Eğitimde Başarının Göstergesi Yerleştirme Sınavları mıdır?

80

Yıllardır veli, basın ve bir takım çevrelerce, eğitim kurumlarının,“tek ve olmazsa olmaz amacının”,yerleştirme sınavları olduğu algılanmaktadır.

Bu çevreler, bilerek veya bilmeyerek “eğitim kurumlarını” ve özellikle de “İl Milli Eğitim Müdürlüklerini” sınavlarda yeterince başarılı olamadıkları için, ağır şekilde eleştirmektedirler.

Öyleyse bu çevrelerin haklı olup olmadıkları hususuna, mevzuat doğrultusunda objektif bir perspektiften bakalım.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin,“Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, seçkin bir ortağı yapabilmesi” hususunda belirlediği eğitim hedefleri, 1739 sayılı “MİLLÎ EĞİTİM TEMEL KANUNU’NUN 2.maddesinde vurgulanmaktadır:

I – Genel amaçlar:

Madde 2 – Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,

1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;

Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.

Bu amaçlar tahlil edildiğinde; 1.maddenin “bilişsel”, 2.maddenin “duyuşsal”, 3. maddenin de “devinimsel” yada  “psikomotor becerileri” içerdiği görülür.

İlgili yasanın 4.maddesinde ise:“Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve temel ilkelere uygun olarak tespit edilir.” Denmektedir.

Öyleyse çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının neler olduğuna ve özel amaçlarınabakalım:

Madde 20 –Okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,

1. Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak;

2. Onları ilk öğretime hazırlamak;

3. Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı yaratmak;

4. Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır.

Görüleceği üzere,okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri içinde “sınav kazandırmak” diye bir madde bulunmamaktadır.

Hadi diyelim ki anaokulunda sınav olmaz, peki diğer kurumların amaçlarına bakalım:

Madde 23 – İlköğretimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,

1. Her Türk çocuğuna iyi bir vatandaş olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak; onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek;

2. Her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve kabiliyetleri yönünden yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamaktır.

3. İlköğretimin son ders yılının ikinci yarısında öğrencilere, ortaöğretimde devam edilebilecek okul ve programların hangi mesleklerin yolunu açabileceği ve bu mesleklerin kendilerine sağlayacağı yaşam standardı konusunda tanıtıcı bilgiler vermek üzere rehberlik servislerince gerekli çalışmalar yapılır.

Burada da, ilkokul ve ortaokullardan oluşan ilköğretim kurumlarının  amaçları arasında “sınav kazandırmak” diye bir madde bulunmamaktadır.

Peki daha çok öne çıkan ve irdelenen, başarısı küçümsenen ortaöğretim kurumlarının amaçlarını görelim:

Madde 28 – Ortaöğretimin amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak,

1. Bütün öğrencilere ortaöğretim seviyesinde asgari ortak bir genel kültür vermek suretiyle onlara kişi ve toplum sorunlarını tanımak, çözüm yolları aramak ve yurdun iktisadi sosyal ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmak bilincini ve gücünü kazandırmak,

2. Öğrencileri, çeşitli program ve okullarla ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda yüksek öğretime veya hem mesleğe hem de yüksek öğretime veya hayata ve iş alanlarına hazırlamaktır.

Bu üç kurumun da ortak amaçları arasında sınavları çağrıştıran “üst öğrenime hazırlamak” ifadesi geçmekte ise de, bu ibarenin “sınavla üst öğrenime hazırlamak” anlamından daha kapsamlı, diğer amaçları da içeren genel bir ifade olduğunu kabul etmek lazım.

 

Çünkü bireyi üst öğrenime hazırlamak,sadece sınavları kazandırmakla sağlanamaz. Burada kast edilen, bireyi, bir üst kurumun amaçları doğrultusundaki beklentilerine, cevap verebilecek düzeyde, maddi ve manevi olgunluğa,kapasiteyegetirmek kastedilmektedir.

 

Bu düzeyin çocuğa kazandırılması da, devam etmekte olduğu kurumunun özel amaçları doğrultusunda yetiştirilmesiyle mümkündür.

