2013-2014 Öğretim yılı 16 Eylül 2013 tarihinde başladı. Geleceğimizin teminatı sevgili çocuklarımıza ve gençlerimize, anne ve babalarına, eğitimin temeli öğretmenlerimize yeni öğretim yılında sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim. Yeni öğretim yılına başlarken geçen öğretim yılında uygulamasına geçilen (4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin) bir yıllık karnesine bir göz atalım.
Biz müneccim değiliz. Ama normal çalışan bir aklımız var. Bu aklımızla (4+4+4 zorunlu eğitim sisteminin) en kısa zamanda çıkmaza sürükleneceğini bir yıl önce söylemiş ve medyada bu görüşümüzü kamuoyuyla paylaşmıştım. Biraz kafa yorulsa, hesap kitap yapılsaydı, bugünlerin mimarı olanlar da bu gerçeği görebilirlerdi. Allah’tan Milli Eğitim Bakanı değişti de bazı yanlışlardan geri adım atıldı. Buna rağmen sistemin bir sorunlar sarmalı haline geldiğini görüyoruz.
1.Okulöncesi eğitim:Son yıllarda gelişen ve yaygınlaşan eğitimin bu en önemli basamağı, Şûra kararlarına rağmen,zorunlu eğitim kapsamına alınmadığından eğitim hayatımızdaki önemini kaybetmiştir. Birçok Okulöncesi Öğretmenliği adayı açıkta kalmıştır.
2. İlkokul:İlköğretimin 1. Kademesi beş yıl iken İlkokul olarak dört yıla indirilince yüzde 20 Sınıf Öğretmeni mağdur oldu. Kimi emekli olmak zorunda kaldı, kimi ya 15-20 yıl önce mezun oldukları, fakat yapmadıkları için bilgilerini unuttukları branşlara kaydırıldı, ya da özel eğitim gerektiren engelli öğrenci eğitiminde görevlendirildi. Yeni Bakan, 66 aya indirilen İlkokula başlama yaşını 69 aya indirerek velilerin isyanını kısmen bastırdı. Çünkü geçen yıl 66 aylıkken İlkokula başlayan çocukların büyük çoğunluğu okuma-yazma öğrendi.
3.Ortaokul:İlköğretimin 2. Kademesini oluşturan Ortaokul, üç yıldan dört yıla çıkarıldı. Bu öğretim basamağında ise büyük ölçüde branş öğretmeni açığa meydana geldi.
4.Lise:(4+4+4 sistemi) gereği, Lise öğretimi zorunlu eğitim kapsamına alındı. 2011-2012 öğretim yılında liselerde okullaşma oranı %65’ti. yani 1.200.000 ortaokul mezununun 800.000’i liseye devam ediyor, 400.000’i devam etmiyordu. O günün Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitimcilere danışmadan hem sistemi kuşa çevirdi, hem de 4 yıllık lise öğretimini zorunlu eğitim kapsamına aldı.Bunu yapmak için öncelikle 30 derslikli 1000 öğrenci kapasiteli 400 lise açılması gerekirdi.Ama bu yapılmadan uygulamaya geçildi ve yüzbinlerce öğrenci açıkta kaldı.Şimdi deniyor ki: çocuğunu paran varsa Koleje gönder, yoksa diploma notu tutuyorsa Meslek Lisesine veya İmam Hatip Lisesine yazdır, o da olmazsa ne yapalım, o da Açık Liseye gitsin.Merhum Avni Akyol’un getirdiği ders geçme ve kredi sistemi de, bu fiziki alt yapının yetersizliğinden 5-6 yılda iflas etti.
5.Eğitim bürokrasisi: EskiBakan Ömer Dinçer’e göre (eğitimi eğitimciler yönetemez)di. O yüzden, Çalışma ve Sağlık Bakanlığı bürokratlarından bir kısmı Milli Eğitim Bakanlığında görevlendirildi. 350 üst düzey Milli Eğitim bürokratı kızağa alındı. Alanında yetişmiş ve deneyimli bu bürokratlar hâlâ da kızakta. Çalışmadan maaş alıyorlar. Eğitim ise bir türlü sorunlarından kurtulamıyor.Eğitimi kimin yönetemediği bir yılda ortaya çıktı. Yeni Bakan da bu sorunu çözemedi.
6. Sınavlar ve Dershaneler:Başbakan Erdoğan ve eski Bakan Dinçer,Liselere giriş sınavlarının (SBS)kaldırılacağını ve Dershanelerin kapatılacağını söylemişti. Yeni Bakan Avcı ise, SBS’nin kaldırıldığını, fakat altı dersten her dönem birer merkezi sınavın yapılacağını açıkladı. Yani bu konuda geri adım atıldı. Tek merkezi sınav yerine, çoklu merkezi sınav yapılması, dershanelerin de eğitim programlarını değiştirerek hayatiyetlerini sürdürecekleri gerçeğini ortaya koydu.
7. Kıyafet sorunu: Eski Bakan Dinçer, geçen öğretim yılında radikal bir kararla okullarda serbest kıyafet uygulamasına geçildi. Bu uygulama, büyük karışıklıklara ve disiplin olaylarına yol açtı. Yeni Bakan Avcı durumu düzeltmek için bu öğretim yılında sorunun çözümünü velilere bıraktı. Okulda öğrencilerin okul forması mı, serbest kıyafetmi giyeceklerine velilerin oyları ile karar verilecek. Yüzde 50+1 oy alan seçeneğe göre hareket edilecek.
8. Müdür Atamaları:2013-2014 Öğretim yılı başladı, hala Müdür atamaları yapılamadı. Halbuki şimdiye kadar çoktan yapılması gerekirdi. Sadece İstanbul’da 333 eğitim kurumunun müdürlüğü boş. Sınav kazanıp başvuran 861 müdür adayı var. Atama süreci daha bir ay sürecek. Bu arada atamalarda iktidar yanlısı sendikanın müdür atamalarında Bakanlığa liste vererek baskı yaptığı iddia ediliyor. Hatta bu durumdan vicdanen rahatsız olan bazı Sözlü Sınav Komisyonu üyelerinin görevden çekildikleri söyleniyor.
Kısacası, bir yıl önce (4+4+4 sistemi) ile ilgili söylediğimiz her şey doğru çıktı. Sorunlar sarmalı halindeki eğitim sistemi, yeni Bakanın iyi niyetli düzenlemelerine rağmen birinci yılında sınıfta kalmıştır.Önümüzdeki günlerde çocuğunu bir Liseye yerleştiremeyen veliler sokaklara dökülürse şaşmayın.Görünen köy, kılavuz istemezdi. Ama kılavuzunuz yoksa veya kılavuzunuz karga ise başınız dertten kurtulmaz.