadar.
-2007-2017 yılları arasında örtülü ödenekten tam 12 milyar TL harcadılar. Makam aracı ve taşıt kiralamaya toplam 3 milyar TL harcadılar.
–Yandaş işadamlarına verdiğin ihalelerin parasını nereden bulup onların cebine koydun. Suriyeli misafirlerimize 10 milyar doları nereden buldun?”
Geçen seçimde CHP’nin “emeklilere dini bayramlar öncesi yılda iki defa ikramiye” teklifini de AKP kanadı aynı gerekçelerle alaya almıştı. Hatta “vatana ihanet” olarak tarif etmişti. Şimdi bu seçimde emeklilere yılda iki defa biner TL vermek için harekete geçtiler. Bu da her yıl için 24 milyar TL bir kaynak demek.
İYİ Parti’nin bu seçim vaadi kaynak açısından hem daha kolay ve hem de intiharlara kadar varan travmalara yol açan bir sosyal yaraya neşter vurması açısından önemli. Üstelik ekonomiye hareket getirecek bir uygulama olacak.
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz‘ın belirttiği gibi Türkiye Dayanışma Fonu dünyada benzerleri başarılı olmuş bir uygulama. Kore’deki Ulusal Mutluluk Fonu‘na benzemekte.
6 ay önce Güney Kore‘de de halkın borçlarından endişe duyan hükümet, bunun ekonomiyi kötü etkilediğini düşünerek Ulusal Mutluluk Fonu’nu kurdu. Borçları silinen vatandaşların ekonomiye katkı yapabilecekleri inancıyla borçların iptaline karar verdi. Silinecek borçların belli bir limiti geçmemesi ayrıca 10 yıl ve üzeri bir geçmişi olması arandı.
Meral Akşener’in borçların silinmesi projesi bu seçimin en etkili vaatlerinden biri olacak. Yeter ki, İYİ Partililer geniş kesimlere yeterince anlatabilsin.