“Engelleri Aşmak İçin Sonsuz Enerji”

58

Geçenlerde bir dostuma; “Allah, Brezilyalılardan razı olsun. İyiliği yaymak ve iyi işler çıkarmak (salih amel) bâbında büyük bir iyiliğe imza attılar. Hem de engellilere, hem de dünya çapında.

Rio’da tam 12 gündür devam eden Paralimpik Olimpiyatları’ndan söz ediyoruz. 159 ülkeden tam 4 bin 342 sporcuyla, 22 dalda 528 müsabaka yapıldı ve daha yeni bitti. Kiminin bazı uzuvları noksandı, kimi zihinsel engelliydi, kimi de kördü; fakat neticede dünyanın dört bir tarafından binlerce engelli insan için belki de hayatlarının en değerli ve en anlamlı anları yaşandı.

Dereceye girsin yada girmesin takım oyunlarındaki hırsları ve başarıları, birbirlerine sahip çıkışları, muvaffakiyetleri ve sevinç gözyaşları durmadan kanayan gezegenimizdeki yeryüzünden güzel manzaralar olarak hafızalarda kaldı. Biraz soluklandık, şükrümüz biraz daha arttı, tanımadığımız insanların mutluluğu yaralarımızı biraz unutturdu bize.

Kara ve deniz sınırlarımızın ötesinde yaşananlar, terörle mücadelede korucu-asker-polis hergün verdiğimiz şehitler, ülke dışındaki tehdit borsası ve ülke içindeki algı farklılıkları, olumsuzluk ve kötülükler haricinde de ilâhi bir dünya olduğunu en azından iyilik saati meyanında hatırlatıcı bir misyon eda etti bizce.

Kör koşucuların ellerinden iplerle bağlı oldukları kılavuz atletlerle koşmaları ve çoğunluğu Brezilyalı olan biletli seyircilerin her madalya töreninde hangi ülkenin millî marşı olursa olsun ayağa kalkmaları hakikaten unutulmayacak sahnelerdi.

Peygamberini kılavuz bilen ama onunla birlikte insanlık için koşmayan kimselere benziyoruz. Körün kılavuzuna fiziksel olarak benzemek istemesi ama koşmak istememesi gibi. Güvenmediğinden desem ağır, beceremediğinden desem zor; olsa olsa bilgisizliğinden ve bilinçsizliğinden.

Atadan Müslüman’ız; bir yandan Türk toplumu olarak engellilere verdiğimiz yani vermediğimiz değer gözümüzün önüne geldi, diğer yandan 3 Futbol Kulübünün derdine neleri ıskaladığımızı bir nebze olsun farkettik. Bizim milletimiz engelli aile bireylerini daha yeni yeni sokağa çıkarır oldu, belediyelerimiz ve iş dünyamız hizmetlerde / işletmelerde daha yeni yeni engellileri kale almaya başladılar.

Zaten Ulusal Paralimpik Komite kurmak için jetonumuz Uluslararası Paralimpik Komitesi kurulduktan 13 yıl sonra düşmüş (2002). Türkiye 10 senedir oyunlara sporcu gönderiyor olsa da paralimpik oyunların mazisi neredeyse 70 yıla dayanıyor. Nitekim 73 yaşındaki Libby Kosmala da 1972 yılından beri paralimpik sporcu.

Rio’ya Türkiye 80 sporcuyla katıldı ve 3 altın, 1 gümüş ve 5 bronz madalyayla 34’ncü oldu. Birinci olan Çin’in getirdiği 308 sporcudan 239’u madalya (107’si altın) kazandı. Hadi onun nüfusu fazla; ikinci olan 61 milyon nüfuslu Büyük Britanya’dan (İngiltere) 264 sporcu gelmiş ve 147’si madalya (64’ü altın) almış. Hadi onu da geçtik; 17 milyon nüfuslu Hollanda 120 sporcuyla katılmış ve 62’sini dereceye sokarak (17’si altın) sıralamada 7’nci olmuş.

Türkiye; dünya ülkeleri arasında nüfus olarak da, ekonomik büyüklük olarak da 18’nci sırada. Demek ki 34’ncülük değil 17 ve üzerine çıkmak başarı. Yine de dereceye giren – girmeyen tüm engelli sporcularımızı ve onların ailelerini, hocalarını, yöneticilerini tek tek tebrik ediyoruz.

Paralimpik Marşı’nın sonuyla bitirelim: “Ruhun rehberliğinde buradayız, hep biriz.”