 

Yani kurumların amaçları arasında sınav kazandırmak olsa bile, bireyin sadece sınavı kazanarak bir üst öğrenime yerleşmesi, (eğer okuduğu kurumun diğer amaçlarını da edinememişse), hayata eksik hazırlanacağı anlamını taşır. Kurum da görevini tam yapmış, başarılı olmuş sayılamaz.

 

Çünkü, sadece bir amaçtaki başarıyı,kurumun başarısına endekslemek doğru bir yaklaşım olmaz sanırım.

 

Oysa dikkate alınmayan(veya alınamayan), görmezden gelinen ve neticede çocuğa yansıtılmayan genel ve özel amaçlar arasında nelerin feda edildiğine bir bakalım:

 

Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerinibenimsemek, korumak ve geliştirmek”,

“Ailesini, vatanını, milletini sevmek, yüceltmek”

“Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilmek bunları davranış haline getirmek”

“Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere sahip olmak”

“Hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip olmak”,

” İnsan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duymak”

“İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirmek”

“Gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazanarak hayata hazırlanmak”

“Mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak”

“Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak”

“Milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak”

“Nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın seçkin bir ortağı yapmak”

 

Yukarıda sıralanan cümleler “genel amaçlardan” alıntılardır.

 

-Bu gün ülkenin kendi evlatları, değerlerine yabancıysa, bir torun maaşına göz diktiği dedesini öldürebiliyorsa, bir delikanlı askerlik yapmamak için kendini vurarak çürüğe çıkmaya çalışıyorsa,

 

-Toplumda ruh sağlığı bozuklukları ayyuka çıkmışsa, genç kızlar sevgilisi istediği arabayı almadı diye intihar edebiliyorsa, apartman dairelerinde ölen, kokunca anlaşılan yaşlılardan sakinleri bihaberse, huzurevlerinde patlama yaşanıyorsa, dahası sokaklarda yatan, çöplüklerden geçinenler çoğalmışsa, beden sağlığımız, ahlakımız yerlerde geziyorsa,

 

-Hür ve bilimsel düşünceden yoksunsak, irademizi kullanamıyorsak, kendimize yetemiyorsak, saygılı olamıyorsak, çevremize, olaylara duyarlı değilsek,

 

-Beceri karteksimiz zengin değilse, yeterli hobilerimiz yoksa, mutlu olabilmeyi ve edebilmeyi başaramıyorsak, hayatın zorlukları ile baş edemiyorsak, toplumun refahına katkıda bulunamıyorsak, yüzlerde tebessüm göremiyorsak, özür dilemek yerine tehdit etmeyi yeğliyorsak,

 

Neticede, hala ülkemiz”çağdaş uygarlığın seçkin bir ortağı”değilse, oturup yeniden düşünmeliyiz.

 

“Biz nerede hata yapmaktayız?”

 

Diyeceğim şu ki, sivil toplum kuruluşları, basın ve velilerbaşta olmak üzere, tüm eğitim bileşenleri, artık yerleştirme sınavları hususunda; öğretmenleri, okul müdürlerini ve “biricik” dediğimiz halde, sınav yükünün altında paspasa çevirdiğimiz çocuklarımızı sınavlar hususundarahat bıraksınlar. İl Milli Eğitim Müdürlerimize haksız yere yüklenmesinler.

 

Birazcık eğitime gönül veren, ilgilenen çevreler de, eğitimin bireyden öncelikle neler beklediğini, kurumların gerçek amacının ve işlevinin neler olduğunu,yeni baştan irdelesinler.

 

Gelin eğitim kurumlarımıza bu anlamda destek olalım.Bonzaiden, tinerden, uyuşturuculardan çocuklarımızı kurtaralım.

 

Tür Milli Eğitiminin genel ve özel tüm amaçlarını yansıtan çocukların yetişmesine ve böylelikle sağlıklı, huzurlu toplumların oluşmasına zemin hazırlayalım.

 

Göreceksiniz bu amaçları yansıtan çocuklar, zaten sınavları da kolaylıkla başaracaklardır.

 

Aksi takdirde toplumda sorunlar gün geçtikçe çoğalacak, bizimle beraber, çocuklarımız da hep mutsuz olacaklardır.

Sevgiyle kalın.