Azınlık Hükümeti mi, Koalisyon mu?

86

“Azınlık hükümeti mi, koalisyon mu olacak?” konusunu belirleyecek üç önemli parametre var.

1- HUKUKİ DURUM: Bizim sistemimize göre, hükümetlerin güvenoyu alması kolay ancak güvensizlik oyuyla düşürülmesi zordur.

“Bakanlar Kurulunun göreve başlama sırasında güvenoyu alabilmesi için TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu (276 oy) gerekmemektedir. Toplantıya katılanların salt çoğunluğunun güvenoyu yeterlidir.” Buna karşılık bir hükümetin güvensizlik oyuyla düşürülebilmesi için 276 red oyu gereklidir.

Mesela AKP tek başına bir azınlık hükümeti kuracak olursa, mevcut Meclis aritmetiği ile partilerden sadece biri dahi oylamaya katılmazsa kendi milletvekillerinin oylarıyla güvenoyu alır.

Ancak oylamaya katılmayan veya çekimser kalarak hükümete zımni destek veren partilerin çıkarılacak kanunlar ve hükümetin icraatı konusunda çok sıkıntılar çıkaracağını tahmin edebiliriz.

Diyelim Cumhurbaşkanı AKP’den bir ismi hükümeti kurmakla görevlendirdi. O isim hükümet kurmazsa mevcut hükümet arada göreve devam eder. Ama diyelim o isim bir hükümet listesi hazırladı ve Cumhurbaşkanı da o listeyi hükümet olarak atadı. O zaman o hükümet göreve başlar. Diyelim o liste güvenoyu alamadı. Ama güvenoyu alamasa dahi o atanan hükümet seçimlere kadar görevde kalır.”

AKP kanadının fikriyatını Burhan Kuzu özetledi. “Bu tablodan hükümet çıkmaz. Koalisyon bile çıkmaz. Erken seçim kaçınılmaz gözüküyor” dedi.

Cumhurbaşkanının en yakınından Binali Yıldırım 01 Mayıs’ta “seçimde koalisyon tablosu çıkması durumunda, AK Parti’nin azınlık hükümeti kuracağını ve 1 yıl içinde yeniden seçime gidilebileceğini” açıklamıştı.

Bazı AKP’li yetkililerin “AK Parti-MHP koalisyonu olursa, bir sonraki seçimde bu oyu da alamayız” dediği de basında yer aldı.

Bu açıklamaların hepsi AKP kanadında kendilerinin bir azınlık hükümeti kurması ve bir yıl sonra yapılacak erken seçime bu hükümetle gitme arzusunun hâkim olduğunu göstermekte. Ancak problem şu ki, bu dış desteği hangi parti verecek?

2- TAYYİP ERDOĞAN FAKTÖRÜ: “Azınlık hükümeti mi, koalisyon mu olacak?” konusunu belirleyecek ikinci önemli parametre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘dır.

Cumhurbaşkanının Anayasa’dan kaynaklanan önemli yetkileri var. Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın hem Anayasada yazılı yetkilerini aşma alışkanlığı ve hem de Ak Parti üzerinde çok tesiri olduğu bilinmekte. Bu bakımdan en beklenmedik ve akılcı olmayan çıkışlar sürpriz olmaz.

Anayasal yetkisine göre, öncelikle güvenoyu alabilecek milletvekilinin kim olacağına Cumhurbaşkanı karar verir.  Meclis Başkanlık Divanı kurulmasından itibaren 45 gün içinde hükümet kurulamazsa, Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. (Yenilenmesine karar vermek zorunda değil.)

Seçimlerin Yenilenmesi kararı verilirse, Cumhurbaşkanı bir milletvekilini hükümeti kurmakla görevlendirir. Siyasi parti gruplarından, oranlarına göre üye alınarak geçici bir seçim hükümeti kurulur.

3- PARTİLERİN YAPISAL FARKLARI: Koalisyon ihtimallerini azaltan diğer durum ise partilerin birbiriyle çok ayrışmış, kutuplaşmış yapıda olmalarıdır.

HDP’li koalisyon ihtimallerini pek imkân dâhilinde görmüyorum. Demirtaş zaten “AKP ile içeriden ve dışarıdan koalisyon yapmayacağız” dedi. CHP ve MHP koalisyonu da HDP desteği olmazsa sayısal olarak mümkün değil.  HDP desteği ile MHP’li koalisyon ihtimali ise siyasal olarak imkânsız.

MHP yolsuzluk dosyaları ve Cumhurbaşkanının yetkilerini aşan tavrına karşı çok hassas. Çözüm süreci denilen konuda da AK Parti ile MHP’nin anlaşması mümkün değildir. Dolayısıyla MHP, AKP ile koalisyon kurmak istemeyecektir.

Yolsuzluk dosyaları ve Cumhurbaşkanının yetkileri konusunda CHP de aynı tavır içinde. “Çözüm Süreci” konusunda ise CHP birbirine zıt iki parça. CHP ne yaparsa yapsın yüzde 25-26 oy oranını aşamıyor. İktidar olmaya kendisini mecbur hissedebilir. CHP, Tayyip Erdoğan ve çevresinin yargılanmaması, Saray’ın rahat bırakılmasını kabul ederek bir koalisyona yanaşabilir. “Çözüm Süreci” konusunda AKP ile CHP anlaşabilir.

Kanaatimce, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin ilk tercihi AK Parti’nin azınlık hükümeti kurması ve bir yıl içinde yeniden seçime gitmektir.

