(Bulgaristan Türklerini Bugün Gündeme Taşıyan Yalçın Bayer’e ve Hürriyet Gazetesi’ne Teşekkür Ederim!-Özcan Pehlivanoğlu)
AY başında Bulgaristan’da HÖH’den koparılanların kurduğu Lütfi Mestan’ın liderliğindeki Dost Partisi’nin kuruluş kongresini izleyen Av. Özcan Pehlivanoğlu bu kez hafta sonu yapılan Türklerin ağırlıklı olduğu HÖH Genel Kurulu’nu izledi ve şu notları yazdı:
“Nerede bir Türk topluluğu yaşıyorsa orada boş siyasi çekişmelerin yaşanmasını kanıksamak artık olağan bir şey oldu. Bulgaristan Türkleri, Osmanlı-Türk devletinden ayrılmalarından bu yana büyük sıkıntılar çekiyor.
93 Harbi ve Balkan Savaşları’nda maruz kalınan katliamlar ve ardından gelen baskılar, isim değiştirmeler, asimilasyon ve göçler çektikleri acıların başlıcaları…
Kısaca diyebiliriz ki; 2016 yılı itibari ile bir AB ülkesi olan Bulgaristan’da Türklere yönelik insan hakları ihlalleri, demokrasi ayıpları ve hukuk karşısındaki eşitsizlik bütün hızıyla sürüyor.
Buna karşılık, Bulgaristan Türkleri bazı siyasi güçler tarafından devamlı bir suni çekişme içinde tutuluyor. Yani HÖH’çülerin deyimi ile bu bir ‘laboratuvar’ çalışması sonucu oluyor.
Siyasi çekişmenin nedeni, Bulgaristan Türklerini içeriden ve dışarıdan, buna Türkiye de dahil bölme çalışmalarıdır. Bölünsünler ki, daha da zayıflayıp, yok olsunlar!
İnşallah, bu laboratuvar çalışmalarına karşın yine bölünmezler ve bir arada kalırlar. Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (RUBASAM) adına davetli olduğumuz kongrede, STK’lar adına yaptığım konuşmada buna değindim ve bir soydaşları olarak, onlardan oyunları boşa çıkarmalarını istedim.
Kongrede dikkat çekici bir husus ise anamuhalefet partisi CHP’nin, milletvekilleri ve belediye başkanları ile kalabalık bir grupla orada olmasıydı. MHP de temsil edildi. Ayrıca Bulgar siyasetinin neredeyse tamamı, AB Parlamentosu’nun liberal kanat temsilcileri ve Sofya’daki birçok yabancı misyon üyesi orada hazır bulundu. Buna karşılık AKP ve Türkiye’nin Sofya Büyükelçisi kongrede yoktu. Halbuki Bulgaristan Türkleri, Türkiye’deki siyaset tarafından, her şeyin üstünde tutularak, milli bir beraberlik sergilenmeliydi diye düşünüyorum. Maalesef bu eksik kaldı! Eğer bahsettiğim siyasi çekişmenin tarafları samimi iseler, gelsinler bundan sonraki ilk seçimlerde Türklerin ağırlıkta siyaset yaptığı partiler olarak bir koalisyonla seçime girerek, Bulgaristan Türkleri ile Bulgaristan’ın diğer halklarının ümidi olsunlar.
Meraklılarına bir not ileteyim. İzlediğim her iki kongrenin havasına bakarak, HÖH/DPS’nin yine onca bölünme çabasına rağmen şaşırtıcı bir sonuç alacağını söyleyebilirim. Çünkü partinin bugüne kadar hiç bu kadar kenetlendiğini ve onursal başkan Ahmet Doğan’a destek verdiğini görmedim.”
(Not: AKP ille de ‘Müslüman Türk partisi’ istiyor; eski rejimin kalıtımsal uzantısı Ahmet Doğan ise buna karşı direniyor. Suikast girişiminden Sonar Partisi’nin başına yeniden geçti. Yeni kurdurulan Dost Partisi genel başkanı Lütfü Mestan, Ahmet Doğan ile kader birliği yapmış, aynı yolun yolcusu olarak kabul ediliyor. Dost’un güçlü bir parti olma hesaplarının tutmadığı anlaşılıyor. Son olarak şunu söyleyelim: Atatürk 1930’larda Türk partisi kurmak isteyen 17 Türk milletvekiline ne demişti? Bulgaristan yazılarına devam edeceğiz. Bekleyiniz…)”