Büyük Millet Meclisi (B.M.M.), Ankara’da 23 Nisan 1920’de açıldı.
B.M.M. 18 Mart 1920’de Misak-ı Millî kabul edilip İstanbul’da son toplantısını yapan Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin, Ankara’ya gelebilen üyeleri ile yeni seçilen üyelerden oluşuyordu. 23 Nisan günü; 1921 yılında, Millî Hâkimiyet Bayramı, 27 Mayıs 1935 târihinde Millî Hâkimiyet ve Çocuk Bayramı olarak kabul edildi. 12 Eylül 1980 askerî harekâtından sonra ise yalnızca Çocuk Bayramı olarak kutlanması kararlaştırıldı. 20 Nisan 1983’te tekrar Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı şekline dönüldü.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN AÇILIŞI
İstanbul’un işgalinden üç gün sonra, Mustafa Kemal Paşa, 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayınladı. Bildiride, “Olağanüstü yetkiler taşıyan bir Meclisin Ankara’da toplanacağı, Meclis’e katılacak üyelerin nasıl seçilecekleri, seçimlerin en geç on beş gün içinde yapılması gereği…” kesin ve kararlı ifadelerle yer alıyordu.
Ayrıca, dağılan Meclis-i Mebusan’ın üyeleri de Ankara’daki Meclis’e katılabileceklerdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş temelleri Ankara’daki bu ilk târihi binada atıldı. Birinci Meclis Binası, Kurtuluş Savaşı’nın yönetim yeri olarak pek çok tartışma ve millî kararlara sahne oldu. Bu yapı bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak, ilk yılların hâtırâlarını sergiliyor.
İllerde seçilen temsilciler ve Meclis-i Mebusan’ın bir kısım üyeleri Ankara’ya geldiler.
Ankara’nın o günkü şartları içinde Meclis’in toplanabileceği elverişli bir bina yok gibiydi. Sonunda, İkinci Meşrutiyet döneminde, İttihat ve Terakki Cemiyeti kulübü olarak yapılmış tek katlı bir bina uygun görüldü. Eksik kalmış yapı tamamlandı, okullardan toplanan ve halkın katkısıyla sağlanan eşyalarla donatıldı.
Hazırlıklar tamamlanınca, Mustafa Kemal Paşa 21 Nisan’da yayınladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis’in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.
23 Nisan 1920 Cuma sabahı erken saatlerde, Ankara’da bulunan herkes Meclis Binası çevresinde toplandı. Halk, kendi kaderine sahip çıkmanın heyecanı içindeydi. Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma namazından sonra, Meclis binası girişinde gözleri yaşartan muhteşem bir tören yapıldı. Saat 13.45’de, Ankara’ya gelebilen 115 milletvekili Meclis salonunda toplandı.
Parlamento geleneklerine göre, en yaşlı üye olan 1845 doğumlu Sinop Milletvekili Şerif Bey, Başkanlık kürsüsüne çıktı ve Meclis’in ilk toplantısını açtı. Şunları söyledi:
Burada Bulunan Saygıdeğer İnsanlar,
İstanbul’un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler tarafından işgal olunduğu ve bütün temelleri ile halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepimizce bilinmektedir. Bu duruma baş eğmek, milletimizin, teklif olunan yabancı köleliğini kabul etmesi demektir. Ancak tam bağımsızlık ile yaşamak için kesin olarak kararlı bulunan ve ezelden beri hür yaşamış olan milletimiz, kölelik durumunu kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplamaya başlayarak Yüksek Meclisimizi meydana getirmiştir.
Bu Yüksek Meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah’ın yardımıyla milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde alın yazısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip, kendi kendisini yönetmeye başladığını bütün dünyaya ilân ederek, Büyük Millet Meclisi’ni açıyorum.
Bu açış konuşmasında, millî egemenliğe dayalı yeni Türk parlamentosunun adı da Büyük Millet Meclisi olarak konulmuştu. Bu ad herkesçe benimsedi. Daha sonra Mustafa Kemal Paşa’nın bütün konuşmalarında yer aldığı şekliyle ve ilk defa 8 Şubat 1921 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesinde de yazılı olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) adı kalıcılık kazandı.
TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal Paşa’yı başkanlığa seçti. Mustafa Kemal Paşa, kendi öncülüğünde kurulan TBMM’nin başkanlığına Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar devam etti.
