Devlet Demir Yolları ile hatırlayabildiğim ilk yolculuğum Ankara-Afyon-Burdur’a gidişimizdir. Bu durum babamın memurluğu sebebi ile annem ve biz çocuklarının aynı kompartımanda, ailecek gidebilmek için en uygun tercihti. 16 saatlik bir yolculuk böyle bir tercihi gerektiriyordu. Ankara Garı girişindeki o büyük beyaz kolonların altında babamızı beklediğimizi, o günkü kömürlü trenin kendine has uzun düdük sesini, trenin camını açıp başımızı dışarı uzattığımızda gözümüze gelen kömür çapaklarını, kompartımanımıza gelip biletlerimizi kontrol eden vişne renkli şapkalı, lacivert elbiseli, elinde bilet delicili kontrol memurunu, üzerinde kontrol memurlarının 2-3 delik açtığı dikdörtgen küçük yeşil tren biletlerimizi hiç unutamam.
Daha sonra 1982 yılında İzmit SSK hastanesine mecburi hizmet yükümlüsü olarak çıkan tayinim sebebi ile 1994 e kadar çok defa Mavi tren ve Boğaziçi ekspresi veya bazen de yataklı vagonla İzmit-Ankara arsında DDY ile yolculuklarımız olmuştur. Ankara-İstanbul otoyolunun açılmasından önce ailecek geliş gidişlerimiz de otomobil veya otobüs yolculuklarımız, zor ve zahmetli olduğu için daha çok bu trenleri tercih ederdik. 7-8 saat süren bu yolculuklarımız da hatıralarda kaldı. Eski Gar binasının sobalı bekleme salonu, trenini bekleyen insanların doldurduğu tahta ranzalar, trenlerde satış yapan pişmaniyeciler, trenlerin bekleme sürelerinde ellerindeki su kaplarını doldurmak için o günkü çene suyu çeşmesine koşuşturan insanlar, yarım- bir- iki saatlik treninin gecikmeleri için homurdanalar, gelen-giden trenleri yönlendiren hareket memurları (şimdiki Müdürümüz o tarihlerde yolcularına çok ilgi gösteren, çalışkan bir hareket memuru idi) hatıralarımızda kaldı. Şimdiki yürüyüş yolu olan, çınar ağaçlarının arasından ve çan-çan seslerini işiterek trenin İzmit içinden geçip eski gara girmesi de hatıralar arasında kaldı. Gece 01.00 de binip 07.30 da Ankara’da olmak veya 23.00 de Ankara garından binip 06:00 da İzmit’te gelmek o günün şartlarında iyi bir imkan, emniyetli ve konforlu yolculuklardı. 1993-94 de babamın rahatsızlığı sebebi ile her hafta sonu Ankara’ya gitmek ve hafta başında İzmit’te olmak mecburiyetim sebebiyle gidip geldiğim bu tren yolculukları pişmaniye satıcılı Arifiye İzmit arası, simit-bohça satıcılı Eskişehir bölgesi ile kendine özgü hatıralara sahiptir.
Özellikle otoyolun açılması, Ankara-İzmit gidiş gelişlerinde, öncelikle otomobil veya otobüsle yolculuklar yapılmasına sebep olmuştur.Otoyol ve Bolu tünelinin hizmete girmesi bu yolun otomobille 3 saatte,otobüsle 4-5 saatte geçilmesini sağlamış,yeni taşıtların konforu da buna eklenince bu tür kara yolculukları tercih önceliğini almışlardır.
Ülkemizin gelişmesi ve zenginleşmesi, yöneticilerimizin insanlarımıza yeni hizmet imkanları sunması sayesinde şehrimiz önce Cengiz Topel hava alanının sivil ulaşıma açılması ile Ankara, Trabzon ve Ankara aktarmalı diğer şehirlere uçakla ulaşım imkanına kavuşmuştu. Fakat maalesef yeterli yolcu olmadığı için şimdilik bu havayolu ulaşımı askıya alınmıştır.Bu imkanın tekrar Kocaeli halkına sunulmasını temenni ederiz.
2014 yazında İstanbul-Ankara hızlı tren seferleri başlamıştır. Böylece şehrimizin insanı yeniden DDY ile Anadolu yolculukları imkânına kavuşmuştur. Ankara’ya Hızlı Trenle gidiş-geliş önemli bir imkân ve iyi bir tercih olacaktır. Görmek ve değerlendirmek için bu trenle yaptığım Ankara gidiş gelişimi bu vesile ile sizlerle paylaşmak istedim.
Yeni tren garımızın giriş ve bilet alma alanlarında ki geniş, rahat, konforlu ve temiz bekleme salonu ilk dikkati çeken durumdu. Aynı temizlik peron ve gar çevresinde de dikkati çekmekteydi. Tren içinde eskisi gibi kontrol memurları olmadığı için peron girişinde bilet kontrolü yaptırarak içeri geçiyorsunuz. Trenimiz tam dakikasında geldi. Vagonumuza binip yerimize geçtik. Zamanında kalkış, hareket ediş, sesli ve görsel uyarılar, bilgilendirmelerle yolculara gerekli hatırlatmalar yapılıyor. Yolculuğunuz süresince bu televizyonla ‘hem eğlenceli bir yolculuk hem de sizin yolculuğunuz hakkında bilgilendirilmesiniz sağlanıyor. Zaman zaman 250km/h hıza çıkan trenimiz oldukça sessiz ve bu sürati hissettirmeyecek bir konfora sahip. Arifiye-Bozuyük arasında Sakarya Nehri boyunca çevrenin doğal zenginliği yolculuğunuza ayrı bir güzellik katıyor. Bu bölgedeki bazı tüneller henüz bitmediği için ve trenimiz eski hatta seyrettiği için daha yavaş ilerliyor.Bozuyük’den sonra trenimiz yeniden hızlanıyor ve orta Anadolu’nun kuru iklimi ve kıraç topraklarını seyrederek Eskişehir ve oradan da 1,5 saatte Ankara’ya,Ulus’da ki tren garına varıyorsunuz.
Hizmete giren bu yüksek hızlı trenle (YHT) konforu, hizmeti ve emniyeti ile rahat -yorucu olmayan 3 saat süren bir yolculukla Ankara’ya Ulus’daki tren garına iniyorsunuz. Bu özellikleri ile YHT insanlarımız için yeni ve önemli bir seçenek sunmaktadır.Bu seçenek günü birlik gidiş gelişler için bile rahatça kullanılabilecek özelliktedir.Kara yolu ulaşımında daha az riskli olan bu alternatifin hayırlı olmasını dilerim.