Demokrasimiz, Oy ve Ötesi ve Siyasi Partilerimiz

98

Demokrasimiz 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 30 Mart 2014 yerel yönetimler seçimi ile iki önemli süreci sağlıklı bir şekilde geçirmiştir. Bu her iki seçimde de seçim öncesinde fazla basılan oy pusulaları, trafolara giren şişman kediler, oy verme güvenliğinin olmadığı gibi demokrasimizin önemli bir unsuru olan seçimlerde oy sonuçlarının şeffaf ve güvenliği üzerine endişe ve şüpheler düşürülmeye çalışılmıştı. Çok şükür bunların birer endişe olması ötesinde herhangi bir olumsuzluk oluşmadı. ‘Oy ve ötesi’ gibi gönüllü çalışma grupları bu son iki seçimde sandık başlarında gönüllü gözetmenlikler yapmışlardır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlerimizde önemli bir seçmen kitlesinin karşılık bulduğu bu yerlerde ki bu çalışmalarda da ciddi bir sorun ortaya konulmamıştır. Bunların çalışmaları, basın kuruluşlarının çalışmaları ve farklı siyasi parti görevlilerinin çalışmalarında ki sonuçlarda ciddi farklılıklar gözlenmemiştir. Bütün bunlar seçimlerimizdeki her türlü şüpheyi kaldırmaktadır. Gerek kurumlarımızın, gerek siyasi partilerimizin gerek ise ‘oy ve ötesi’ gibi gönüllü sivil toplum çalışmaları Türk demokrasisinin standardının iyi olduğunun göstermektedir. Seçim, sandık sonuçları üzerindeki güveni arttıran ‘oy ve ötesi’ çalışmasına da sivil toplum kuruluşlarımızın sahiplenerek ilimizde ve diğer bölgelerimizde yaygınlaştırılmasının katılımcılığı arttırmak bakımından faydalı buluyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi Sn. Abdullah Gül’den sonra bir Başbakanımızı daha Cumhurbaşkanlığına taşımıştır. Bu hem Ak Partisi için hem demokrasimiz için övünülecek bir olaydır. Bu partimizin daha sonraki süreçte kendi dinamikleri  ile kavgasız-gürültüsüz Genel Başkanlığına  Prof. Ahmet Davutoğlu’nu seçmesi ve Başbakan olarak 62.hükümeti kurmakla görevlendirilmesi süreci takdire şayandır.Burada diğer önemli bir husus Cumhuriyet Türkiye sinin ve demokrasimizin tüm vatandaşlarına tanıdığı imkan ve fırsat eşitliğinin varlığıdır.Şöyle ki şu anki yöneticilerimizden Cumhurbaşkanımız Sn. R .Tayyip Erdoğan Rize-Güneysu’lu  bir balıkçının oğlu olup İstanbul Kasımpaşa’da büyümüş,eğitimini almış ve bilgi,gayret ve çalışması ile önce serbest meslek sahibi olmuş,daha sonra da İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığına kadar gelebilmiştir.2000’li yılardaki Türk siyasi hayatındaki karmaşa,güvensizlik ve arayışı iyi değerlendiren Sn. R.Tayyip Erdoğan ve arkadaşları yeni bir atılımla 2001 de muhafazakar demokrat bir yapıda Ak Partiyi kurmuştur.Bu parti 2002 seçimlerinde yokluk,yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele iddiası ile milletin güvenini kazanmış diğer partilere ŞAH çekerek  iktidar olmuştur. Buradaki Şah çekmeyi satranç da rakibini mat etmek olarak görebiliriz. Siyasette ise bunu iktidarın ŞEFKAT, ADALET ve HİZMET mantalitesi olarak değerlendirebiliriz. O  günün şartlarındaki tüm olumsuzluklara rağmen Türk milleti demokratik olgunluğunu göstererek kendisine güven veren Ak partiyi iktidara ve liderini de Başbakanlığa taşımıştır. Yine demokrasi sayesinde Başbakanımız Sn. R. Tayyip Erdoğan 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.

Sn. Prof. A. Davutoğlu Konya’nın bir küçük beldesinde doğmuş ve yetim olmasına rağmen ülkemizin imkânları sayesinde ve kendi gayretiyle İstanbul Erkek Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesinde eğitimini tamamlayarak Prof.’luğa kadar yükselmiş ve siyasette de önce dışişleri bakanlığı daha sonra da Başbakanlığa kadar gelebilmiştir. Ana muhalefet lideri Sn. Kılıçdaroğlu da Tunceli’li olup yine ülkemizin verdiği fırsatlarla iyi bir eğitimden sonra önce bürokraside yükselmiş daha sonra siyasette ana muhalefet partisi liderliğine kadar gelebilmiştir. Daha önceden de Türk siyasi tarihinde, çok partili dönemimizde Aydın ilimizin Çakırbeyli çiftliğinden Sn.Adnan Menderes’in, Isparta İslam köyünden Sn.Süleyman Demirel’in, Kastamonu’lu Sn. Bülent Ecevit’in, Malatya’lı Sn.Turgut Özal’ın, Sinop’lu Sn.Necmettin Erbakan’ın, Lefkoşe doğumlu Sn.Alparslan Türkeş’in, Kayserili bir demirci ustasının oğlu Sn.Abdullah Gül’ün gelişmiş demokrasimiz sayesinde devletimizin en üst makamlarında hizmet etme imkânlarına kavuştuklarını görüyoruz. Bu devlet büyüklerimizin ölenlerine rahmet yaşayanlarına sıhhat ve afiyet dilerim. Bunlar ülkemiz insanı için fırsat ve imkân eşitliğini gösteren örnekler olup tüm vatandaşlarımızın gurur duyması ve ümitli olmasını gerektiren hususlardır diye düşünüyorum.

Önemli gördüğüm bir husus da demokrasinin en önemli yönü olan yenilenme ve değişimi Adalet ve Kalkınma Partisinin diğerlerine göre daha iyi yaptığıdır. Sn.Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığa gelişi ve  Başbakanlığı bu yönü ile de değerlendirmeli ve diğer siyasi partilerce örnek alınmalıdır. Buna bu siyasi partimizin üç dönem millet vekilliği ilkesini de ekleyebiliriz.Tabiidir ki yenilenmenin kaliteli olabilmesi için vatandaşlarımızın siyasi partilere ve sivil toplum kuruluşlarına daha çok önem vermesi gerekmektedir. Özellikle karnı tok-sırtı pek-meslek ve meşrebinde başarılı olan insanlarımızın kendine uygun kurum ve kuruluşlardan görev talep etmeleri, sorumluluk almaları önemsenmelidir.

Bütün bunlar görmemiz gereken güzelliklerimizdir. Devletimizin güçlenmesi, demokrasimizin daha da gelişmesi yönünden ümitli olmamızı gerektiren hususlardır. Bölgemizdeki tüm karışıklıklara ve kötü yönetimlere rağmen ülkemiz demokrasimizin gelişerek güçlenmesi ülkemizin geleceğinin parlak olacağının işaretidir. Bundan sonra da başta Cumhurbaşkanımız Sn. R. Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakanımız Sn. Ahmet Davutoğlu ve yeni hükümetimizden demokrasimizi daha da geliştiren çalışmalar ve milletimize hizmet vaatlerinde başarılı olmalarını dilerim.

Dr.H. İbrahim Kahraman

Kocaeli Kent Konseyi Başkanı