İkinci tercihi Cumhurbaşkanını rahat bırakmak şartına bağlı olarak AKP ve CHP koalisyonudur. Bu seçenek bana göre en kuvvetli ihtimal gibi görünüyor.

Üçüncü tercihi ise 45 gün içinde güvenoyu alabilecek hükümet kurulamazsa, güven oylaması tarihinden itibaren 3 ay içinde (geçici bir seçim hükümeti ile) erken seçime gitmektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçime gidilecekse muhakkak mevcut hükümetle veya AKP’nin yeni kuracağı hükümetle gitmek isteyecektir.

*****

ÜÇ GENEL BAŞKAN İSTİFA ETMELİ Mİ?

Resmi olmayan seçim sonuçlarına göre, 3 Kasım 2002 den bu yana ülkemizi tek başına iktidar olarak yöneten AKP’nin tek başına iktidar olması sona erdi.

A- 2011 Milletvekili seçimlerinde yüzde 49,9 olan oy oranı yüzde 40,9′ a, milletvekili sayısı ise 327 den 258’e düşen AKP ciddi bir yara aldı. Bu arada (toplam Türkiye’nin geçerli oy sayısı 3 milyon 192 bin artmasına rağmen) AKP 2011 seçimlerine göre 2 milyon 550 bin oy kaybetti. AKP hiçbir ilde oyunu artıramadı. Buna rağmen yine açık ara birinci parti oldu.

Ancak bırakın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ilk önce 400 daha sonra 330 a düşürülen milletvekili hedefine ulaşmayı, tek başına hükümet kurma sayısı olan 276’dan bile 18 milletvekili kadar eksik kaldı.

Mevcut Başbakan Ahmet Davutoğlu seçim kampanyasında “8 Haziran sabahı iktidar olamazsak istifa ederim” demişti. Balkon konuşmasında ise “birinci parti olmak başarı sayılmalıdır” mesajı verdi.

AKP adına çok yoğun bir seçim kampanyası yürüten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘a da seçmenin itibar etmediği de anlaşıldı. Ama Erdoğan’ın istifası konusunun gündeme bile geleceğini sanmıyoruz.

B- CHP çok başarılı bir seçim kampanyası yürütmesine rağmen oyunu artıramadı. 11,5 milyon olan oy sayısını korudu. Ancak oransal olarak 2011 de yüzde 25,9 olan oy oranı yüzde 25’e, Milletvekili sayısı ise 135’den 132’ye düştü.

“Geçen seçimde yüzde 26 almıştınız, bu rakam ve altında kalırsanız bırakacak mısınız?” sorusunu cevaplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Elbette. İlla ben koltuğumda kalacağım diye bir anlayışım yok” demişti.

CHP’den yapılan açıklama ise Kılıçdaroğlu’nun da istifa etmeyeceği yönünde.

C- MHP ise 2011’de yüzde 13 olan oyunu 16,3 e milletvekili sayısını da 53 den 80’e çıkardı. Oyunu 1,9 milyon artırarak 7,5 milyon oy aldı. Ancak HDP’nin bu kadar oyunu artırdığı, AKP’nin bunca yıllık yıpranmışlığına rağmen AKP içindeki eski ülkücülerin sadece çok azını geri alabildi. Orta Anadolu ve Karadeniz’in milliyetçi kitleleri hala AKP’ye destek vermekte.

Bana göre oyunu artıran ikinci parti olmasına rağmen MHP açısından çok başarılı bir sonuç değil. MHP potansiyel oyunun çok altında kaldı. AKP içindeki ülkücülerin hala büyük çoğunluğunun oyunu geri alamadı. MHP neden iktidar alternatifi olamadıklarının bir iç hesaplaşmasını yapmalı.

D- Bu seçimi esas kazananı şüphesiz HDP. Oyunu bağımsız adaylarla girdiği 2011 seçimlerindeki yüzde 6,5 dan iki katına, 13,1 mertebesine çıkardı. 35 olan milletvekili sayısını da 80’e ulaştırdı. Oy sayısı da 6 milyonu geçti.

AKP’nin kaybettiği 9 puanın 3,5 puanının MHP’ye, 5,5 puanının da HDP’ye gittiği anlaşılıyor. HDP’ye yüzde 1′ lik bir kesimin de CHP’den geldiği kanaatindeyim.

Muhafazakâr Kürt seçmeninin AKP’den HDP’ye kaymasının ana sebebi AKP’nin yanlış “çözüm süreci” politikalarıdır.

Bu oyların bir kısmının ödünç/ emanet olduğunu HDP de kabul ediyor. Ancak Türkiye’de yüzde 17-19 yetişkin Kürt seçmeni olduğu söyleniyor. HDP’nin emanet oyları çoğunlukla bu Kürt seçmen kitlesinden geldiği için zamanla kalıcı hale getirmesi güç olmayabilir.

HDP’nin “demokrat ve Türkiye’nin Partisi” olma görüntüsünün gerçek olmadığı ve kalıcı olmayacağı kanaatindeyim. HDP eşbaşkanı Demirtaş, “zafer” konuşmasında, “sayın Öcalan’a özellikle teşekkür ediyorum” diyerek ve “Ortadoğu’daki dengeleri değiştirebilecek bir sonuç elde ettik” mesajı ile bunun işaretini verdi.

09.06.2015

Ruhittin Sönmez

 

 

Önceki İçerikJeoloji-Jeofizik Mühendisi Türköz Özbey İle Hazırlayıp Yayınladığı Kur’an-ı Kerim’de İslam’ın Ana Yapısı İsimli Kitabının Ekseninde İslamiyet’i Konuştuk.
Sonraki İçerikNetice
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.