Türk Milletinin değerlerini unutturmamak ve bu kıymetlerimizi gençlere tanıtmak için köşe yazılırımda zaman zaman onlara verdim. Orhan Türkdoğan, Necmettin Hacıeminoğlu Mehmet Eröz hocalarımızla ilgili yazılar yazdım.
Bir gece rüyamda Turan Yazgan hocamla konuşurken Ahmet Kabaklı hoca toplantı salonuna girdi. Turan hocanın yanına geldi ve Turan hoca da ayağa kalktı ve çok samimi bir şekilde kucaklaştılar. Ben de her ikisinin elini öptüm. Bu rüya beni ikaz eder gibiydi. Sonra her iki hocamız hakkında da yazmaya karar verdim önce Turan hocamızla başladım.
Turan Hoca, 1938 yılında Isparta’nın Eğirdir ilçesinde doğdu. 1948 yılında Eğirdir Zafer İlkokulu, 1951 yılında İstanbul Vefa Lisesi’nin orta kısmını, 1955 yılında ise parasız yatılı olarak eğitim gördüğü Kastamonu Fen Lisesi’nin pekiyi derece ile bitirdi. 1959 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra askerlik görevini yaptı. İmar ve İskân bakanlığı Bölge Planlama Daire Başkanlığı’nda “İktisadi Araştırmacı” ve “Bölge Plancısı” unvanlarıyla beş yıl görev yaptı. 1969 yılında İtalya’ya Güney İtalya Bölge planlaması konusunda staj yapmak üzere gitti. 1966 yılında ise İktisat fakültesine asistan olarak girdi. 1967 yılında “Şehirleşme Açısından Türkiye’de İşgücünün Demografik ve Sosyo-Ekonomik Bünyesi”adlı tezle ve pekiyi derece ile doktorasını yaptı. 1971 yılında “Gelir Dağılımı Açısından Sosyal Güvenlik” konulu tezi ile “doçent” unvanını aldı. 1977-1978 yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesi Planı’nın genel koordinatörlüğünü üstlendi. 1979 yılında İktisat profesörlüğü unvanını aldı. 1980 yılında kurduğu Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın genel başkanlığını yürüttü. Türkiye’de ve Türk Dünyasındaki hizmetleri nedeniyle 200’den fazla plaketle ödüllendirildi. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışındaki pek çok üniversiteden verilmiş fahri doktora unvanları bulunmaktadır. Evli ve üç erkek çocuk sahibi olan hocamız 22 Kasım 2012 tarihinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Turan Yazgan hocamızla 1970’li yıllarda tanıştık. Hocamız bir Türk milliyetçisi ve sözünü budaktan esirgemeyen ilim adamı idi. Türk Dünyası ile ilgili çalışmalarını yaparken hiçbir baskıya boyun eğmedi. Türk Dünyası ile ilgili yüzlerce dergi yayınladı. Bu çalışmalarını yaparken yüzlerce dergi yayınladı. Bu çalışmalarını yaparken yokluklarla mücadele etti.
Turan hocamız kurduğu vakıf ile yurtdışında Türkçe eğitim gören fakülteler açtı. Türk dilinin Türk Cumhuriyetlerinde yayılmasında çok önemli katkılarda bulundu. Gaspıralı İsmail’in “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” çağırısını benimseyerek bu konuda unutulmaz hizmetler vermiştir.
Rahmetli hocamız ölünceye kadar araştırmadan vazgeçmedi. Kanser hastalığına yakalandıktan sonra da vâkıfa gitmeye devam ederdi. Biz de kendisini ziyaret ederdik. Bir gün balıkçılıkla uğraşan bir müvekkilim Kıbrıs açıklarında avladığı Orkinos balığından bana da bir 5 kilo kadar getirmişti. Ben de hiç paketini bozmadan vâkıfa hocamıza götürdüm ve nasıl pişirileceğini anlattım. Başka bir zaman hocamızın ziyaretine gittiğimde hocamız balığın sıhhatine çok iyi geldiğini söylemişti.
Allah rahmet eylesin hocamız yeri doldurulamayacak bir Türk büyüğü idi. Fikirlerini yaşatmak ve hizmetlerini unutturmamak dileğiyle…