28.07.2008 Günü Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu’nun 4 yıllık icraatını bizzat kendisinden dinledik.
Gördük ki 4 yıla gerçekten inanılmaz projeler sığdırılmış.
Görülen o ki, biz rahat yataklarımızda mışıl mışıl iken, o hep bişeyler planlamış.
Sorumluluk duygusu, görev aşkı böyle bir şey olmalı.
4 yılda on bin porojenin gerçekleştirildiğini dile getirdi.
Gerçekten büyük bir rakam ve büyük bir olay, tebrikler.
Hele yapılması planlanan projeler; Taslağını gördüğümüz kadarıyla, moda tabirle devrim niteliğinde.
İnşallah o projeler de Kocaeli halkının kullanımına biran evvel açılır.
Tarih 29 Temmuz. Yani sayın başkanımızın açıklamalarından bir gün sonrası.
63 yaşında bir tanıdığımın konuşması;
Açıklamaları 41TV’den canlı takip etmiş.
Aynen şunları söylüyor;
“Projeler gerçekten büyüleyici. Ancak benim dikkatimi çeken projelerden ziyade, konuşmanın hiç bir yerinde başkanın BEN dememesi, yapılan çalışmalarda tüm çalışanlarının katkısını yüksek sesle seslendirmesiydi”.
Bütün projelere çaycının bile katkısını, üzerine basarak dile getirmek, herkesin hakkını teslim etmek; İşte olgunluk ve büyüklük budur.
Bu sözleri dinleyince 25 yıl eskiye gittim;
1982–83 öğretim yılıydı, yani çeyrek asır öncesi.
Çiçeği burnunda bir öğretmenim ve Kocaeli Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümünde göreve başladım.
Kısa süre içerisinde, okul içinden ve okul dışından belli bir çevre edindik.
Okulumuzdaki öğretmen camiasından edindiğimiz bir kaç kişinin yeri bir başkaydı.
Bunların başında da, Mehmet Karagöz ve İbrahim Karaosmanoğlu gelmekteydi.
Bu iki kişi, gerek beyefendilikleriyle, gerek mesleklerindeki başarılarıyla, gerek mesleklerine bağlılıklarıyla, gerek öğrencileriyle ve gerekse çevresindeki kişilerle olan diyaloglarıyla çok büyük değerlerdi.
Sayın İbrahim Karaosmanoğlu’nu o günkü haliyle bir düşündüm;
O vakitler 4 öğretmen arkadaş bir ev kiralamıştık.
Evimiz misafir ağırlamaya müsait idi.
Mehmet Karagöz, İbrahim Karaosmanoğlu ve beraberinde 2–3 öğretmen arkadaşımızla beraber zaman zaman bize uğrarlar ve koyu bir sohbete dalardık.
O ekibin geldiği gün günümüz dolu dolu geçerdi. Ve biz, o günü boşa geçirmediğimize inanırdık.
Sayın İbrahim Karaosmanoğlu’nun beyefendiliği, asaleti, kibirden son derece sıyrılmış olması, o günlerde biz genç öğretmenleri, tabiri caizse eziyordu.
Şimdi o günden bugüne ne değişti diye bakıyorum da, önemli bir makama gelmiş, herkes tarafından tanınan, meşhur biri olmuş Sayın Karaosmanoğlu.
Ama hala gösterişten uzak, hala kibirden eser yok, hala mütevazı, hala alçak gönüllü.
Ee bu durumda ne denir; “Sayın İbrahim Karaosmanoğlu, siz kendinizi aşmışsınız, siz hakikatlere vakıfsınız, siz Yüce Dinimizin yasakladığı gururdan, kibirden arınmışsınız.
Siz, “Çalışanı Allah muvaffak eder” düsturunu kendinize şiar edinmişsiniz.
Ve büyük bir tespit de yapmışsınız; “Çalışınca Oluyor”.
Bunu 4 yıllık icraatınızla ispatladığınıza inanıyorum.
Eminim Kocaeli kıymetinizi bilecektir.
Allah yar ve yardımcınız olsun sayın hocam.