17 Temmuz 1959 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin Başkanı Dvvight D. Eisenhovver, yaptığı açıklamada. Esir Milletlerin dramını dile getirmiş ve Esir Milletler Haftası ihdas edilmek suretiyle, problemlerine çözüm aranması gerektiğini belirtmişti. Sonraki yıllarda, 17 – 24 Temmuz günleri, Esir Milletler Haftası olarak değerlendirildi.
Dünya üzerinde, tarih boyunca ve bugün bile Türkler; en çok ferdi esir olan milletlerin başında gelir. Çarlık Rusya’sı dönemi dâhil edilirse, 150 yıldır Moskova zulmü altında inleyen soydaşlarımız, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB)’nin dağılmasının ardından, az da olsa rahat bir nefes alma imkânı bulabildiler. SSCB yönetimi, sırf Türk ve Müslüman olduğu için insanlara baskı, zulüm ve işkence uyguladı, zindanlara attı, sürgünlere gönderdi. Gayri insanî şartlardaki çalışma kamplarında öldüresiye çalıştırdı. SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetleri’nde yaşayan soydaşlarımızın çilesi henüz dolmamıştır. Moskova, kendi hesabına, sağlam zeminlere oturttuğu sömürü düzenini hâlâ devam ettiriyor.
Esir Milletler Haftası Nasıl İhdas Edildi?
22 Haziran 1959’da ABD senatosu üyesi 19 kişi. Senato Başkanlığı’na bir dilekçe verdiler. Dilekçede, Temmuz ayının 17. gününün Esir Milletler Günü, ve yine Temmuz ayının üçüncü haftasının Esir Milletler Haftası olarak ilân edilmesi talep ediliyordu. Ayrıca; dünyanın her tarafında ve her sene ABD Başkanı tarafından konunun önemini anlatan bir beyanname yayınlanması isteniliyordu. 19 senatörün bu teklifi, 6 Temmuz 1959’da Senato tarafından, 10 Temmuz’da da Temsilciler Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edildi. Başkan Eisenhower kararı bekletmeden onayladı ve 17 Temmuz 1959’da, teklifte sözü edilen beyannameyi yayınladı. Esir Milletler Günü ve Haftası vesilesiyle yapılan çalışmaların doğrudan oluşturduğu sonuçlar olmasa bile, o günden bu yana, konu ile ilgili çok olumlu gelişmeler sağlandı.
Polonya, Macaristan, Çekoslovakya ve Doğu Almanya, Komünist Rusya’nın sömürgesi olmaktan kurtuldu. Daha SSCB dağılmadan Litvanya, Letonya ve Estonya bağımsızlıklarını ilân ettiler. Bu gelişme, batılı ülkeler tarafından destek gördü ve resmen tanındılar.
Esir Milletler Günü ve Haftası’nın oluşturduğu şuurun işlenmesi ve gelişmesi sonucunda. SSCB’ye bağlı muhtar cumhuriyetlerde bağımsızlık fikri güçlendi ve 6 Türk Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler Teşkilâtı’nın üyesi bağımsız ülkeler oldular. Yine aynı gelişmeler sebebiyle, sömürü düzeninin Avrupa ortasındaki temsilcisi Yugoslavya dağıldı. Dünya üzerinde zâten Yugoslavya diye bir ülke yoktu. Yugoslavya, ‘Aşağı Slavya’ anlamında sun’i bir isimdi. Haliyle, Yugoslav diye bir millet de yoktu.
Bölgede, içerisinde Müslüman Türklerle, Türk soyundan gelmemekle birlikte Müslüman olan insanların da bulunduğu 6 ayrı etnik grup yaşıyordu. Yugoslavya’nın mirasına sâhip çıkmak isteyen Sırbistan, güce dayalı olarak çevre ülkeler halkına, özellikle Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin Osmanlı dostu Müslüman halkına, esir muamelesi yapmaya başlayınca; bütün dünya, gecikmeli de olsa, vahşetin karşısında yer aldı. Pamuk ipliğine bağlı da olsa çözüm bulundu ve uygulandı. Aynı hassasiyet, Makedonya için de gösterildi.
Bugün Esir Milletler Haftası‘nı idrak etmeye başladık. İnsan hakları kavramını dillerinden düşürmeyen Hıristiyan batı dünyası Esir milletleri unutmuş görünüyor. Veya görmezden geliyor.
Bu anlamlı günde; Irak Türkmenlerine, Doğu Türkistan ve Kırım Türklerine, Filistin halkına kolaylıklar ihsan etmesini, mâruz kaldıkları zulümleri sona erdirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. .