Günümüz dünyasının siyasi ve sosyal gelişmelerine bakıldığında yaşanan olumsuz olayların genelinin İslam dünyasında meydana gelmesi “neden biz?” sorusunu akla getirmektedir.
Peki, neden biz?
İslam dünyası, Hıristiyan Batı dünyasının yaşadığı ortaçağ dönemini uzunca bir zamandır günümüzde yaşamaktadır.
Bu durum birilerinin işine gelebilir.
Belki öyle olduğu için de bir türlü toparlanma emareleri göremiyoruz.
Ancak “birilerinin işine gelme” savunması, İslam dünyası için artık mazeret olmaktan çıkmıştır.
Nitekim en son yaşanan Hac faciası, içerisinde bulunduğumuz durumu ortaya koyması açısından önemlidir.
Zira bu facia artık meselenin sadece “birilerinin işine gelmesi” ile açıklanamayacağının çok net bir göstergesi.
Neden mi?
Çünkü bu facia günümüz İslam dünyasında insanın birey olarak bir türlü değer kazanamadığını göstermektedir.
Bu nedenle Müslümanların öncelikle “sürü” olarak görülmeye itiraz edip, birey olma yolunda adım atmaları gerekiyor.
Nasıl mı?
Elbette eğitimle.
Peki, nasıl bir eğitimle?
Kaliteli eğitimle.
Yani insanı üretmeye sevkeden bir eğitimle.
Zira böylesi bir eğitim insanın “kendi önüne konulanı” değil “kendi ortaya koyduğunu” kabullenmeyi öğrenmesi anlamına gelir.
Bunun yanında üretmek talepleri talepler de gelişmeyi sağlar.
Nitekim bugün 1,5 milyarlık İslam dünyası 80.62 milyonluk Almanya kadar üretemiyorsa söylenecek fazla bir şey kalmıyor!
İslam dünyasının silkelenip üzerindeki ölü toprağını atma vaktinin geldiğinden başka tabii…
Bunun için ise biz Müslümanların çalışıp üretmesi gerek…
Üretmenin yanında “neden biz?” sorusunun bir diğer cevabının da “ahlak” problemi olduğu kanaatindeyim.
Ahlak probleminden kastettiğim yaşamın her alanındaki ahlak eksiliğidir.
Zira dikkat edilirse başta iş ahlakı olmak üzere hayatın her alanında genel bir ahlaki zafiyet söz konusu.
Tabii şu da bir gerçek: Üretimin olmadığı yerde insanlar hemen her şeyi kolay yoldan yapma gayreti içerisinde oluyorlar…
Ve sonuçta toplumsal manada ahlaki sıkıntı ortaya çıkıyor…
Dolayısıyla iş dönüp dolaşıp yine üretmeye geliyor…
Bu nedenle tek neden olmasa da sıkıntımızın temel nedeni olan “üretim”i hayatın her alanı için devreye sokmadıkça izleyeceğimiz ve yaşayacağımız hadiseler yaşadıklarımızdan iyi olmayacaktır…
Ve sonuçta “neden biz” diye sormanın da anlamı kalmayacaktır…
Çünkü halimizin “nedeni” öncelikle “biz” olmaya devam edecektir…
Saygılarımla…