Eğitim ve Öğretimde A n n e n i n R o l ü

34

Hanımlar; sevginin küçücük bir örneğini gösteren bir tavuğun yavrusunu kurtarmak için köpeğe saldırması ve ruhunu feda etmesinin çok üstünde bir şefkat ve sevgi kaynağıdırlar.

Üstelik bu vasıflarını hiçbir ücret, hiçbir karşılık, hiçbir şahsî fayda, hiçbir gösteriş mânası gütmeyerek gösterirler. Bu hasletleriyle, kahramanlıkta kadınlara erkekler bile yetişemez.

Bu yüksek nitelikleriyle annelerin; evlerinde, masum yavrulariyle, içten ve samimî bir şekilde konuşmaları, çocuklariyle cân ü gönülden ilgilenmeleri, şüphesiz onlar için, her türlü zevkten daha değerlidir.

Çünkü her öğrencinin ilk ve en etkili öğretmeni onun annesidir. Nitekim büyük bir İslâm âliminin:

“Ben 80 sene ömrümde, seksen bin kişiden ders aldığım hâlde, yemin ediyorum ki, en esaslı, sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhume / rahmetli annemden aldığım telkinler ve manevî derslerdir ki, o dersler bende âdeta çekirdekler gibi yerleşmiş. Diğer derslerimin o çekirdekler üzerine yükseldiğini aynen görüyorum” demesi çok mânalıdır.

İşte bu gibi vasıflardan ötürü, o şefkatli vâlide / anne, çocuğunun Dünya hayatında tehlikeye girmemesi, istifade ve fayda görmesi için, her fedakârlığı göze alır, onu öyle terbiye eder. Hakikî bir içtenlikle, yaratılışından gelen görevi icabı, kendini çocuğuna kurban etmeye âmâde ve hazır olur.

İşte bu yüksek vasıf ve nitelikli anneler, çocuklarını maddî  bilgilerin yanısıra, mânevî ilimlerle de donatmakla mükellef olduklarının bilincinde olmalıdırlar.

Maalesef bâzı anneler, bu üstün feragat ve fedakârlıklarını, tek taraflı olarak kullanmaktadırlar.

Çocuklarının yetişip güzel bir mevkî ve makama gelmesi veya iyi bir meslek ve san’at sahibi olabilmesi için, ömürlerini, hiç düşünmeden heba eden kimi analar, göz nurları olan yavrularının ebedî hayatlarını temin hususunda ihmalkâr davranmaktadırlar.

Böylece, dünya için, din ve maneviyatı rüşvet olarak verenler, çocuklarının dünyalarını da sağlayamamak gibi, aksiyle tokat yemektedirler.

Çünkü Dünya, Âhiret’in tarlası olduğu ve Âhiret’in yatırımı Dünya’yı mâmur etmek şeklinde tecellî ettiği için, dinini seven Dünya’yı da, dini için sever ve zevkle çalışır.

Dinini sevmeyen ise, ne yazık ki, Dünyasını da ihmal etmekte, onun için de gereken gayreti göstermemekte veya kerhen ve istemiyerek, ancak zarurî olan cüz’î ve yetersiz bir faaliyette lütfen yer almaktadır.

Oysa ne Dünya için Âhireti, ne de Âhiret için Dünyayı feda etmemek gerekir. Şefkat kahramanı olan annelerin, bu mümtaz ve seçkin meziyetlerini çocuklarının her iki Dünya saadetleri için sarfetmeleri asıl olmalı.

Böylece evlâtlarının hem Dünyaları mâmur, hem de Âhiretleri hazır olur.

 

Önceki İçerikKurban Bayramı’nda Dinî Görevlerimiz
Sonraki İçerikTürk Eğitim-Sen’in Haklı Tepkisi
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.