Bu sonuçlara baktığımda diyorum ki sevelim, sevmeyelim, görüşlerine muhalif olalım veyahut olmayalım ama Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi arenadaki belki de en güçlü diyebileceğimiz adaylarla girdiği yarıştan 2014’teki %51,79’luk oyunu da artırarak %52,57 gibi bir oranla birinci çıkıtı. Seçimi ilk turda sonuçlandırması takdiri hak ediyor, bu büyük bir seçim zaferidir. İlk yapacağım yorum da budur.
Daha sonra Muharrem İnce’ye helal olsun diyorum. Malum beyefendinin 8 senedir yapamadığını şurada bir kaç haftada yaparak psikolojik bir eşik olan %30’u aşması çok büyük başarıdır. Kendisi üzerine düşen görevi hakkıyla yapmış, alabileceği en sağlam oy oranını almıştır. Bazı CHP’lilerin ona yüklendiğini görüyorum bunu kesinlikle Muharrem hocaya yapmayın yahu! Elde ettiği oy oranı, elde ettiği başarı öyle ufak tefek bir mevzu değil. CHP’nin adayı 41 sene sonra partiyi %30 üzerine çıkardı, inanılmaz performans! Ve bugün yaptığı açıklamayla da kendisine olan saygımı, sevgimi daha da artırdı. Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme yaparken ki üslubu %31 oy almış bir adayda bulunması gereken olgunluğu taşıyordu. Tebrikler hocam büyük iş başardın! Tabloya baktığımda cumhurbaşkanlığı seçiminin iki kesin kazananı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Muharrem İnce’yi görüyorum.
Selahattin Demirtaş potansiyel Kürt oyunu taşıdığı için ona yapacak spesifik bir yorumum yok ama seçimin iki kesin kaybedeni Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’dur…
Milletvekilliği seçimleri için izlenimlerimi bundan sonra yapacağımı hatırlatarak devam ediyorum, Meral Akşener net bir başarısızlık elde etti. Bunu dolandırmanın alemi yok. Parti oyu %10,20’lerdeyken kendisinin oyu %7,29’da kaldı. %3’lük Puan farkı göz ardı edilecek kadar küçük değil. Tabii buradaki bu sonucun medya ambargosuyla alakası var efendime söyleyeyim imkânsızlıklarla alakası var ama Meral Akşener iki sefer memleketi dolaştı, sayısız insanla buluştu çok büyük bir beklentisi söz konusuydu ikinci tura ben kalıyorum derken bırakın Erdoğan’ı Muharrem İnce’nin 4’te biri kadar oy elde etti. Buradaki gerçeğin üzerinde iyi düşünmek, tahlilini iyi yapmak gerekiyor. Bana soracak olursanız bu neticenin en büyük sebebi Meral Akşener’in “Sağdan nasıl olsa oy alacağız” kafasıyla düşünüp özellikle kampanyanın son düzlüğünde sol seçmenden oy koparma stratejisine gitmesi. Meral Akşener kendini anlatması gereken güruha yeteri kadar anlatamadı ve Muharrem İnce gibi kitlesinin üzerindeki ölü toprağını atıp peşine takmış bir liderin arkasındaki seçmenden oy koparmayı denedi. “İkinci turda kimi görmek istemez.” “Sağ-sol sosyolojik seçmen.” argümanları çok doğru olsa da bunların altına imzamı atsam da kendisi sağ tarafı halletmeden sol oya oynamaya kalktı netice itibariyle kendisinden beklenilen oyun çok altında kaldı.
Temel Karamollaoğlu’nun başarısızlık sebebi ise tabanına meseleyi iyice anlatamamasıdır. Beni tanıyanlar biliyor ki benim görüşlerimin kendisiyle hiçbir alakası yok ama paylaştığımız ortak değerlerimiz var. Kocaeli mitingine katıldım, kendisini en önden dinledim. Hiçbir yerden okumadan, tamamen doğaçlama bir biçimde 1 saatten uzun bir konuşma yaptı. 78 Yaşındaki bir adamdan, 78 yaşındaki bir saadet partili adamdan beklemeyeceğim kadar bilgi dolu, pozitif mesajlar dolu, akıl ve bilim dolu bir konuşmaydı. Hatta öyle bir konuşmaydı ki ben o konuşurken alanda kendimi misafir olmama rağmen hiç misafir gibi hissetmedim, söylediklerine katıldım. Sorun şu ki Temel Karamollaoğlu’nun “Ben İslamcı değilim, Müslümanım.” Beyanıyla birlikte başlayan süreçle birlikte kendisi tam bir muhafazakâr demokrat imajı çizdi. (Zaten epey entelektüel bir insan olduğunu düşünüyorum, belirtmeden geçmeyeyim.) Fakat saadet partili taban buna bence hazır değildi, sloganlarındaki gibi bence Temel Karamollaoğlu tabana çok “bilge” geldi. Dini duyguları sömürmeden, tamamen akılcı, ilkeli ve dürüst yürüttüğü siyaset de kendisine kazanım getirdi. Ama bu kazanım %0,30 kadar olabildi. Ben bu %0,30’luk kazanımın çok kıymetli olduğunu, saadet partisi ve kendisinin oyuna bakarak ülkemizdeki akılcı Müslüman demokrat oranını aşağı yukarı tahmin edebileceğimizi düşünüyorum. Keşke herkes Temel Karamollaoğlu gibi kaybetse. Şimdi bugün bakarsak Numan Kurtulmuş bakanlık koltuğunda, bir şeyler kazanmış durumda. Ama Temel Karamollaoğlu bu süreçteki duruşuyla, liderliğiyle, sempatikliğiyle kesinlikle kaybetse bile manevi yönden en çok kazananlardandır. (Devam edecek)