TBMM, açılışından iki gün sonra, sadece yasama değil, yürütme gücüne de sahip olacak hukukî ve siyasî yapısını düzenleme çalışmalarına başladı. Bu düzenlemeler, TBMM’nin tam bir güçler birliği ilkesini benimsediğini göstermişti.
2 Mayıs 1920’de Bakanlar Kurulunun seçilmesi hakkındaki kanun çıkarıldı. 11 Bakandan oluşan Meclis Hükümeti, 5 Mayıs’ta TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında ilk toplantısını yaptı.
TBMM’nin açılışı ile birlikte, millî egemenliğe dayalı yeni Türk Devleti doğmuş oluyordu. Birinci TBMM’nin iki temel hedefi, kesin zaferi kazanmak ve yeni devletin otoritesini güçlendirmek, kalıcılığını gerçekleştirmekti. Öncelikle, ülke topraklarının yabancı işgalinden kurtarılması gerekiyordu.
23 Nisan 1921 tarihinde, 23 Nisan’ın millî bayram olarak kabul edilmesine dair kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi. Olay şöyle gelişti:
Türk milletinin, işgalci devletlere karşı direnişinin simgesi olan TBMM, 23 Nisan 1920 târihinde açılmıştı. Meclis’in açılışının birinci yıldönümünde Saruhan (Manisa) milletvekili Refik Şevket (İnce) ve 11 arkadaşı, TBMM Başkanlığı’na tek maddelik bir kanun teklifi verdiler. Teklifte; ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk yevmi küşadı (yıldönümü) olan 23 Nisan, ayad-ı milliyedendir (millî bayramdır.’ Deniliyordu. Görüşmeler şu şekilde cereyan etti:
Yahya Galip Bey (Kırşehir): Bu öyle bir ulusal bayramdır ki, bunun üzerinde hiçbir bayram düşünülemez. Millet, kurtuluş ve mutluluk belgesini 23 Nisan 1920’de almıştır.
Celal (Bayar) Bey (Saruhan): Efendiler, biz esir olmayı reddediyoruz. Bağımsız olarak yaşadık ve yaşayacağız. Bu bizim hakkımızdır. Bu gün, İslâmiyet için de büyük bir gündür.
Ali Şükrü Bey (Trabzon): Kurtuluş Savaşı’mızın daha başındayız. Esirlik halkasını atmak istiyoruz. Bu işi bütün millet yaptığı halde, başarı bize mi aittir? Meselâ bir ordunun başarısı bir kumandana mı ait olacak? Meclis’in kendi kendine, 23 Nisan’da burada toplandığım için bugünü bayram yapıyorum demesi uygun değildir.
Müfit Efendi (Kırşehir): Efendiler, bugünün bir millî bayram olması gereklidir.
Refik Şevket (İnce) Bey (Saruhan): Koca tarihi canlandırmak şerefini, koca bir tarihi yeniden yaşatma görevini üzerine alan Meclisimiz bu günü elbette değerlendirecek, ve bunu torunlarına yadigâr bırakacaktır. Buna inandığım içindir ki, yüksek kurulunuza bu önerinin oybirliği ile kabulünü teklif ediyorum.
Refik (Koraltan) Bey (Konya): Efendiler, 23 Nisan’dan önce düşmanlarımızın bizim için söylediği ‘Türk milleti bağımsızlığa layık değildir.’ Sözünü işte bu büyük güne ulaşmakla yalanlıyoruz. Bugünün millî bayramlarımızdan biri olmak üzere kabulünü rica ederim.
Başkan: ‘Efendim, kabul edenler lütfen el kaldırsın. Kabul edildi efendim. Şimdi kabul ettiğiniz kanun gereğince bugün resmî tatil olduğundan, pazartesi günü toplanmak üzere oturumu kapıyorum.”
Bu kanun teklifini Meclis’in açılışının l. yıldönümünde veren, 23 Nisan gününün millî bayram olmasını sağlayan Saruhan (Manisa) Milletvekili Refik Şevket İnce Selanik Hukuk Mektebi mezunudur. Yedek subay olarak katıldığı Balkan Savaşı’nda kolundan sakat kalmıştı. İlk Meclis’e milletvekili olarak geldi. 1920 yılında İstiklal Mahkemeleri kurulunca Meclis tarafından Kastamonu İstiklal Mahkemesi üyeliğine seçildi. Asker kaçaklarını, bozguncuları, vatan hainlerini yargıladı. 1921 yılında Adalet Bakanı olarak görev yaptı.