Olimpiyatlar dünyanın en büyük spor olayıdır. Dört yılda bir ve her seferinde başka bir ülkede gerçekleştirilen spor oyunları organizasyonudur.
Olimpiyat oyunları devamı süresinde bütün dünya ülkelerinin odaklandığı ender olaylardan biridir. Sporcular, spor insanları, basın, televizyon, radyo kuruluşlarının görevlileri, reklamcılar, sigortacılar, turizmciler ve izleyicilerin meydana getirdiği olağanüstü bir olaydır.
Doğal olarak bütün bu aktiviteler nerede gerçekleşirse gerçekleşsin olimpiyat oyunlarının öncesinde, süresinde ve sonrasında meydana getirdiği hareketlilik, müthiş bir ticarî pazar ve milyonlarca dolarlık bir pastanın oluşmasına ve paylaşılmasına neden olur.
Olimpiyatların çok eski bir tarihi olmasına rağmen, nerede, ne zaman ve hangi koşullarda başladığı bilinmemektedir. Ancak bu konuda hikâyeler, mitler, söylentiler vardır ve bunlar çok sayıdadır.
Ancak, günümüzde bilinen tarihi itibariyle, İ.Ö. 776 ile İ.S. 392 yılları arasındaki 1168 yıl boyunca yapılan oyunların kayıt altına alındığı görülmektedir. Mevcut kayıtlara göre Eski oyunlar, Yunanistan’ın Olimpia bölgesinde ve yunan mitolojik döneminin baş tanrısı Zeus onuruna düzenleniyordu. Yarışmalar yalnızca Yunanlılara açıktı. Yabancıların, kölelerin ve kadınların olimpiyat oyunlarına katılmaları yasaktı.
Bilinen ilk oyunlar yaz aylarında gerçekleştiriliyor ve 1 ilâ 5 gün arasında sona eriyordu. Kazanan sporcuların başlarına, zeytin dallarından daha sonralarıda defne yapraklarından da örülmüş çelenkler konuluyordu.
Yarışmalar 192 metrelik (Grekçe) stadion (Latincesi stadium) denilen düz bir alanda gerçekleştiriliyordu. En çok, güç ve hıza dayanan sporlar yapılıyordu. Daha sonraları, atlı araba yarışları ve silahlarla donanımlı olarak hız müsabakalarının da oyunlara katıldığı anlaşılmaktadır.
İ.Ö. 146’da Romalılar, Yunanistan’ı işgal edince, olimpiyat kurallarını değiştirdiler. Yarışmalara civar ülkelerde yaşayan insanlara da katılabilme hakkı tanındı.
İ.S. 392 yılında Hıristiyanlığın etkisiyle, Roma İmparatoru II. Theodosius, Kilise’nin isteğini yerine getirerek olimpiyat oyunlarına son vermiştir.
Fransız asilzâdesi Baron Pierre de Coubertin 1892’de bütün dünya ülkelerinin sporcularının katılmasını ön gören ve uluslar arası dostluklara vesile olması dileğiyle olimpiyat oyunlarının yeniden başlaması için girişimlere başlamıştır.
Teklif çok olumlu ve ilgiyle karşılanmıştır. M. Baron Pierre de Coubertin başkanlığında oluşan komite oyunları başlatmak için yine yaz mevsimine karar vermiştir. Böylece 1504 yıl sonra 1896 yılında olimpiyat oyunları, ilk kez gerçekleştirildiği ülke olan Yunanistan’ın Atina kentinde tekrar başlamıştır. Bu organizasyona 14 ülke ve 241 sporcu katılmıştır.
Olimpiyat oyunları 1920 yılında sembol bayrağına kavuşmuştur. Bayrakta beyaz zemin üzerinde birbiri ile kesişen beş ayrı renkte çemberler yer almıştır. Siyah renk Afrika’yı, sarı Asya’yı, mavi Avrupa’yı, kırmızı Okyanusya’yı ve yeşil ise Amerika’yı temsilen kullanılmıştır. Ayrıca, olimpiyat bayrağında yer alan renkler, tüm dünya ülkelerinin ulusal bayraklarının renklerini de simgelemektedir.
Olimpiyatların parolası ise hızı, yüksekliği ve gücü eksen alan ve “Daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü” anlamına gelen “citius, altius, fortius” sözcükleridir. Bir diğer düstur ise kurucu başkanın sözlerinde ifadesini bulan, “katılmak, kazanmaktan önemlidir” ilkesidir.
Olimpiyat oyunlarında kazanan sporcu altın, ikinci gümüş, üçüncü ise bronz madalya ile ödüllendirilmektedir. Madalyalar altın ve gümüş kaplamalıdırlar. Madalyaların çapları genelde 60 mm olmakla beraber günümüze kadar yapılan olimpiyatlarda bu ölçünün 33 mm ile 85 mm arasında değiştiği görülmektedir. Ön yüzlerinde mitolojik zafer tanrıçası Nike yer almaktadır. Arka yüzlerinde ise oyunlara ev sahibi olan ülkenin sembollerine yer verilmektedir. Londra 2012 oyunlarında madalyaların kalınlıkları 7mm, ağırlıkları 400 gr, çapları ise 85 mm olacaktır. XXX. Olimpiyatların madalyaları, sanatçı David Watkins tarafından tasarlanmıştır (bkz; http://www.bbc.co.uk/news/uk-14291544 ).
Oyunlar, Yunanistan’dan gelen meş’ale ile olimpiyat ateşinin yakılması ve organizasyonu yapan ülke başkanının açılış konuşmasıyla başlamaktadır. Organizasyonu düzenleyen ülkenin şampiyon ve önemli bir sporcusu, tüm sporcular adına olimpiyat yemini eder böylece yarışmalar başlar.