Sözler Sloganlar ve Afişler

74

“Yalan zekâ işidir, dürüstlük cesaret ister, Eğer zekân yetmiyorsa yalan söyleme, Cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene”.

VICTOR HUGO

16 Nisan referandumuna giderken sınır tanımaz, ölçüsüz, hayali vaatler ve insan zekâsıyla adeta alay edilen Sözlere, afişlere ve sloganlara rastlıyoruz.

Tamam, bu afişler ve belirlenen sloganlar birer zekâ ürünü olabilir lâkin ne söylemek, ne yapmak istediğiniz tekrarlana, tekrarlana artık kabak tadı veriyor, başka argümanlar bulmanız gerekmezmi?

***

Sıkıyönetim uygulaması son bulacak

40 Sene öncesinin uygulamalarını bu günkü nesil’e nasıl anlatacaksınız veya şu an için sıkıyönetimle yönetiliyoruz da bizim’mi haberimiz yok. Allah göstermesin sıkıyönetim uygulama şartları hâsıl olduğunda anayasanın emri olan bu maddeyi uygulamayacak mısınız? Hani Olağanüstü hal’i de kaldırmıştınız ne oldu? şimdi olağanüstü hal şartları içinde millet referanduma gidiyor. Demem o ki, 40 sene önce uygulanmış bir yönetim şekliyle bu gün kafaları karıştırmak, akla ve mantığa ters geliyor olsa olsa algı yönetimi oluşturmaktan, insanların zekâları ile alay etmekten ileriye gitmez sizin bu sloganlarınız.

***

Cumhurbaşkanı baş danışmanı Mehmet Uçum:

Başkanlık sistemine geçildiğinde Türkiye demokraside çağ atlayacak“.

Bu gün ülkede gerçek demokrasiyi uygulamak için kimlerin nasıl ve hangi şekilde elleri kolları bağlanılıyor? İstenilen yasa meclisten hiçbir engelleme olmadan geçtiğine göre, geçmeyecek olanlarda istenildiğinde kanun hükmünde kararnamelerle bir gecede torba yasalarla geçiriliyor. Yarın kimin elinde sihirli bir değnek olacak ki, gerçek bir demokratik!!! hayata geçmiş olacağız?

***

Cumhurbaşkanı, Başbakan veya hükümet yetkililerinden birisi ekrana her çıktıklarında; Parlamenter sistemin olumsuz yönlerini sayarken Cumhurbaşkanı Necdet Sezer’in rahmetli Bülent Ecevit’e anayasa kitabı fırlattığından söz ederler. Türk tarihinin 141 yıllık parlamenter hayatında bir defa olmuş bir olay, ısıtılıp, ısıtılıp gündeme taşınıyor. Pekâlâ, Seçim kazanmış bir Başbakanın görevinden alınıp yerine başka bir şahsın getirilmesi, kitapçık fırlatmaktan daha mı hafif bir olay?

Diğer yandan, şu birkaç hafta içinde başkanlıkla yönetilen bazı ülkelerde öyle suiistimal ve kayırmacılık oluyor ki, anayasa kitapçığı fırlatmaya rahmet okutuyor. Azerbaycan devlet başkanı İlhan Aliyev, ülkede başka kimse yokmuş gibi hanımını kendisine 1. Başkan yardımcısı atadı.

Demokrasi açısından üstünlüğü tartışılmayacak ABD’ye yeni seçilen başkan Trump, kızı ve damadını kendisine danışman seçti.

Kazakistan devlet başkanı Nursultan Nazarbayev, ise başkanlık sisteminin iyi bir yönetim olmadığından, ülkesini Parlamenter sisteme geçirme kararı aldı.

Demem o ki; gelişmiş ülkelerin hepsi parlamenter sistemle yönetiliyor ve bu çağda başkanlık sistemine geçmek için Türkiye’nin hiçbir haklı sebebi görülmüyor.

Saygılarımla.